Z KUŞAĞINI ANLAMANIN 4 YOLU
Z kuşağına kızmak yerine, anlamaya çalışın...

03 Mart 2022 Perşembe 10:32
Bugün birçok konuda eleştirilen Z kuşağı, elbette bir önceki kuşaktan pek çok yönüyle ayrışıyor. Her kuşağın farklı bir ruhu, farklı bakış açıları, farklı davranış biçimleri ve beğenilerinin olduğunu hatırlatan Anadolu Sağlık Merkezi’nden Uzman Psikolog Selin Karabulut, “Z kuşağı, kendi benliğine daha çok odaklanan, dijital teknolojilerle iç içe bir kuşak. Neredeyse gününün çoğunu akıllı cihazlarla geçiren çocuklar ve gençler, sezgisel bilgileri kullanmaya pek de ihtiyaç duymuyorlar artık. Onları daha iyi anlamak için, her dönemin ruhunun, koşullarının farklı olduğunu ve bunun da kuşakları dönüştürdüğünü unutmamalıyız” açıklamasında bulundu.
Şehirler giderek kalabalıklaşıyor, bu kalabalık kent yaşamı ise herkesi ruhsal ve fiziksel açıdan etkiliyor. Z kuşağının farklı yaşam alışkanlıkları, ekonomik koşullar ve pandeminin de olumsuz etkileri var. Görme, işitme, koklama, tatma ve dokunma duyularıyla günlük yaşamın sürdürüldüğünü belirten Uzman Psikolog Selin Karabulut, “Aslında altıncı duyu olan sezgi ve duyguları kent yaşamında göz ardı edebiliyoruz” dedi.
Z kuşağı 6. duyusunu kullanmıyor
Sezgilerin insanlara verdiği bilgilerin en güzel yansıması, günlük yaşamdaki farkındalığımızı artırması olduğunun altını çizen Uzman Psikolog Selin Karabulut, “Örneğin bir bankada arkamızda birilerinin olduğunun farkında olup buna göre dikkatli, özenli ve uygun hareket etmeyi, geri döndüğümüzde onlara çarpmamak için o mesafeyi hesaplamayı sezgilerimizle sağlıyoruz. Burada tabii nezaket ve görgü kurallarının da sezgisel bilgilerimize dahil olduğunu söylemeliyiz. Ancak günümüzde, özellikle Z kuşağında (1997-2012 yıllarında doğanlar) sezgisel bilgilerin neredeyse hiç kullanılmadığını gözlemlemek mümkün. Belki de bugüne kadar sezgisel bilgilerine ihtiyaç duymadılar, ihtiyaç olmayınca bu duyularını da geliştiremediler. Kulaklıkla müzik dinlerken sesin dışarıya taşacak kadar açılıp başkalarını rahatsız edebilecek olması ya da metrobüste oturan bir gencin, yanında ayakta duran yaşlı birini fark etmemesi… Günlük hayattan çoğaltabileceğimiz bu gibi örnekler, Z kuşağında altıncı duyunun kullanımının çok düşük olduğunu gösteriyor. Bu durum empati yeteneğinin gelişmesini engellerken, kent yaşamında hep arzu ettiğimiz o nezaket kültürünün yaygınlaşmasının da önüne geçiyor” açıklamasında bulundu.
Her kuşağın ruhu farklı
Z kuşağının farkında olunması gerektiğini hatırlatan Uzman Psikolog Selin Karabulut, “Bizim kuşak gibisi var mı, nerede o eski günler gibi kalıplaştırdığımız savunma söylemlerinden vazgeçmeliyiz. Çünkü farkındayız ki her kuşağın farklı bir ruhu; farklı bakış açıları, farklı davranış biçimleri ve beğenileri var. Z kuşağı, kendi benliğine daha çok odaklanan, dijital teknolojilerle iç içe bir kuşak. Analitik düşünme becerileri, satış ve pazarlama kabiliyetleri, yaratıcılıkları belki de bu sebeple bizlerden daha gelişmiş. Gününün çoğunu akıllı cihazlarla geçiren çocuklar ve gençler, sosyal ilişkilere, üç boyutlu problemlerin çözümüne, sözel ve bedensel iletişime, sezgisel bilgileri kullanmaya neredeyse ihtiyaç duymuyorlar artık. Hatta duygularını dahi ‘emoji’ dediğimiz görsel ifade biçimleriyle gösteriyorlar. Sezgisel bilgiyi kullanma ve işe yarar kılma yeteneği; yani duygusal zekâ, Z kuşağında da var ancak geçmiş kuşaklarda olduğu gibi güçlü değil” hatırlatmasında bulundu.
Z kuşağını anlamaya odaklanmak önemli
Değişimin hayatın olağan akışında olan bir gerçeklik olduğunu dile getiren Selin Karabulut, “Yenilenen koşullara göre hayatımız da yeni bir form kazanıyor ve her yeni koşulda formumuzu değiştiriyor, dönüştürüyoruz. Bu yüzden, 35 yaş üstü insanların (X ve Y kuşakları) artık kızmak yerine Z kuşağını anlamaya odaklanmaları, onlarla kıyaslama yapmak yerine ev ve sosyal yaşamlarında uyumlu olmayı denemeleri her zaman için daha sağlıklı sonuçlar getirecektir” dedi.
Z kuşağını anlamanın 4 yolu
Standart bakış açılarının dışına çıkmaya çalışın,
Yeniliklere ilgi duyup farkında olun,
Bilmediğiniz, tanımadığınız kelime, iş, uğraş veya kişileri öğrenmeye çalışın,
Aynı işyerinde çalıştığınız iş arkadaşlarınıza “iş arkadaşı” muamelenizden vazgeçmeyin.
Kent yaşamında kendinizi daha iyi hissetmek için 6 öneri
Anlamaya çalışın. Kuşaklar arası çatışmaların temel nedeni empati yoksunluğundan geliyor. Yaşadığınız geçmiş size aitti. Her kuşağı kendi koşullarında değerlendirip anlamaya özen gösterin ve kıyaslama yapmaktan kaçının.
Nezaketinizden vazgeçmeyin. Kent yaşamı ve yaşadığınız koşullar sizi daha kızgın ya da daha tepkisiz yapmış olsa da nezaketinizden uzaklaşmayın ve duyarlı olmaya, fark etmeye devam edin. Hepimiz aynı dünyada var olmaya çalışıyoruz.
Ruh sağlığınızı ihmal etmeyin. Eğlenmek, haz almak, keyif duymak, dinlenmek gibi önemli duygusal ihtiyaçlarınızı ihmal etmeyin
Konfor alanınızı değiştirin. Yeri geldiğinde genişletin, yeri geldiğinde daraltın. Her gün araba kullanmak sizi trafikte daha öfkeli yapıyorsa ulaşım için farklı alternatifler geliştirmek size daha iyi gelebilir.
Aklınızın ve mantığınızın sesini dinleyin. Sezgilerinize güvenin ve onları kullanmaktan çekinmeyin. Otomatik cevaplar vermek yerine durun, nefes alın, bekleyin, düşünün ve öyle cevap verin. Ve hatta bazen susun ve gülümseyin.
Çocuklarınıza adalet duygusunu aşılayın. ABD’de ebeveynler çocuklarına çok küçük yaşlardan itibaren insan haklarını ve mülkiyet haklarını aşılıyorlar. “Arkadaşlarına bağırmaya hakkın yok, bir canlının canını yakmaya hakkın yok, komşunun bahçesinden izinsiz meyve almaya hakkın yok” gibi hayatın içinden pek çok söylem çocukların bu konudaki farkındalıklarını yükseltmelerine yardımcı oluyor. “Bağırma!” yerine “Sesinden rahatsız oluyorum” veya “Başkalarına bağırmaya hakkın yok” cümleleri daha güzel, ne dersiniz?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Zayıflar daha uzun yaşıyorÇok yemek tümörü besliyor05 Mayıs 2025 Pazartesi 18:01YAŞAM
Astımı tetikleyen 10 etkenAstım ataklarına karşı 10 etkili öneri!05 Mayıs 2025 Pazartesi 17:06YAŞAM
Omurganızı yıllara ezdirmeyin!Modern yaşamın getirdiği uzun süreli oturma, yanlış duruş ve fiziksel hareketsizliğin omurga sağlığını tehdit ettiğini belirten uzmanlar, omurganın, hayati öneme sahip olduğunu söylüyor.30 Nisan 2025 Çarşamba 10:13YAŞAM
Koronavirüs sonrası kalp krizi oranlarında artış! 25-44 yaş arasını etkiliyorKoronavirüsle beraber 25-44 yaş arasında kalp krizi oranı yüzde 30 arttı. Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Bilge Erdoğan, kalp krizinin yaşanmadan önce hastaların büyük çoğunluğunda kritik sinyaller verdiğini söylüyor.30 Nisan 2025 Çarşamba 10:07YAŞAM
Gıda hilelerine dikkat! Çocukları zehirliyorUzman Diyetisyen Elif Melek Avcı, tağşiş ve taklit ürünlerin çocuk sağlığı üzerindeki yıkıcı etkilerine dikkat çekiyor: “Ucuz ve kalitesiz gıdalar, sağlıklı bir neslin önündeki en büyük engel!”30 Nisan 2025 Çarşamba 10:01YAŞAM
Çocuklarda diş sıkma alışkanlığına dikkat!Çocuk Diş Hekimliği Uzmanı Dt. Nurgül Demir “Yetişkinlerde bile diş sıkma alışkanlığını kontrol altına almak veya kalıcı bir tedavi önerisi sunabilmek henüz mümkün değilken, çocuklarda izlenmesi gereken yol hakkında doğru adımlar atmak gerekir.” dedi.24 Nisan 2025 Perşembe 13:38YAŞAM
Ofis çalışanlarını bekleyen gizli tehditFizik Tedavisi ve Rehabilitasyon Prof. Dr. Hasan Dursun, çalışma ve yaşam şartlarının ergonomik ilkelere göre düzenlenmesinin, kümülatif travmalara bağlı yumuşak doku hasarlarının azaltılmasında önemli olduğunu vurguluyor.21 Nisan 2025 Pazartesi 13:53YAŞAM
Enginarların yapraklarını sakın atmayın!Karaciğeri arındırıyor, kalbi koruyor, sindirimi destekliyor… Uzman Diyetisyen Elif Melek Avcı Dursun, bahar aylarının şifa kaynağı enginarın sağlığa faydalarını ve en doğru tüketim yöntemlerini anlatıyor.21 Nisan 2025 Pazartesi 13:46YAŞAM
Doğru almazsanız faydadan çok zararı olabilirÖnerilen miktarlarda almak koşuluyla vitamin takviyeleri faydalı!18 Nisan 2025 Cuma 11:01YAŞAM
Belirti vermeden hayatı tehdit ediyorAort Diseksiyonu sinsice hayatı tehdit ediyor...18 Nisan 2025 Cuma 09:50YAŞAM
Kasık fıtığı çocuklarda yaygın görülüyorBoğulmuş fıtık tedaviyi zorlaştırıyor!18 Nisan 2025 Cuma 09:35YAŞAM
Covid-19 kalp krizi ve ani ölümleri tetikliyor mu?Kalp krizi haberleri, toplumda haklı bir endişe iklimi yarattı.Covid-19 pandemisinin bu durumla olan potansiyel ilişkisi ise gündem olmaya devam ediyor.15 Nisan 2025 Salı 09:57YAŞAM
Sezaryen doğum tartışmaları yeniden alevlendi!Türkiye’de doğum oranları hızla düşerken, ilk doğum yaşı 30’un üzerine çıktı.15 Nisan 2025 Salı 09:55YAŞAM
Gözde alerjisi olanlar dikkat! İşte almanız gereken önlemlerProf. Dr. Özlem Evren Kemer, göz alerjisinin kolaylıkla teşhis ve tedavi edilebilen bir hastalık olduğunu ancak tedavi edilmediğinde yaşam kalitesini düşürerek ciddi görme problemlerine yol açabileceğini vurguladı.15 Nisan 2025 Salı 09:47YAŞAM
Obezite Türkiye'de alarm veriyor!Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Can Gönen, Türkiye’de alarm veren obezitede en yeni tedavi yöntemlerini anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.10 Nisan 2025 Perşembe 09:37YAŞAM
Modern çağın yaygın hastalığı: Migren!Modern çağın stresli yaşantısında dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de görülme sıklığı önemli ölçüde artan migren, yaşam kalitesini bozan hastalıklar arasında ilk sıralarda yer alıyor.09 Nisan 2025 Çarşamba 10:08YAŞAM
Erken yaşta makyajın 5 zararıDermatoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Güldehan Atış, erken yaşta makyaj malzemesi ve diğer kozmetik ürünlerin kullanılması sonucu ortaya çıkan sorunlar hakkında bilgi verdi.07 Nisan 2025 Pazartesi 17:10YAŞAM
Hamileler dikkat! İşte kaçınmanız gereken 10 önemli hataKadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Burak Güler, hamilelik sürecinin sağlıklı ilerleyebilmesi için kaçınılması gereken hatalar hakkında bilgi edinmenin son derece önemli olduğunu vurguladı.07 Nisan 2025 Pazartesi 17:02YAŞAM
Kanatlı etleri pişirildikten sonra hemen tüketilmeliArtvin Çoruh Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Hüdayi Ercoşkun, kırmızı ete göre daha çabuk bozulan kanatlı etinin pişirilmesinden tüketilmesine kadar her aşamasında dikkatli olunması gerektiğini söyledi.07 Nisan 2025 Pazartesi 13:14YAŞAM
Telefonu yatakta şarj etmeyin! Yangın riskini arttırıyorTelefonu gece şarjda bırakmak yangın riskini artırıyor. Uzmanlar, özellikle düşük kaliteli veya hasarlı şarj aletleri, batarya problemleri ile uygun olmayan şarj ortamlarının önemli tehlike unsurları olduğunu söylüyor.04 Nisan 2025 Cuma 11:35YAŞAM
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2015 Bursa Bakış