RUH SAĞLIĞIMIZ HİÇ İYİ DEĞİL!
“Günümüzde Türkiye’de her iki kişiden biri antidepresan kullanıyor!”
25 Kasım 2024 Pazartesi 11:47
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, ruh sağlığımızı nasıl koruruz konusunu ele aldı.
Ruh sağlığı okuryazarlığını artırmalıyız!
“Ruh sağlığını ve ruhsal hastalıkları tanımak, bu konuda bilgi ve beceri kazanmak, ruhsal bozukluklara ve psikiyatrik hastalıklara hangi risklerin katkıda bulunduğunu anlamak, kişinin kendi kendine nasıl yardım edebileceğini veya profesyonel yardım arayışında doğru bilgilere ve inançlara sahip olup olmadığını sorgulaması açısından önem taşıyor.” Diyen Tarhan, Ruh sağlığını tanımanın sağlıklı bir bireyin özelliklerini bilmekle başladığını söyledi.
Stresle başa çıkamamak veya kaçınmak, ruh sağlığının bozulduğuna işaret edebilir
Üretken ve verimli olmamanın, günümüzde ruh sağlığı sorunlarının belirtileri arasında sayılabildiğini dile getiren Prof. Dr. Tarhan, “Stresle başa çıkamamak veya kaçınmak, ruh sağlığının bozulduğuna işaret edebilir. Günümüzde, maddi refah artmış olsa da psikolojik sorunlar aynı hızla azalmıyor; küresel olarak artan stres seviyesi ve yaşamın zorluklarıyla ruh sağlığı sorunları daha da belirgin hale geliyor.” diye konuştu.
Modern sistem insanları psikolojik ve manevi anlamda mutlu ve huzurlu kılmıyor
ABD’de yapılan araştırmalara göre, son 50 yılda gayri safi milli hasıla yaklaşık yüzde 300 artmış olsa da mutluluk oranının düşüş gösterdiğini kaydeden Prof. Dr. Tarhan, şöyle devam etti:
“Bu durum, modern sistemin insanları fiziksel ve maddi olarak zenginleştirirken psikolojik ve manevi anlamda mutlu ve huzurlu kılmadığını gösteriyor. Bu konu üzerine birçok araştırma ve inceleme yapılıyor. Çeşitli bilim dalları da bu sorunun çözümüne katkıda bulunmak amacıyla ortaya çıktı; örneğin, pozitif psikoloji bunlardan biridir. Harvard Üniversitesi 2015’te pozitif psikoloji dersini müfredatına ekledi. Bu ders, öğrencilerin yalnızca eksikliklerini gidermekle kalmayıp, aynı zamanda daha üretken, verimli, kendileriyle barışık ve içsel dengede olmaları için gereken zihinsel ve sosyal yatırımları yapmalarına yardımcı oluyor. Yale Üniversitesi de 2018’de benzer bir ders sundu ve 2021'de bu dersi halka açtı. Pandemi döneminde bu derse 3,5 milyon kişi katıldığı için New York Times bunu haber yaptı. Benzer bir ders 2019’da Bristol Üniversitesi tarafından sunulmaya başlandı.”
Üsküdar Üniversitesi Türkiye’de öncü oldu!
Prof. Dr. Tarhan, “Üsküdar Üniversitesi ise 2013’te bu dersi tüm öğrencilere sunarak Türkiye’de öncü oldu. Bu ders, ruh sağlığını güçlendirmeyi, yani birincil korumayı, hedefliyor. Bu sayede psikiyatrik rahatsızlığı olmayan kişilere yaşam kalitesini artırma, mutluluğu sağlama, sağlıklı iletişim kurma, problem çözme ve stresle başa çıkma becerileri kazandırılıyor. Öğrencilerden alınan geri bildirimlerde, ‘Babamla ilişkim düzeldi’ veya ‘Madde kullanıyordum, bıraktım’ gibi ifadelerle bu dersin olumlu etkileri vurgulanıyor. Bu tür dersler, dünyanın ruh sağlığı sorunlarına yönelik çözüm üretme çabalarının da bir parçası.” dedi.
Her iki kişiden biri antidepresan kullanıyor!
Ruh sağlığının öneminin, toplumda giderek daha çok fark edildiğini kaydeden Prof. Dr. Tarhan, şöyle devam etti:
“Ancak Türkiye’deki ruh sağlığı hizmetleri daha çok hastalığa yönelik tedavi sunum hizmeti şeklinde işliyor. Oysa dünya genelinde, toplumu korumaya yönelik sağlık hizmetleri sunmak, hastalığı tedavi etmekten daha önemli hale gelmiştir. Sağlığı koruma odaklı politikalar izlemek, hastalıkları önlemek adına kritik bir rol oynuyor. Türkiye’de 2011 yılında ruh sağlığı politikalarımız yayınlandı ve çok kapsamlı bir belgemiz var. Ancak, özellikle bağımlılık alanında, bu politikaları yeterince hayata geçiremedik. Günümüzde Türkiye’de her iki kişiden biri antidepresan kullanıyor ve bu oran son 10 yılda yüzde 50’nin üzerinde bir artış göstermiş durumda. Bu veriler, ortada çözülmesi gereken büyük bir sorun olduğunu gösteriyor. Ancak, kök nedenleri doğru tespit edemezsek, çözüm bulmamız da zorlaşır. Bu nedenle, çözüm odaklı bir yaklaşım benimsemek gerekiyor.”
Bağımlı kişilerin çoğu, aynı zamanda kriminal tipler olarak da değerlendiriliyor!
Özellikle bağımlılık konusuna vurgu yapmak istediğini de söyleyen Prof. Dr. Tarhan, “Bağımlılık, küresel ölçekte artış gösteriyor ancak Türkiye’de bu artış çok daha çarpıcı seviyelere ulaşmış durumda. Bağımlı kişilerin çoğu, aynı zamanda kriminal tipler olarak da değerlendiriliyor. Ancak, bu kişilere sadece ceza vermek yerine, rehabilitasyon fırsatı sunmak da önemli. Öncelikle, bu kişilerin hasta mı suçlu mu olduklarına karar verilmeli. Eğer bağımlılık hastalığı varsa, onları rehabilitasyon merkezlerinde tedavi ederek, suç potansiyelini azaltmak ve pişmanlık hissini artırmak hedeflenmeli. Bu yaklaşımla, topluma daha iyi uyum sağlayabilmeleri mümkün olabilir.” şeklinde konuştu.
“Bizde henüz bir ruh sağlığı yasası yok”
Gelişmiş ülkelerin bu konuda çözümler ürettiğini de dile getiren Prof. Dr. Tarhan, şunları kaydetti:
“Ancak bizde henüz bir ruh sağlığı yasası yok. Zaman zaman gündeme gelse de anlaşılmayan sebeplerle vazgeçiliyor. Burada, ruh sağlığı derneklerinin yapıcı bir rol oynamamasının da etkili olduğunu söyleyebilirim. Maalesef, ruh sağlığı dernekleri genellikle meseleyi ideolojik bir bakış açısıyla ele alıyor ve çözüm odaklı bir yaklaşım benimsemiyor. Eleştirinin de iki türü vardır: Biri, ideolojik ve doktriner bir temele dayanan, nefret duygularıyla yapılan eleştiridir ki bu tür eleştiriler çözüm üretmez. Diğer eleştiri türü ise yapıcıdır; içinde yardım ve şefkat barındırır, daha iyiyi göstermek ve çözüm sunmak amacı taşır. Karar vericilerin, özellikle bu ikinci tür eleştirileri dikkate alması gerekir. Çözüm öneren eleştiriler yapıcıdır ve değerlidir; ancak sadece eleştirmek için eleştirenlerin dikkate alınmasına gerek yoktur. Bağımlılıkla ilgili politikalarda da yeni alternatifler üretilmesi gerekiyor. Mevcut politikaların Türkiye'de yeterli sonuç vermediği görülüyor ve bu politikaların masaya yatırılması şart.”
Çocukların davranışlarını eleştirdiğimizde aslında aynaya bakmamız gerekiyor
Hem bireysel hem toplumsal olarak hem de kamu yönetimi açısından ruhumuza dokunan projelere ihtiyaç olduğuna da işaret eden Prof. Dr. Tarhan, “Bu tür projeler, aileye ve bireye dokunan, onların ruh sağlığını güçlendiren projeler olursa toplumsal iyilik hali sağlanabilir. Toplum olarak liderlerimizi örnek alıyoruz; onların hem iyi hem de kötü yanlarını benimsiyoruz. Anadolu’da ‘Balık baştan kokar’ derler. Bu söz boşuna söylenmemiş; çünkü aile içinde, özellikle anne ve baba iyi birer rol model olamazsa, çocuklar ister istemez kötü örnekleri rol model olarak seçerler. Çocukların davranışlarını eleştirdiğimizde aslında aynaya bakmamız gerekiyor. Anne ve baba olarak önce kendimizi değerlendirmeli, hatalarımızı kabul etmeli ve çözüm yollarına odaklanmalıyız.” diye konuştu.
Ruhsal iyilik halini geliştirmek için bireysel çaba göstermek önemli
Ruhsal iyilik halini geliştirmek için bireysel çaba göstermenin önemli olduğunu da kaydeden Prof. Dr. Tarhan, “Daha iyi, daha mutlu olmak için kitap okumak, araştırmak, kendimizi geliştirmek adına faaliyetlerde bulunmak gerekir. Ancak sadece hedonistik bir şekilde eğlence ve zevkin peşinde koşmak, zaman ve enerji kaybına yol açar. Günlük yaşamda psikolojik olarak yüzde 10-20 oranında eğlenceye ihtiyaç duyarız; fakat tüm günü eğlence odaklı geçirirsek, bu sürdürülebilir bir yaklaşım olmaz. Akıllı kişiler, geleceğe yatırım yapar ve kendilerini geliştirmek için adımlar atarlar.” dedi.
Mevcutla yetinen kişi, çok zengindir
Modernizmle birlikte gelişen şükürsüzlük duygusuna da dikkat çeken Prof. Dr. Tarhan, “Modernizm, sadece bizim değil, tüm dünyanın beklentilerini yükseltti. Beklentiler yükseldikçe insanlar sahip olduklarının kıymetini bilmemeye başladı; kanaat ve yetinme duygusu azaldı. Asıl zenginlik, çok şeye sahip olmak değil, mevcutla yetinebilmektir. Mevcutla yetinen kişi, çok zengindir. Elinden gelenin en iyisini yapar, sahip olduklarıyla mutlu olur, ancak daha fazlası için çalışmayı bırakmaz. Hem huzurlu olabilir hem de çalışarak varlıklı hale gelebilir. Bu, ruh sağlığımızı koruyarak iş hayatında başarılı olmamızın da formülüdür. Ruh sağlığımızı korumak için hayattan elini eteğini çekmek gerekmez. Mevlana’nın dediği gibi, ‘Halk içinde Hak ile beraber olmak’ mümkündür. Yani, insanlarla iç içe bir yaşam sürerken, içsel huzuru korumak ve kendimizle barışık kalmak da mümkündür.” diye konuştu.
Sağlam inançları olan biri, kötülüğe hayır diyebilir
"Hak" kavramının iki anlam taşıdığını, bunların doğruluk ve adalet, diğerinin ise yaratanla olan bağı olduğunu anlatan Prof. Dr. Tarhan, şunları söyledi:
“Bu iki duyguyu kaybetmeyen bir kişi, içinde hesap verme duygusu taşır. Kötülük yapmak istediğinde, kendisiyle barışık bir insan vicdanını sorgular. Eğer inançlarına rağmen yalan söylüyor veya yolsuzluğa bulaşıyorsa, bu durumda vicdanını sorgulamalı: Nefsini mi dinliyor, yoksa yaratan karşısındaki sorumluluğunu mu? Sağlam inançları olan biri, kötülüğe hayır diyebilir. Bugün dünyada psikiyatri, kötülüğü tanıma adına çalışmalar yapıyor. Adli psikiyatri birimleri 2000'li yıllarda "Depravity Scale" olarak bilinen bir ölçek geliştirdi. Bu ölçekle, insanların bencillik seviyeleri ve empati yoksunluklarının kötücül davranışlara nasıl yol açtığı araştırılıyor. Çıkan sonuçlara göre, bencilliğin arttığı dönemlerde suça yatkınlık artıyor. Kişinin empati eksikliği, başkalarına acımaması, merhametsizlik, insafsızlık gibi duygularla birleşince, suça eğilim gösteriyor. Arkasında kibir ve kendini her şeyin merkezinde görme gibi duygular yatıyor. Bu duyguları terbiye etmek, ruh sağlığını korumanın en önemli adımı.”
Amacım, yalnızca hastalıkları tedavi etmek değil!
2000'li yıllardan beri mutluluk bilimi, duyguların psikolojisi ve değerler psikolojisi gibi konularda kitaplar yazdığını da hatırlatan Prof. Dr. Tarhan, “Amacım, yalnızca hastalıkları tedavi etmek değil, aynı zamanda insanları daha sağlıklı ve bilinçli kılmak. Bir rahmetli hocam, yazdıklarımın hastaları azaltacağını söylemişti. Ben de bunu birincil koruma olarak görüyorum. Yani, insanları hasta olmadan önce bilinçlendirmek için çalışıyorum. Bu konuda yalnızca benim değil; her annenin, her babanın, her yöneticinin ve her karar vericinin önce kendi nefsini sorgulaması, çevresine iyi bir örnek olması önemlidir. Ruh sağlığının korunması açısından herkesin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerekiyor.” şeklinde sözlerini tamamladı.
- Ruh sağlığımız hiç iyi değil!“Günümüzde Türkiye’de her iki kişiden biri antidepresan kullanıyor!”25 Kasım 2024 Pazartesi 11:47YAŞAM
- Bazal metabolizma kilo problemi nedeniBazal Metabolizma Hızı, Kilo Kontrolü ve Doğru Beslenme Planlamasında neden Önemlidir?25 Kasım 2024 Pazartesi 11:34YAŞAM
- Dünyada her 5 kişiden biri kanserSağlıklı yaşam ve düzenli tarama şart!25 Kasım 2024 Pazartesi 11:19YAŞAM
- Bilgi hırsızlığına dikkat!Bilgi hırsızlığı nedir?22 Kasım 2024 Cuma 11:12YAŞAM
- Alışveriş bağımlısı olmayın!Kontrolsüz şekilde, ihtiyaç duymadan veya bütçesini aşarak alışveriş yapanların sayısı artıyor...22 Kasım 2024 Cuma 10:50YAŞAM
- Riskleri göz ardı ediliyor!Masum sanılan elektronik sigaralara dikkat edilmesi gerekiyor...22 Kasım 2024 Cuma 10:45YAŞAM
- TMS yöntemi Alzheimer’a umut olabilir mi?Alzheimer’ın ilerlemesini yavaşlatabilir…19 Kasım 2024 Salı 12:08YAŞAM
- Faydalarının yanında riskler de bulunuyorAtom meyve suları bağışıklığı güçlendiriyor ama tüketirken dikkat!19 Kasım 2024 Salı 11:54YAŞAM
- Sinan Meydan’ın Lozan kitabı çıktıSinan Meydan’ın Kaleminden Onurlu Barış: LOZAN18 Kasım 2024 Pazartesi 10:10YAŞAM
- Sinüzit tanısını kendiniz koyabilirsiniz"Çocuklarda ihtiyaç olmadığı sürece film çektirmeyi önermiyoruz."17 Kasım 2024 Pazar 13:06YAŞAM
- Aile içi iletişim koptu!Zayıf iletişim boşanma nedeni17 Kasım 2024 Pazar 12:51YAŞAM
- Mutlu olmak için iyilik yapmak şartİyilik yapan, iyilik görenden daha mutlu oluyor!17 Kasım 2024 Pazar 11:11YAŞAM
- Retina dekolmanı kör edebiliyor!Retina dekolmanı körlüğe neden olabiliyor13 Kasım 2024 Çarşamba 20:36YAŞAM
- Çocuklarda baş ağrısının nedeni Bruksizm olabilirKulak ağrısı, baş ağrısı, uyku düzensizlikleri varsa dikkat!13 Kasım 2024 Çarşamba 20:35YAŞAM
- Soğuk duş sizi kışa hazırlıyorSoğuk duş hasta eder mi?13 Kasım 2024 Çarşamba 20:22YAŞAM
- Haktan Akdoğan’dan “Kozmik YankıYeni Bir Kozmik Bilinç Kapısı Aralanıyor13 Kasım 2024 Çarşamba 20:17YAŞAM
- İşte migreni tetikleyen nedenlerBu etkenler migreni tetikliyor11 Kasım 2024 Pazartesi 13:41YAŞAM
- Geçmeyen öksürük ihmale gelmezRisk faktörlerine dikkat!11 Kasım 2024 Pazartesi 13:34YAŞAM
- Doom Spending Sendromu olabilirsiniz!Doom Spending bir kaçış mekanizması olarak da ortaya çıkabiliyor11 Kasım 2024 Pazartesi 13:22YAŞAM
- Lösemi ilk 5 yaşta daha sık görülüyor"Lösemi tedavisi 2 yıl sürebilir"06 Kasım 2024 Çarşamba 17:31YAŞAM
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2015 Bursa Bakış
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.