KANSER HÜCRELERİ KIŞ UYKUSUNA YATIYOR
Kanser Hücreleri Kendilerini Yavaşlatabiliyor
24 Temmuz 2021 Cumartesi 13:52
Kemoterapi neden bazı kanser hastalarında etkili olmuyor? İyileşen kanser hastalarında neden nüks görülüyor? Fitoterapi Uzmanı Dr. Şenol Şensoy kanser hücrelerinin kemoterapiden saklanmak için nasıl hareket ettiğini ve bu durumda fitoterapinin nasıl etkili olduğunu anlattı.
Kanser Hücreleri Kendilerini Yavaşlatabiliyor
7 Ocak 2021 tarihinde Cell Dergisinde, tehdit altında olduğunu anlayan kanser hücrelerinin kendilerini korumak için ‘çoğalma hızını yavaşlattığını’ anlatan bir araştırma makalesi yayınlanmıştı. Kanser hücrelerinin böyle bir özelliğinin ilk defa keşfedildiği ifade edilen çalışmada, Toronto'daki Princess Margaret Kanser Merkezi'nden Dr. Catherine O'Brien, araştırmaya ilişkin şunları söylemişti: ‘Tümör kendisini yavaşlatarak hayatta kalmak için enerjisini muhafaza eden bütünlüklü bir organizma gibi hareket ediyor. Zor şartlarda hayatta kalmak için bazı hayvanların da benzer şekilde davrandığı örnekler mevcut. Kanser hücreleri bu hayatta kalma stratejisini çok iyi şekilde öğrenmiş gibi görünüyor.
Bilim insanları, 100'den fazla memelinin zor çevre koşullarında embriyolarını güvenli şekilde koruyabilmek için düşük enerji seviyesi durumuna geçtiğini, kanser hücrelerinin de bu embriyonik hayatta kalma yöntemini öğrendiğini gözlemledi.
Hayata ve Bilime Bakış Açısı Nasıl Olmalı?
Princess Margaret Kanser Merkezi Araştırma Enstitüsü'nün başındaki Dr. Aaron Schimmer da hücrelerin "ayılara benzer şekilde" kış uykusuna yattığını belirtti.’
Bu araştırma makalesi, bu yaklaşım çerçevesinde devam ediyor ve tedavide yeni yaklaşımlar ve daha etkili kemoterapi yöntemlerinin önünü açabileceğine dair öngörülerle sonlanıyor. Bu yeni keşif nedense beni hiç şaşırtmadı. Bütün canlılar aleminin yaratılışı gereği, temel davranış şeklinin çok benzer olduğu aşikar olan bir durumdur. Canlı hücrenin, gelişkin bir organizma veya bir insan vücudunun sağlığını koruyabilmek, varlığını devam ettirebilmek için birçok koruyucu mekanizmaya aslında yaratılıştan sahip olduğunu ve ihtiyaç halinde bu mekanizmaların devreye girdiğini insanlık çok uzun zamandan beri bilmektedir. Yaratılmış olan ilk insan ilim ehli yani yaşadığı dünya ve kendi varlığı (biyolojik, ruhsal ve akli kabiliyetleri) ile ilgili bilgi sahibi, bizim ifademizle alim, modern batılı ifade ile aynı zamanda bilim adamı kimliği olan bir varlıktı. Buradan nereye gelmeye çalışıyorum? Sosyal, psikolojik, ekonomik veya biyolojik, yaşadığımız bütün hastalıkların (sorunların) mekanizmaları ve tedavi (çözüm) prensipleri birbirine büyük benzerlikler gösterir. Hayata ve bilime hastalıklı bir bakış açısıyla bakarsanız her adımda tökezler ve insanlığın faydasına yeni keşifler yapma konusunda her zaman sınıfta kalırsınız. Kendi bakışımız ve irademizi ortaya koyabileceğimiz gün gelinceye kadar, bugünkü bilimsel çalışmaların, yöntem ve tedavi şekillerini uygulama konusunda ne yazık ki bir mahkûmiyetimiz var.
Gelişen teknoloji, üretim şekilleri ve yaşam tarzlarının bütün menfi sonuçlarına rağmen ruh, beden ve akıl sağlığımızı korumak, hastalık ve sorunlarımıza çözüm noktasında yaratılışımıza uygun, geçmişten miras kalan hafızamızdan da faydalanarak doğal ve akılcı yaklaşımları hayatımıza geçirmek bir zarurettir.
Tıbbi Bitkilerin Kanser Tedavisindeki Rolü
Kanserin tedavisinde, binlerce yıllık bir birikim ve günümüz teknolojik imkânlarından faydalanarak ortaya konulabilen fitoterapötik (bitkisel tedavi) yaklaşımlar bize çok büyük avantajlar sağlamaktadır. Tıbbi bitkilerin, hali hazırda yeni tedavi yaklaşımları geliştiremediğimiz kanser kök hücrelerinden, uyuyan kanser hücrelerine kadar kanserin her aşamasında faydalı etkilerinin olduğu yapılan çalışmalarda ortaya konulmuştur. Bir tıp doktoru olarak günümüz klasik tedavi yöntemlerini reddetmem etik ve bilimsel açıdan elbette mümkün değil. Ancak tedavi yaklaşımlarının riskleri ve yan etkileri konusunda duyarsız davranış ve yaklaşımları da kabul etmem mümkün değil. Tedavi yaklaşımları konusunda herhangi bir makinenin onarımını yapan mühendislik (mekanik) bir yaklaşımla değil, hastamızla mutlaka empati kurarak, evladına, kardeşine, ebeveynine duyduğu hissi bir yaklaşımla ‘zarar vermemeyi önceleyerek’ tedavi protokollerini uygulamamız gerekmektedir.
Klasik tıbbi tedaviler, fitoterapi gibi geleneksel ve tamamlayıcı yöntemler, moral desteği, iyi beslenme, egzersiz ve kaliteli uyku, mümkün ise temiz hava ve huzurlu bir yaşam alanı gibi her türlü olumlu şart bir araya geldiğinde kanserin şifa bulmaması için hiçbir neden yoktur. Doktorun ve sistemin de hastanın iyileşmesi hususunda inancı tam olmalıdır. Hasta iyileşeceğine inanır ve iyileşmek isterse iyileşir. Kanaatimce hastasının tedavi olmayacağına inanan bir hekimin, ona tedavi vermesi de doğru değildir. Bu bir kandırmaca değil bir usuldür. Usülde bir yanlışlık varsa, asıl hükümsüz kalır. Uygunsuz bir usul ile doğru vasıtalar kullansanız bile hedefe ulaşamazsınız.
Yine İbn-i Sina’nın sözüyle bitirelim. “İyileşmeyecek hastalık yoktur, irade eksikliğinden başka.”
- Bilgi hırsızlığına dikkat!Bilgi hırsızlığı nedir?22 Kasım 2024 Cuma 11:12YAŞAM
- Alışveriş bağımlısı olmayın!Kontrolsüz şekilde, ihtiyaç duymadan veya bütçesini aşarak alışveriş yapanların sayısı artıyor...22 Kasım 2024 Cuma 10:50YAŞAM
- Riskleri göz ardı ediliyor!Masum sanılan elektronik sigaralara dikkat edilmesi gerekiyor...22 Kasım 2024 Cuma 10:45YAŞAM
- TMS yöntemi Alzheimer’a umut olabilir mi?Alzheimer’ın ilerlemesini yavaşlatabilir…19 Kasım 2024 Salı 12:08YAŞAM
- Faydalarının yanında riskler de bulunuyorAtom meyve suları bağışıklığı güçlendiriyor ama tüketirken dikkat!19 Kasım 2024 Salı 11:54YAŞAM
- Sinan Meydan’ın Lozan kitabı çıktıSinan Meydan’ın Kaleminden Onurlu Barış: LOZAN18 Kasım 2024 Pazartesi 10:10YAŞAM
- Sinüzit tanısını kendiniz koyabilirsiniz"Çocuklarda ihtiyaç olmadığı sürece film çektirmeyi önermiyoruz."17 Kasım 2024 Pazar 13:06YAŞAM
- Aile içi iletişim koptu!Zayıf iletişim boşanma nedeni17 Kasım 2024 Pazar 12:51YAŞAM
- Mutlu olmak için iyilik yapmak şartİyilik yapan, iyilik görenden daha mutlu oluyor!17 Kasım 2024 Pazar 11:11YAŞAM
- Retina dekolmanı kör edebiliyor!Retina dekolmanı körlüğe neden olabiliyor13 Kasım 2024 Çarşamba 20:36YAŞAM
- Çocuklarda baş ağrısının nedeni Bruksizm olabilirKulak ağrısı, baş ağrısı, uyku düzensizlikleri varsa dikkat!13 Kasım 2024 Çarşamba 20:35YAŞAM
- Soğuk duş sizi kışa hazırlıyorSoğuk duş hasta eder mi?13 Kasım 2024 Çarşamba 20:22YAŞAM
- Haktan Akdoğan’dan “Kozmik YankıYeni Bir Kozmik Bilinç Kapısı Aralanıyor13 Kasım 2024 Çarşamba 20:17YAŞAM
- İşte migreni tetikleyen nedenlerBu etkenler migreni tetikliyor11 Kasım 2024 Pazartesi 13:41YAŞAM
- Geçmeyen öksürük ihmale gelmezRisk faktörlerine dikkat!11 Kasım 2024 Pazartesi 13:34YAŞAM
- Doom Spending Sendromu olabilirsiniz!Doom Spending bir kaçış mekanizması olarak da ortaya çıkabiliyor11 Kasım 2024 Pazartesi 13:22YAŞAM
- Lösemi ilk 5 yaşta daha sık görülüyor"Lösemi tedavisi 2 yıl sürebilir"06 Kasım 2024 Çarşamba 17:31YAŞAM
- Hipospadias mutlaka tedavi edilmeliHipospadiasın kesin bir nedeni bulunmuyor06 Kasım 2024 Çarşamba 17:21YAŞAM
- Kasıktan dize inen ağrıya dikkat!Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç.Dr.Ahmet İnanır konu hakkında önemli bilgiler verdi.06 Kasım 2024 Çarşamba 17:14YAŞAM
- Bağışıklığınızı mutlaka güçlü tutunMevsimsel hastalıklara karşı bağışıklığı güçlendirmek şart04 Kasım 2024 Pazartesi 18:31YAŞAM
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2015 Bursa Bakış
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.