KANITA DAYALI TEDAVİ İLE "DOĞRU İLAÇ" BULUNUYOR
Kanıta dayalı tedavi ile "doğru ilaç" bulunuyor

06 Mart 2018 Salı 10:24
Farmakogenetik çalışmaları ile uygulanan kişiye özel tedavi yöntemleri, deneme-yanılma yöntemlerinin önüne geçiyor. Kişilerin genetik profili belirlenerek doğru ilaç tedavisi ile iyileştirme hedefleniyor. Bu yöntemle kişinin gereksiz ve yanlış ilaç alması önleniyor. Hastaya zarar verme biçimlerinden birinin hastayı tedavisiz bırakmak olduğunu belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, "Her ilaç ve tedavi kişiye özeldir. Kişinin gen haritasını bilirseniz kişiye ezbere ilaç vermemiş olursunuz" dedi.
Üsküdar Üniversitesi Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, kişiye özel tedavi yöntemlerinin önemini vurguladı.
Kişinin gen haritasını bilmek ezbere ilacı önler
İlaç tedavilerinde uygulanan deneme-yanılma yöntemi ile insanların gereksiz ilaç kullanmak durumunda kaldığını söyleyen Prof. Dr. Tarhan, "İnsanın ömründe genetik profilini bir kere çıkartması yeterli oluyor. Genetik profil iki amaçlı; biri ilaç duyarlılığı paneli. Bu ilaç bu kişiye duyarlı mı değil mi? Diğeri de kişinin ilaca verdiği cevap şeklini ölçer. Kişinin gen haritasını bilirseniz kişiye ezbere ilaç vermemiş olursunuz" dedi.
Kişinin gereksiz ilaç almasını önlüyoruz
Kişiye özel tedavinin hem hastanın hem doktorun işini kolaylaştırdığını ifade eden Tarhan, şunları söyledi:
"Bu işlem kandan da ağızdan alınan tükürükle de yapılıyor fakat DNA analizinin hepsini Türkiye'de yapamıyoruz. Bir kısmını yurt dışına gönderip yapıyoruz. Yurt dışına gidenler iki üç haftada geliyor. Burada yapılanlar üç beş gün içerisinde çıkıyor. Bu kişinin ilaç genetiği profilini çıkarmış oluyoruz. Kişi bunu kimlik kartı gibi kullanabilir. Fakat bu çok yaygın bir yöntem değil. Bu yöntem hekimin de hastanın da işini kolaylaştırıyor. Deneme-yanılma yoluna girmeden ilaç bulunup hastaya verilmesi sağlanıyor. Karanlıkta hedefe ateş ederseniz tutma şansı düşük olur. Bu yöntem işi kolaylaştırıyor. Kişinin gereksiz ilaç almasını önlüyoruz. Burada hekimin sezgileri de ön planda. Bu yöntemi kullanan her hekim çabasız başarı elde edebiliyor. Her ilacın bir iyon yükü var. Her ilacın iyon yükü o ilaca özel onu ölçen cihazlarla (TDM) ilaç nano milktarı ölçülebiliyor. Böylece kişinin ilacı kullanıp kullanmadığı bir anlaşılıyor. Başka madde onun yerini bulamıyor. Kişiye özel tedavi denilmesinin sebebi de bu. Her ilaç ve tedavi kişiye özeldir. Bunun için tedaviye sorumluluk duygusuyla yaklaşmak gerekiyor. Hastaya zarar vermenin biçimlerinden birisi de hastayı tedavisiz bırakmaktır. Bu çok önemli bir kuramdır. 'Doktorun hatasını toprak örter' derler. İnsanı tedavi ederken hata yapmanın ihtimali bile söz konusu olmamalı. Doktor hastaya önem verip kişiye özel bir tedavi uygulamalı. Bu ABD'de yüzyıllardır böyle, bizim ülkemizde yeni yeni kabul gördü. İnsanların ön yargılarını değiştirmek, makinaları değiştirmekten daha zordur. Bir yöntemi uygulamadan 'Düzelmez' demek en büyük hatadır. Dünyadaki ihtimaller denenmeli %1 bile olsa ümit kesilmemeli."
Psikiyatride bu yönteme ihtiyaç var
Kanıta dayalı tedavinin "yapılan uygulamaların bilerek ve doğru ölçüde yapılması" anlamına geldiğini belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, "Kanıta dayalı olmayan tedavi biraz deneme yanılma yöntemiyle yapılıyor. Klasik, "Şunu verelim vücut ne sonuç veriyor ona bakalım, olmazsa şunu verelim..." yani bu deneme-yanılma yöntemi zor bir yöntem. Hem hastalık hem de iş tamamen şansa kalıyor. Bazen bu yöntemle tedavi gecikiyor. Bunun için, özellikle modern tıpta bir kişiye doğru ilacı, doğru tedaviyi, doğru dozu, doğru süreyi belirlemek için sürekli çalışılıyor. Bunun için "farmokoloji" diye bir bilim dalı var. Tıbbi farmokoloji ilaçlarının farmakogenetiği deniyor; mesela vücuttaki metabolizma hızına bakılıyor. Vücutta nerede nasıl yıkılıyor? Vücutta etki ettiği hangi organda nasıl tepki veriyor? Bir de ilacın kendi metabolizması yıkımı diğeri de ilacın vücuda etkisini ölçüyor. Bununla ilgili bilim dalı var. Bu bilim dalının geliştirdiği bazı yöntemler, ölçüler var. Bunları tedavide uygulamak önemli. Diyelim şeker hastasında ilacı veriyorsunuz kanında şekerin düştüğünü görüyorsunuz. 'İşe yarıyor' diyorsunuz bir tansiyon ilacını veriyorsunuz tansiyonu düşerse 'İşe yaradı' diyorsunuz ama psikiyatride öyle bir ölçek yoktu. Buna ihtiyaç vardı. Aslında 'kanıt' demek; burada kişide ön test, daha sonra da son test yapmak. Tedavi öncesi beyin fonksiyonları nasıl? Psikiyatrik ilaçlar; zaten beyin fonksiyonuna etki eden ilaçlar demek. Hedef organı beyin" diye konuştu.
3T Kuralı'nı uygulamak gerekiyor
3T kuralının önemine değinen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, "Bunlar: Teşhis, tedavi ve takip. Önce teşhisi yapmazsanız yapılacak tedavi havada kalır. Tedavi yetmezse takip etmek gerekiyor. 3T kuralını uygulamak gerekiyor. Bunları yapabilmek için de işte bize bir gösterge, ölçek lazım. O ölçeklerden psikiyatride kullanılan bu beyin fonksiyonuyla ilgili kanıt lazım. Onun için kanıta dayalı tedavi diyoruz. Kanıtın bir piramidi vardır. En tabanındaki kanıt; bu tedavi bu ilaç bu yöntem işe yaramıyor mu? Bunun için önce kanıt piramidindeki en zayıf kanıt vaka bildirimleridir. 'Yani ben şu tedaviyi şu kişiye kullandım iyi geldi bu bir vaka. Başka bir uzman ben de kullandım iyi geldi. Dersin vaka birikimleridir" diye konuştu.
Yanlış ilaç vermek kimyasal silah gibi
Kanıta dayalı tedaviler ile yol izlenmesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, "Hipokrat'ın meşhur 'Önce zarar verme' sözü bunu anlatıyor. Kanıta dayalı olarak adım atmak lazım yoksa etik olmayan şeyler yaparsınız hastaya zarar verirsiniz. Mesela Antalya'da 15 yaşında çocuğa epilepsi ilacı verildi. Hekim açısından bir endikasyon var ama kanıta dayalı hareket etse yaşanmayacaktı bu olay. Amerika'da o ilaç verilirken genetik analizi yapmadan verilmiyor. O ilacı yazıyorsan muhakkak o kişiye o epilepsi ilacın uygun metabolizmasına engel olacak etmen var mı yok mu araştırılıyor? Mesela DNA duvarının mitokondrisinin duvarıyla ilgili bir gen var. Eğer o geni metabolize eden gen yoksa o kişide o ilaç verilmez. Hemen o kişide ani ölümlere neden olur. O genin olup olmadığını test edeceksin ilacı verdikten sonra. Yani en son çare o olmalı böyle riskli ilaçlarda. Çocuk hekime gitmiş. Bir sürü ilaç varken gidip en son sıra ilacı ona vermiş. Yani burada reçete yazmak kişiye kimyasal silah uygulamaktır. Ama onun hastalığını yok edeyim derken başka bir organını da zedelersin onun için yanlış ilaç vermek kimyasal silah uygulamaktır o kişiye. Onun için arkadaş tavsiyesiyle ilaç kullanılmaz. Hanımların günlerde birbirlerine antidepresan önerdiklerini duyuyoruz. Bunlar kimyasal silahtır. Vücudun ihtiyacına göre verilir. Pat diye komaya girebiliyorsun" uyarısında bulundu.
Her insan farklı yapıdadır
Kişilerin bünyelerindeki farklılığa dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Tıp fakültelerinde tıp öğrencilerinin ilk öğrendiği bilgilerden biri de 'Hastalık yok hasta var'dır. Yani her insan farklı yapıdadır. Diyelim hastalık var ama vücudunun fizyolojisinde farklı varyasyon var. Organların anatomisinde farklı varyasyon var. Şimdi diyelim bir yerini ameliyat ediyorsun. Normalde klasik yöntemlerle damarı açarsın buraya girersin, organı bulursun ameliyat edersin fakat anatomik bir varyasyon varsa bir açarsın ki karşına farklı bir şey çıkar. Fakat tecrübe önemli böyle durumlarda. Şimdi o ilaçları genlerimizin ürettiği proteinlerle vücuttaki gıdalar, ilaçlar, yediklerimiz hepsinin sınırları içerisinde metabolize ediyor. Mesela keçi kâğıdı hazmeder. Onun dışında hiç bir canlı kâğıdı hazmedemiyor. Bu genetik özellik gibi insandan insana da değişen özellikler var. İlaç metabolizması gibi. Bazı kişilerin metabolizmasında gen yavaş metabolize olur. İlaç o zaman yan etki yapar. Bazı kişilerde de hızlı metabolizör vardır. Fil dozu ilaç verirsiniz etki etmez. Böyle durumlarda ne yapacaksınız? O kişiye uygun ilacı bularak fenotipleme yapılır. Türkiye'de bunu ilk olarak TDM laboratuvarı yapmıştır. Bu sistem, vücutta hızlı mı yavaş mı metabolize olduğunu anlamamızı ve ona göre tedavi yöntemi geliştirmemizi sağlıyor."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sağlıklı beslenmenin görünmeyen tehdidi: PestisitÜrünleri zararlılardan korumak amacıyla tarımda pestisit adı verilen ilaçlar kullanıldığını belirten uzmanlar, bu kimyasalların insan sağlığı için tehdit oluşturduğunu söylüyor.13 Mayıs 2025 Salı 13:04YAŞAM
Türkiye olması gerekenden iki kat fazla tuz tüketiyor12-18 Mayıs Tuza Dikkat Haftası...12 Mayıs 2025 Pazartesi 13:10YAŞAM
Önlemlerinize 3 ay önce başlayın“Anne olmaya hazırım” diyorsanız…12 Mayıs 2025 Pazartesi 13:09YAŞAM
Astımı tetikleyen 10 etkenAstım ataklarına karşı 10 etkili öneri!05 Mayıs 2025 Pazartesi 18:06YAŞAM
Zayıflar daha uzun yaşıyorÇok yemek tümörü besliyor05 Mayıs 2025 Pazartesi 18:01YAŞAM
Omurganızı yıllara ezdirmeyin!Modern yaşamın getirdiği uzun süreli oturma, yanlış duruş ve fiziksel hareketsizliğin omurga sağlığını tehdit ettiğini belirten uzmanlar, omurganın, hayati öneme sahip olduğunu söylüyor.30 Nisan 2025 Çarşamba 10:13YAŞAM
Koronavirüs sonrası kalp krizi oranlarında artış! 25-44 yaş arasını etkiliyorKoronavirüsle beraber 25-44 yaş arasında kalp krizi oranı yüzde 30 arttı. Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Bilge Erdoğan, kalp krizinin yaşanmadan önce hastaların büyük çoğunluğunda kritik sinyaller verdiğini söylüyor.30 Nisan 2025 Çarşamba 10:07YAŞAM
Gıda hilelerine dikkat! Çocukları zehirliyorUzman Diyetisyen Elif Melek Avcı, tağşiş ve taklit ürünlerin çocuk sağlığı üzerindeki yıkıcı etkilerine dikkat çekiyor: “Ucuz ve kalitesiz gıdalar, sağlıklı bir neslin önündeki en büyük engel!”30 Nisan 2025 Çarşamba 10:01YAŞAM
Çocuklarda diş sıkma alışkanlığına dikkat!Çocuk Diş Hekimliği Uzmanı Dt. Nurgül Demir “Yetişkinlerde bile diş sıkma alışkanlığını kontrol altına almak veya kalıcı bir tedavi önerisi sunabilmek henüz mümkün değilken, çocuklarda izlenmesi gereken yol hakkında doğru adımlar atmak gerekir.” dedi.24 Nisan 2025 Perşembe 13:38YAŞAM
Ofis çalışanlarını bekleyen gizli tehditFizik Tedavisi ve Rehabilitasyon Prof. Dr. Hasan Dursun, çalışma ve yaşam şartlarının ergonomik ilkelere göre düzenlenmesinin, kümülatif travmalara bağlı yumuşak doku hasarlarının azaltılmasında önemli olduğunu vurguluyor.21 Nisan 2025 Pazartesi 13:53YAŞAM
Enginarların yapraklarını sakın atmayın!Karaciğeri arındırıyor, kalbi koruyor, sindirimi destekliyor… Uzman Diyetisyen Elif Melek Avcı Dursun, bahar aylarının şifa kaynağı enginarın sağlığa faydalarını ve en doğru tüketim yöntemlerini anlatıyor.21 Nisan 2025 Pazartesi 13:46YAŞAM
Doğru almazsanız faydadan çok zararı olabilirÖnerilen miktarlarda almak koşuluyla vitamin takviyeleri faydalı!18 Nisan 2025 Cuma 11:01YAŞAM
Belirti vermeden hayatı tehdit ediyorAort Diseksiyonu sinsice hayatı tehdit ediyor...18 Nisan 2025 Cuma 09:50YAŞAM
Kasık fıtığı çocuklarda yaygın görülüyorBoğulmuş fıtık tedaviyi zorlaştırıyor!18 Nisan 2025 Cuma 09:35YAŞAM
Covid-19 kalp krizi ve ani ölümleri tetikliyor mu?Kalp krizi haberleri, toplumda haklı bir endişe iklimi yarattı.Covid-19 pandemisinin bu durumla olan potansiyel ilişkisi ise gündem olmaya devam ediyor.15 Nisan 2025 Salı 09:57YAŞAM
Sezaryen doğum tartışmaları yeniden alevlendi!Türkiye’de doğum oranları hızla düşerken, ilk doğum yaşı 30’un üzerine çıktı.15 Nisan 2025 Salı 09:55YAŞAM
Gözde alerjisi olanlar dikkat! İşte almanız gereken önlemlerProf. Dr. Özlem Evren Kemer, göz alerjisinin kolaylıkla teşhis ve tedavi edilebilen bir hastalık olduğunu ancak tedavi edilmediğinde yaşam kalitesini düşürerek ciddi görme problemlerine yol açabileceğini vurguladı.15 Nisan 2025 Salı 09:47YAŞAM
Obezite Türkiye'de alarm veriyor!Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Can Gönen, Türkiye’de alarm veren obezitede en yeni tedavi yöntemlerini anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.10 Nisan 2025 Perşembe 09:37YAŞAM
Modern çağın yaygın hastalığı: Migren!Modern çağın stresli yaşantısında dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de görülme sıklığı önemli ölçüde artan migren, yaşam kalitesini bozan hastalıklar arasında ilk sıralarda yer alıyor.09 Nisan 2025 Çarşamba 10:08YAŞAM
Erken yaşta makyajın 5 zararıDermatoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Güldehan Atış, erken yaşta makyaj malzemesi ve diğer kozmetik ürünlerin kullanılması sonucu ortaya çıkan sorunlar hakkında bilgi verdi.07 Nisan 2025 Pazartesi 17:10YAŞAM
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2015 Bursa Bakış