ÇOCUĞUNUZA SAKIN BUNLARI DEMEYİN
'PRENSESİM, PAŞAM, SEVGİLİM'' DEMEYİN!
Çocuk gelişiminde önemli olduğunu söyleyen Psikolog Dr.Murat Sarısoy, çocuklara söylenmemesi gereken sözleri sıraladı.
Son dönemde başta Amerikalı çocuk ve ergen psikologları olmak üzere pek çok uzmanın işaret ettiği bir bazı benzer konu başlıkları var. Çocuklara söylenmemesi gereken sözler, kurulmaması gereken cümleler ve bunlardan çok daha önemlisi onlarla konuşurken kullanılmaması gereken hitap şekilleri çocuk psikolojisi gündemini epey bir meşgul eden konular arasında…
Bunlardan bazıları şöyle;
“Bak Ayşe’ye ne kadar da başarılı”
Ebeveynlerin özellikle günümüz Türkiye’sinde kendileri yeterince başarılı olamamış, hayatta istediği yere gelememiş, istediği pozisyona türlü nedenlerden ulaşamamış anne babaların en sık kullandığı sözdür. Karşılaştırma içerir ki, karşılaştırmalarla büyütülen tüm çocukların ciddi bir şekilde özgüven problemleri olduğu günümüzde hemen herkes tarafından bilinir. Diğer bir yandan böyle bir cümleyi duyan çocuk, onun annesi babası olmaktan mutlu olmadığınızı düşünür. Gerçekte de bu hemen hemen böyledir. Eğer Ayşe’nin başarısı sizce daha önemliyse bilinçaltı bir şekilde Ayşe’nin annesi babası olmak istiyorsunuz anlamına gelir. Ancak pek çok ebeveyn uzmanların karşılaştırmadan uzak durun şeklinde uyarmasına rağmen anne babalar kendi hırsları nedeniyle buna devam ederler.
“Meşgulüm, git başımdan”
Çok önemlidir işlerimiz ve hiç bitmezler. Kızım işim var, oğlum git işim var ya da daha da sert bir şekilde seninle uğraşamam, git başımdan. Bunu duyan çocuğun siz olduğunuzu düşünün, empati gibi suyu çıkmış kavramları bir kenara bırakın ve doğrudan kendinizi onun yerine koyun; sonuç? Canınız sıkıldı değil mi? Evet… Sıkılmalı da zaten, çünkü onu hep yaptığınız gibi bir kez daha hiçe saydınız. Yıllar sonra işleriniz bitip emekli olduğunuzda, ‘hadi gel oğlum top oynayalım’, ‘neydi senin yıllar önce sorduğun soru cevaplayayım’ diyebilecek misiniz? Ya da artık sizi aramayan, sormayan yetişkin çocuklarınız varsa bunun sebebi kim olacak acaba? Günün birinde elinizde bir standart plaket ve çiçek ile emekli edileceğiniz iş yerinizin aşırı önemli işlerini, ya da evin düzenini bir kenara bırakın paçanızda dolanan yavrucakla biraz ilgilenin.
‘Hayır, bunu yapma’
‘Güzel, peki bunu yapmıyoruz babacım, annecim ne yapıyoruz? Unuttunuz galiba, ben bir çocuğum ve hep bir şeyler yapmak, incelemek, kurcalamak, karıştırmak isterim. Sizin beyinleriniz 35 sene içinde yorulmuş olabilir ama benim beynim aç ve bir sünger gibi bilgi peşinde koşuyorum. Şimdi bu kristal vazo ile oynamayım, peki siz söyleyin ben ne yapayım’. Anlayacağınız üzere ‘Hayır, yapma’ yerine çocuğunuza hiçbir şey söylemeden doğrudan ne yapması gerektiğini ya da neyle zaman geçirebileceğini söyleyin. Sürekli engellenen çocukların, araştırmacı kişiliklerinin köreldiğini ve öğrenme sorunları yaşayabileceklerini ve de en önemlisi yıllar sonra karşınıza ‘sosyal fobi’ vb. düzeltilmesi çok zor kişilik sorunlarıyla çıkabileceklerini unutmayın.
‘Korkma’
20 yıllık mesleki hayatımda üzerinde en çok yazıp konuşabileceğim, anne babaların en sık kullandığı favori uyarıdır ‘korkma’ seslenişi… Çocuklar korkuyu bilmeden doğarlar ve bizim tavır ve tepkilerimizden nelerden korkup, nelerden korkmamaları gerektiğini öğrenirler. Yani hiçbir çocuk aslında karanlıktan, enjeksiyondan, kedi köpekten, gürültüden, depremden vb. şeylerden korkmaz ve korkmayı bilmez. Bizler çocuklarımıza özellikle o durumla ilgili olarak hemen ağzımızdan çıkan ‘korkma’ seslenişi ile ilgili korkuyu öğretiveririz. Tabii ki korkma derken çoğunlukla kendimizin beden dilinin tersini söylüyor olduğunu da farketmeyiz. Aslında hiçbir tepki vermezseniz çocuğunuz belli korkuları öğrenmeyecektir ve yeri geldiğinde size karşı da kullanmayacaktır.
‘Bırak, sen beceremezsin’
Bırak sen beceremezsin, sen kırarsın, sen dökersin… Bu cümleler uzar gider. Sonra da ergenlik çağı geldiğinde ya da genç yetişkin olduğunda ‘ay bu çocuk niye böyle oldu, hiç bana benzemedi, niye böyle güvensiz’ diye kendinize sorar durursunuz. Çocuğunuzun özgüven gelişimine sürekli ket vuran (engel olan) bu cümleleri sürekli kullanmanız durumda sonradan; özgüveni az, değersiz ve yeteneksiz çocuklarınızın olacağı kesindir. Tersi olacak olursa da olasılıkla çocuğunuz yetişkinliğinde size içten içe bir öfke duyacaktır.
‘Prensesim, paşam, sevgilim…’
İşin garip ve komik tarafı bir yandan çocuklarımızın özgüven ve öz değer gelişimine engel olurken diğer yandan onları egolarını şişiren de bir toplumuz. Ebeveynlik stillerimiz son derece çelişkili, çünkü aslında bir ebeveynlik stilimizde çoğunlukla yok. En tehlikeli olan kelimeler ve seslenişler de bu başlıktakilerdir. Neden mi? Hanginiz kraliyet soyundan geliyor da çocuğu prenses olabiliyor ya da kaçınız saray kökenli de paşam diyebiliyorsunuz. Hoş saray kökenli de olsanız, paşalık diye bir şey artık yok. O halde çocuğun egosunu aşırı şişiren, onu bir balon haline dönüştüren, ne yapacağını, ne isteyeceğini şaşırtan kelimelerden uzak durmalısınız. O sizin canınız ya da bir tanecik çocuğunuz olabilir. Ancak gerçek hayatta kimse çocuğunuza prenses ya da paşa gibi davranmaz ve kişisel rekabetin bu kadar tavan yaptığı bir yüzyılda eşi de dahil kimse çocuğunuza bu şekilde yaklaşmayacaktır.
Yaramaz, edepsiz, tembel, iştahsız, hiperaktif…
Etiketleyin, etiketleyin… Devam edin… Sonuç mu? Sonuç belli; daha sonradan bu yapıştırdığınız etiketlerdeki gibi davranan çocuklarınız olacak. Sonra mı ne olacak? Sonrasında pek çocuk ergen psikoloğunun ya da psikiyatristinin kapısını aşındıracaksınız. Yoktan yere harcanan vakit, nakit vb. de cabası olacak. İyisi mi siz şimdiden, bu etiketleri bir kenara bırakın ve bunların yerine aşırıya kaçmayan şekillerde onları olumlayan cümleler ve kelimeler kullanın.
Görüldüğü gibi kullanılan kelimeler ve cümleler çocuk psikolojisinin gelişiminde çok önemlidir. Kullandığınız dil sizi ve çocuğunuzu şekillendirir.
- Menopoza İyi Gelecek 5 İpucuSağlıklı bir diyet, yeterli egzersiz ve doğru yaşam tarzı tercihleri, menopoz dönemini daha rahat ve dengeli geçirmeye yardımcı oluyor.28 Kasım 2024 Perşembe 12:10YAŞAM
- Bu hatalar cildi erken yaşlandırıyorNemlendirici alırken kokusuna ve ambalajına aldanmayın!28 Kasım 2024 Perşembe 12:09YAŞAM
- Beyin sisi farklı hastalıkların belirtisi olabilirDepresyon, anksiyete, uykusuzluk ve bunama beyin sisi ile belirti verebiliyor28 Kasım 2024 Perşembe 11:59YAŞAM
- Ruh sağlığımız hiç iyi değil!“Günümüzde Türkiye’de her iki kişiden biri antidepresan kullanıyor!”25 Kasım 2024 Pazartesi 11:47YAŞAM
- Bazal metabolizma kilo problemi nedeniBazal Metabolizma Hızı, Kilo Kontrolü ve Doğru Beslenme Planlamasında neden Önemlidir?25 Kasım 2024 Pazartesi 11:34YAŞAM
- Dünyada her 5 kişiden biri kanserSağlıklı yaşam ve düzenli tarama şart!25 Kasım 2024 Pazartesi 11:19YAŞAM
- Bilgi hırsızlığına dikkat!Bilgi hırsızlığı nedir?22 Kasım 2024 Cuma 11:12YAŞAM
- Alışveriş bağımlısı olmayın!Kontrolsüz şekilde, ihtiyaç duymadan veya bütçesini aşarak alışveriş yapanların sayısı artıyor...22 Kasım 2024 Cuma 10:50YAŞAM
- Riskleri göz ardı ediliyor!Masum sanılan elektronik sigaralara dikkat edilmesi gerekiyor...22 Kasım 2024 Cuma 10:45YAŞAM
- TMS yöntemi Alzheimer’a umut olabilir mi?Alzheimer’ın ilerlemesini yavaşlatabilir…19 Kasım 2024 Salı 12:08YAŞAM
- Faydalarının yanında riskler de bulunuyorAtom meyve suları bağışıklığı güçlendiriyor ama tüketirken dikkat!19 Kasım 2024 Salı 11:54YAŞAM
- Sinan Meydan’ın Lozan kitabı çıktıSinan Meydan’ın Kaleminden Onurlu Barış: LOZAN18 Kasım 2024 Pazartesi 10:10YAŞAM
- Sinüzit tanısını kendiniz koyabilirsiniz"Çocuklarda ihtiyaç olmadığı sürece film çektirmeyi önermiyoruz."17 Kasım 2024 Pazar 13:06YAŞAM
- Aile içi iletişim koptu!Zayıf iletişim boşanma nedeni17 Kasım 2024 Pazar 12:51YAŞAM
- Mutlu olmak için iyilik yapmak şartİyilik yapan, iyilik görenden daha mutlu oluyor!17 Kasım 2024 Pazar 11:11YAŞAM
- Retina dekolmanı kör edebiliyor!Retina dekolmanı körlüğe neden olabiliyor13 Kasım 2024 Çarşamba 20:36YAŞAM
- Çocuklarda baş ağrısının nedeni Bruksizm olabilirKulak ağrısı, baş ağrısı, uyku düzensizlikleri varsa dikkat!13 Kasım 2024 Çarşamba 20:35YAŞAM
- Soğuk duş sizi kışa hazırlıyorSoğuk duş hasta eder mi?13 Kasım 2024 Çarşamba 20:22YAŞAM
- Haktan Akdoğan’dan “Kozmik YankıYeni Bir Kozmik Bilinç Kapısı Aralanıyor13 Kasım 2024 Çarşamba 20:17YAŞAM
- İşte migreni tetikleyen nedenlerBu etkenler migreni tetikliyor11 Kasım 2024 Pazartesi 13:41YAŞAM
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2015 Bursa Bakış
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.