CUMARTESİ YAZILARI...
Suna TEPE
25 Şubat 2019 Pazartesi 16:00
MERHABA, Siz ne zaman okuyacaksınız bilmiyorum ama ben cumartesi günü yazıyorum... Ne yazayım diye düşünüyordum, sonra gün aklıma geldi ve “neden cumartesi için bir şeyler yazmıyorum ki?” deyip başladım yazmaya.
Şöyle bir düşünürsek, geçmişten günümüze muhakkak farklı bir yanı var cumartesilerin... Çocukken okula gittiğimiz dönemleri düşünün. En metropol şehirde ya da köyde olsanız da hiç farketmez. Tatildir en önemlisi, yani o her gün gittiğimiz okul yoktur. Sonbahardan yaza bir dönemse eğer, sobalarda ıhlamurlar çaylar, evde varsa onlardan bir tanesi -ne güzeldir- kuzinaların üstünde portakal mandalina kabukları, içinde börek-çörekler, patatesler vardır. Sobada kestaneler, belki bir radyodan maç dinleyen babalar, abiler...
Epeyce bir on yılı yaşamış biri olarak benim çocukluğumum ilkokul zamanlarında cumartesiler de tam gün tatil değildi, yarım gün giderdik okula. Pazarları tam tatildi. Cumartesilerin ikinci yarısı da muhakkak bir kurs etkinliği ile geçerdi. Sonradan tam gün oldu tatilimiz. Ama hep güzeldir cumartesiler, bir kere arkasından gelen gün hiç bitmeyecek sandığımız pazardır.
Günlerin uğuruna ya da benzeri rastlantısallıklara inanır mısınız bilmiyorum ama ben inanıyorum. Meselâ doğduğum gündür cumartesi... İki oğluma da hamile olduğumu öğrendiğim günler öyle. Küçük oğlumun doğduğu gün de bir cumartesi. En güzel haberleri aldığım, hayatımın köşetaşı olacak şeyleri yaşadığım ve çok özel insanları tanıdığım gün de dikkat ederim, hep cumartesidir...
Aklıma yıllar öncesinin bir filmi geldi cumartesi deyince... Tunç oKan’ ın ikinci filmi, Fransızca orijinal adı “Cumartesi Çılgınlığı”, bizdeki adı “Cunartesi Cumartesi” idi. Yaıım yıl 1985, daha dün gibi geliyor ama ne kadar çok zaman geçmiş.
“Toplum refahı yüksek ülkeler denince akla ilk gelen ülkelerden biri olan İsviçre'de geçen hikaye yıllardır bu ülkede yaşayan Türk bir ailenin başından geçen olayları anlatır. Sümer ve Ayşegül İsviçre'nin en temiz şehirlerinden birinde varlıklı bir hayata sahip Türk kökenli burjuvalardır. Genç çift sıradan bir Cumartesi günü, dükkanlar kapanmadan önce haftalık alışverişlerini bitirebilmek için koşuşturmaktadırlar. Filmde bu esnada çevrelerinde farklı hikayelere tanık olan çiftin gözlemlediği hikayeler belli kesitler olarak izleyiciye sunulur. İki kültür arasındaki çatışmaları ve refah düzeyi yüksek bir toplumda yaşanan aksaklıkları anlatan film 'Fikrimin İnce Gülü - Sarı Mercedes' ve 'Otobüs' gibi önemli filmlere imza atan Tunç Okan tarafından yazılıp yönetilmiştir.” Şeklindeki film açıklamasını buldum bir sitede. Belki izlemek isteyen olur diye onu da aktardım.
Evet, bugün de bir “Cumartesi”. Hadi, uzun zamandır yapmak istediğiniz bir şeyi yapmaya başlayın, yapın bitsin. İş hayatınız varsa yarın Pazar olacak ve çabucak geçer pazar günü, yapmayı düşündüklerinizin yarısı bile sığmaz bazan. Bugünden başlayın ne yapacaksanız. Tüm haftanın yorgunluğu silinip yeniden bir donanımla başlayın yeni gelen haftaya. Sinemaya, tiyatroya gidin, kitapçı gezin, sergiler görün, yakın yerlere seyahat bile edebilirsiniz, ne hoş olur. Arkadaşlarınızı görün. Almayı düşündüğünüz bir şey için araştırma yapın mesela... Hayvan canlara sevgi gösterin. Kendi adıma ben bugünü çok güzel geçirmeyi düşünüyorum, size de öneririm. Bir düşünün kimbilir kaç tane “Cumartesi” kaldı hayatımızda? Hiç bir zaman dilimi sonsuz olamıyor, anılarda kalmak için adeta koşuyor zaman. Evdeyseniz de güzel olabilir ancak çıkın dışarı derim, yaşanan hayata tanık olun, her şeyiyle. Yağmursa ıslanın, güneşse içiniz sıcacık olsun. Hadi rastgele, iyilere, güzelliklere denk gelesiniz.
Yazarın Diğer Yazıları
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2015 Bursa Bakış
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.