İLLE DE MÜZİK OLSUN...

Bugün, doğumdan ölüme hep bizimle olan bir olgudan söz etmek istiyorum. Aklınıza ne geldi bilmiyorum ama benim kastettiğim sadece MÜZİK idi.. . Artık doğmadan önce de hamile annelere müzik dinletiliyor ve çocuğun olumlu etkilenmesi sağlanıyor bildiğim kadarıyla. Müzikle uyuyan çocukların daha sakin ve başarılı olduğu bilimsel bir gerçeklik olarak söyleniyor , ne kadar doğrudur bilemem. Çok eskiden beri terapi olarak da kullanıyoruz müziği.

Evet, müzik sanat dallarının belki de ilki, “belki” dedim zira resim de onunla başabaş gidiyor tartışmalara göre. İkisi de olmazsa olmazımız, ama müzik biraz daha önde sanki.

Hayattır müzik, hayatın kendisini birebir temsil eder. Ninnilerle büyürüz, bilir misiniz ki bizim ninniler HİCAZ makamındadır. O zengin sesler minicikken kulaklarımıza aşılanır ve hayat boyu onları apayrı severiz. Sanat ve Halk müziği ezgilerimizi oluşturan sesler Batı sistemine göre oldukça fazla ve çok daha zengindir.  Bu yüzdendir ki içimizi deler geçer, hiç kimselerin müziğine benzemez o tınılar...Bu çok detaylı bir konu, burada gereği de yok zaten. Evet, okula gideriz okul şarkılarımız olur, aşık oluruz aşk şarkılarımız. Yurt bildiğimiz topraktan, doğduğumuz şehirden uzaklaşırız “sıla” türküsü , hastanede “hastane türküsü”, mahpusta “mahpus türküsü” vardır söyleyecek, yoksa da çıkıverir içimizden...  Dinsel duyguları da müzik temsil eder, ilahilerimiz var, ölümde dirimde. Kahramanlık duygularını pekiştirecek mehterimiz var, marşlar var...Hasılı her duruma uygun bir müzik vardır. Bunlara en son katılan da protest olanı sanırım, o da var artık...Madem müzik dedik, bugün hep bildiğimiz, kimbilir kaç kez dinlediğimiz ama üstünde düşününce farklı yorumlar yaptığımız iki şarkıya biraz yakından bakalım diyorum. Şarkıların hikayeleri de en az onlar kadar güzeldir aslında. Hadi buyrun, acaba kaçımız bunları düşündü bu şarkıları dinlerken?

“KIYAMAM SANA”-Leman SAM şarkısı...Bir sevgiliye değilmiş meğer,  ya da en has sevgiliye yazılımış da diyebiliriz. Kızından gizli fahişelik yapan bir kadının bir gece kızını sessizce terk edişini anlatırmış bu şarkı. Kızına bıraktığı mektubun sözlerinden alınmış şarkı sözleri. Sözler hikaye ile bire bir örtüşüyor

“Bir gün anlayacaksın neden sessizce gittiğimi

Senden vazgeçmek uğruna nasıl bir savaş verdiğimi

Mevsim kış olur hani bir yudum güneş bulamazsın

Sonsuz uçurumlardaki çiçeklere dokunamazsın

Her sabah bir sayfa daha eksilip gidiyor ömrümden

Gönlümün yıkıntılarında can çekişiyor umutlarım

Ellerimde acı var ellerini tutamam kıyamam kıyamam sana

Yollarımda ayaz var yaklaşma yollarıma kıyamam kıyamam sana

Karanlık gecelere ortak edemem seni kıyamam kıyamam sana.”

“BİR BAHAR AKŞAMI RASTLADIM SİZE”-Fuat Edip BAKSI

Fuat Edip, 19-20 yaşlarında iken rüyasında çok güzel bir kız görür. O gördüğü kıza gönlünü kaptırır. Yıllarca o kızı bulma hayaliyle yanıp tutuşur. Hiç kimseyi gözü görmez olur. Yılların hızlı bir şekilde akmasıyla birlikte ailesi de ona baskı kurar ve zorla evlendirilir. Fuat Edip, çaresiz bir şekilde, rüyasında gördüğü kızı yüreğinden silemediği halde istemeye istemeye bir kızla evlendirilir. Bir bahar akşamı Fuat Edip'in yolu, Acıbadem'deki Çamlıca Kız Lisesi'nin önünden geçer. Okul zili çalmış ve öğrenciler evlerine gitmek üzere dağılıyorlardır. Tam bu sırada Fuat Edip'in gözüne bir kız ilişir. Bu kız, yıllar önce rüyasında gördüğü kızdır. Şair, adeta donakalır, kendinden geçer. Onun bu halini fark eden öğrenci de mahcubiyetten boynunu eğer. Fuat Edip, artık yaşlanmış haliyle kıza bakar kalır. Fakat artık her şey bitmiştir. Adeta beyninden vurulmuş bir halde yoluna devam ederken şu mısraları mırıldanır:

“Bir bahar akşamı rastladım size             

Sevinçli bir telaş içindeydiniz

Derinden bakınca gözlerinize

Neden başınızı öne eğdiniz

İçimde uyanan eski bir arzu

Dedi ki yıllardır aradığın bu

Şimdi soruyorum büküp boynumu ah

Daha önceleri neredeydiniz”

*Bu güzel şarkının bestesi Selahattin Pınar’a ait olduğundan bir söylence de onunla Afife Jale aşkı ile ilgili ama anlattığımız hikaye daha gerçekçidir. Paylaştığım link en güzel yorumundan, sevgili Zeki MÜREN’den.

Sevgilerle yaşanacak bir bayrama diyorum...Her gününüz bir bayram sevinciyle geçsin ...