KEKEMELİK 3 YAŞ CİVARINDA ORTAYA ÇIKIYOR
Üç tipi var
23 Ekim 2017 Pazartesi 08:27
Konuşmanın akıcılığında herhangi bir biçimde ortaya çıkan kesintiler olarak tanımlanan kekemeliğin bir hastalık olmadığını belirten uzmanlar, erken dönem kekemeliğin dil gelişimi sırasında görüldüğünü belirtiyor. 3 yaşlarında %4-5 oranında ortaya çıkan kekemelik, 3 ile 6 ay arasında geçebiliyor. İnatçı kekemelik de denilen kronik kekemelik ise nüfusun %1'ini etkiliyor.
22 Ekim Dünya Kekemelik Günü olarak anılıyor. Bu özel günde kekemeliğe dikkat çekmek ve farkındalık oluşturmak amaçlanıyor.
Üsküdar Üniversitesi Dil ve Konuşma Terapisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Konrot, kekekemeliğin konuşmanın akıcılığında herhangi bir şekilde ortaya çıkan kesintiler olduğunu söyledi.
Kekemeliğin genellikle kendisini üç tipte gösterdiğini ifade eden Prof.Dr. Konrot, "Bunlar bloklar şeklinde karşımıza çıkan birtakım kesintiler olabilir. Uzatmalar şeklinde kendisini gösterir. Ya da ses tekrarı ve hece tekrarı şeklinde ortaya çıkan akıcılık bozukluklarıdır" dedi.
Dil gelişimi sırasında ortaya çıkıyor
Kekemeliğin genellikle dil gelişimi sırasında ortaya çıktığını ifade eden Prof. Dr. Ahmet Konrot, şunları söyledi: "2 ile 5 yaşlarında ağırlıklı olarak daha sık görülür ve ortaya çıkma sıklığı da bu yaş grubunda % 4 ile 5 civarındadır. İlerideki yaşlarda kekemeliğin ortaya çıkması mümkündür ama bu daha çok nörolojik ve başka faktörlere bağlı olarak ortaya çıkan nörojenik ya da psikojenik kökenli kekemeliklerdir. Erken dönem kekemelik, dil ve konuşma gelişimin başladığı aşamalarda ağırlıklı olarak da 3 yaş civarında dilin cümle kurma aşamasında ortaya çıkan bir durumdur ve zamanla kimi çocuklarda kendiliğinden geçebilir. Erken dönem kekemeliğin başladığı andan itibaren 3 ay, 6 ay içerisinde geçme ihtimali vardır ancak bu durum % 70-80 olasılıkla gözlenen bir durumdur. Dolayısıyla kekemelik bu yaş grubunda %4-5'lik gibi bir orana sahipken ilerideki yaşarda inatçı kekemelik ya da kronik kekemelik dediğimiz bir biçime dönüştüğünde nüfusun % 1'ini etkileyen bir durumdur."
Kekemelik sorunu yönetilmelidir
Kekemeliğin bir hastalık olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Ahmet Konrot, "Kekemelikle ilgili şikayetler söz konusu olduğunda kişiler bunun tedavisi var mıdır diye sorarlar, oysa bu bir hastalık olmadığı için tedaviyle ilgili bir yaklaşımın çok uygun olmadığını düşünüyorum. Genellikle ben kekemelik olgusunun, durumunun, sorununun adına ne derseniz yönetiminden söz etmenin daha doğru olacağını düşünüyorum. Dolayısıyla biz dil ve konuşma terapistleri olarak bir bireyin kendisine nasıl yardım edebiliriz, birey bunu kendi başına nasıl çözebilir, bunun çözümü için nasıl bir takdik strateji geliştirir? Dil ve konuşma terapistleri bireyle çalışırken gerek çocuk gerek yetişkinlerde bunun üzerinde yoğunlaşır" diye konuştu.
Çevrenin de bilinçlenmesi gerekiyor
Kekemelikte çevrenin de bu konuda farkındalığının olmasının önemine işaret eden Prof. Dr. Ahmet Konrot, "Çevrenin de bilinçlendirilmesi gerekir. Özellikle erken dönem kekemelikte işin içerisine terapi ve eğitim süreçlerinin içerisine ailenin katılması çok önemli çünkü aile çocukla çok daha uzun süre beraber olduğu için çocuğun bu sorunla baş edebilmesinde önemli bir yer tutmaktadır. Eğer her şey doğru ve istendiği şekilde giderse özellikle erken dönemde kekemelik davranışının azalma ihtimali, kekemelik davranışının ortadan kalkma olasılığı çok daha yüksektir" dedi.
Prof. Dr. Ahmet Konrot, ileri yaşlarda kekemelik kronik hale geldiği zaman da bunun yönetilmesi çok daha karmaşık olan bir soruna dönüşebildiğini ifade etti.
Kekemeliğin nedenleri hakkında uzun yıllardan beri çalışmalar yapıldığını kaydeden Prof. Dr. Ahmet Konrot, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Aslında belki de bilinen en eski konuşma bozukluklarından bir tanesidir. Ancak bugüne kadar kekemeliğin hangi nedene bağlı olduğunu söylemek çok mümkün değil. Kekemeliği ortaya çıkaran üç faktörden söz edilebilir. Bunlardan bir tanesi yatkınlık, ikincisi bu yatkınlığı ya da davranışı ortaya çıkaran etmenler doğrultusu. Bir diğeri de ortaya çıktıktan sonra kekemeliğin geçmesi ya da devam etmesiyle ilgili bunun yaşamsal boyuttta ısrarlı bir şekilde devam etmesi. İnsanoğlu biyolojik bir varlıktır, bütün dil ve konuşma gelişimlerimiz diğer davranış ve öğrenmeyle ilgili özelliklerimizle, biyolojik yapımızla ilgili olduğu için bir genetik yatkınlık var mı diye yapılan araştırmalara baktğımızda belirli ilişkilerin bulunduğunu görüyoruz. Anne babada ya da birinci dereceden akrabalarda kekemelik görülüyorsa çocuklarda da görülme ihtimali oldukça yüksek bir risk grubu oluşturuyor. Kimi zaman ikinci üçüncü derece dedelerde kuzenlerde görülme ihtimali vardır ama giderek bu risk faktörü kuşaklar farklılaştıkça biraz daha azalabilir."
Kaygı arttıkça kekeleme yoğunlaşır
Kekeleyen kişilerin erken dönemde belirli bir yaşın yani farkındalığın oluşmaya başladığı yaşlarda konuşmalarında bir sorun olduğunu fark etmeleri halinde bu sefer işin içerisine kendisiyle ilgili sorunlar, kendini algılamasıyla ilgili güvenle ilgili diğer psikolojik faktörlerle ilgili durumlar da ortaya çıkacağını belirten Prof. Dr. Ahmet Konrot, "Kişinin 'Yapamıyorum, ben bunu nasıl çözeceğim' şeklinde kaygıları artar. Dolayısıyla kaygının endişenin olduğu dönemlerde kekeleyen bireyler çok daha yoğun kekeleme süreçlerinin içerisine girerler" dedi.
Prof. Dr. Ahmet Konrot, yakın çevreye şu tavsiyelerde bulundu:
"O bakımdan anneleri babaları ya da yakınlarındaki kişilere önerebileceğimiz en önemli şey kişinin nasıl konuştuğundan daha çok ne söylediğine odaklanmak. Çünkü biz onların sadece nasıl konuştuğuna odaklanır da ne söylediklerine odaklanmazsak isek o zaman kişinin performansına yönelik değerlendirme yapacağımız kaygısıyla endişesiyle kekemelik davranışlarını çok daha yoğun olarak sergileyebilirler ya da en azından sergilemeseler bile kendileri içlerinde onu yaşayabilirler. Dolayısıyla belki de tek kelimeyle tek sözcükle kişininn nasıl konuştuğuna değil, ne söylediğine odaklanma, sabırlı olma, özellikle kaygı artırıcı durumlardan kişinin kaygısını olabildiğince azaltacak şekilde destek olmak çok daha doğru bir yoldur. "
- Ruh sağlığımız hiç iyi değil!“Günümüzde Türkiye’de her iki kişiden biri antidepresan kullanıyor!”25 Kasım 2024 Pazartesi 11:47YAŞAM
- Bazal metabolizma kilo problemi nedeniBazal Metabolizma Hızı, Kilo Kontrolü ve Doğru Beslenme Planlamasında neden Önemlidir?25 Kasım 2024 Pazartesi 11:34YAŞAM
- Dünyada her 5 kişiden biri kanserSağlıklı yaşam ve düzenli tarama şart!25 Kasım 2024 Pazartesi 11:19YAŞAM
- Bilgi hırsızlığına dikkat!Bilgi hırsızlığı nedir?22 Kasım 2024 Cuma 11:12YAŞAM
- Alışveriş bağımlısı olmayın!Kontrolsüz şekilde, ihtiyaç duymadan veya bütçesini aşarak alışveriş yapanların sayısı artıyor...22 Kasım 2024 Cuma 10:50YAŞAM
- Riskleri göz ardı ediliyor!Masum sanılan elektronik sigaralara dikkat edilmesi gerekiyor...22 Kasım 2024 Cuma 10:45YAŞAM
- TMS yöntemi Alzheimer’a umut olabilir mi?Alzheimer’ın ilerlemesini yavaşlatabilir…19 Kasım 2024 Salı 12:08YAŞAM
- Faydalarının yanında riskler de bulunuyorAtom meyve suları bağışıklığı güçlendiriyor ama tüketirken dikkat!19 Kasım 2024 Salı 11:54YAŞAM
- Sinan Meydan’ın Lozan kitabı çıktıSinan Meydan’ın Kaleminden Onurlu Barış: LOZAN18 Kasım 2024 Pazartesi 10:10YAŞAM
- Sinüzit tanısını kendiniz koyabilirsiniz"Çocuklarda ihtiyaç olmadığı sürece film çektirmeyi önermiyoruz."17 Kasım 2024 Pazar 13:06YAŞAM
- Aile içi iletişim koptu!Zayıf iletişim boşanma nedeni17 Kasım 2024 Pazar 12:51YAŞAM
- Mutlu olmak için iyilik yapmak şartİyilik yapan, iyilik görenden daha mutlu oluyor!17 Kasım 2024 Pazar 11:11YAŞAM
- Retina dekolmanı kör edebiliyor!Retina dekolmanı körlüğe neden olabiliyor13 Kasım 2024 Çarşamba 20:36YAŞAM
- Çocuklarda baş ağrısının nedeni Bruksizm olabilirKulak ağrısı, baş ağrısı, uyku düzensizlikleri varsa dikkat!13 Kasım 2024 Çarşamba 20:35YAŞAM
- Soğuk duş sizi kışa hazırlıyorSoğuk duş hasta eder mi?13 Kasım 2024 Çarşamba 20:22YAŞAM
- Haktan Akdoğan’dan “Kozmik YankıYeni Bir Kozmik Bilinç Kapısı Aralanıyor13 Kasım 2024 Çarşamba 20:17YAŞAM
- İşte migreni tetikleyen nedenlerBu etkenler migreni tetikliyor11 Kasım 2024 Pazartesi 13:41YAŞAM
- Geçmeyen öksürük ihmale gelmezRisk faktörlerine dikkat!11 Kasım 2024 Pazartesi 13:34YAŞAM
- Doom Spending Sendromu olabilirsiniz!Doom Spending bir kaçış mekanizması olarak da ortaya çıkabiliyor11 Kasım 2024 Pazartesi 13:22YAŞAM
- Lösemi ilk 5 yaşta daha sık görülüyor"Lösemi tedavisi 2 yıl sürebilir"06 Kasım 2024 Çarşamba 17:31YAŞAM
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2015 Bursa Bakış
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.