ÖLÜMÜ DÜŞÜNDÜREN KORKULAR!
Çoğu insan bazı şeylere karşı korku yaşamaktadır.

25 Aralık 2018 Salı 16:59
Evden çıkmakta zorlanıyor, kalabalık ortamlarda bulunmak istemiyor, tünele girmekte, sinema veya tiyatroya gitmekte hatta kapalı otoparklarda bulunmaktan ve asansör, uçak, otobüse binmekten korkuyorsanız agorafobi olabilirsiniz! Uzmanlar bu durumun kişilerde kontrol kaybı, kalp krizi ve ölüm gibi düşüncelere sebep olduğuna dikkat çekiyor.
Üsküdar Üniversitesi NP Etiler Tıp Merkezi'nden Uzm. Klinik Psikolog Serkan Elçi, agorafobi hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu.
"Çoğu insan bazı şeylere karşı korku yaşamaktadır. Bunlar; doğaüstü varlıklar, hayvanlar veya evde yalnız kalmak gibi şeyler olabilir. Agorafobi ise kelime anlamı olarak alan korkusu anlamına gelmektedir" diyen Serkan Elçi,
"Bu korku, kişinin bir alana sıkışmış hissi yarattığı, utanılacak bir duruma düşecekmiş gibi düşündüğü, panikleyip, bulunduğu ortamdan çıkamayıp, kaçamayacakmış gibi gelen bir anksiyete bozukluğu olarak tanımlanmaktadır. Kontrolü kaybedip delirecekmiş gibi, kalp krizi geçirecek hatta ölecekmiş gibi düşüncelere sebep olmaktadır. Bu hale vardığında da kimsenin kendisine yardım edemeyeceğini düşünmektedir. Kişi bu düşünceyle beraber ya evden dahi çıkmak istememekte ya da yanında güvendiği birinin varlığını istemektedir" şeklinde konuştu.
En çok, panik bozuklukla birlikte görülüyor
Agorafobinin en fazla panik bozuklukla birlikte görüldüğünü belirten Elçi, "Hatta birçok belirtileri birbiriyle örtüşmektedir. Fakat panik bozukluk kendini ataklarla göstermektedir. Bu atakların zamanı, yeri hiç belli olmayabilir; fakat agorafobide özellikle bir alan olması gerekmektedir. Bu alanlar spesifik olacağı gibi, ev dışı tüm alanlara da yayılabilmektedir. Oluşan olumsuz düşünce içeriği sinir sistemini de uyarmakta, bu uyarım da vücudun alarm moduna geçmesine neden olmaktadır" dedi.
"Agorafobi temelde anksiyete bozukluğu çatısı altında bulunduğu için diğer anksiyete bozuklarının yaşanması da agorafobinin zaman zaman kendini göstermesine neden olabilmektedir" diyen Klinik Psikolog Serkan Elçi, "Çünkü birçok rahatsızlıkta olduğu gibi kendi içinde yer değiştirmesi mümkündür. Bu hastalıklar panik bozukluğun yanı sıra; yaygın anksiyete bozukluğu, sosyal fobi, obsesif kompulsif bozukluk (takıntı hastalığı), travma sonrası stres bozukluğu, madde kullanımının sebep olduğu anksiyete bozuklukları ve özgül fobilerdir. Bunların dışında depresyon ve bazı kişilik özellikleri ile birlikte de görülebilir" diye konuştu.
Agorafobinin belirtileri nelerdir?
Klinik Psikolog Serkan Elçi, agorafobinin belirtilerini şöyle sıraladı:
- "Kişi evden çıkmakta zorlanıyor veya tek başına çıkmıyorsa,
- Kalabalık ortamlarda bulunmak istemiyorsa,
- Tünele girmekte, sinema veya tiyatroya gitmekte, kapalı otoparklarda bulunmakta, MR cihazı gibi dar alanlarda bulunmakta zorlanıyorsa,
- Asansör, uçak, otobüs gibi yerlerde bulunamıyorsa,
- Bu tür yerlerde bulunduğunda panikleyip, nefes darlığı çekeceğini, bayılacağını, kalp krizi geçireceğini veya bayılacağını düşünüp, istediği zaman o ortamdan çıkamayacağını düşünüyorsa,
- Günün büyük bölümü bu kaygılar ile geçiyorsa,
- Kaygılar aile, iş veya okul yaşantısını etkiliyorsa,
- Bu kaygıyı kontrol altına alamıyorsa,
- Yaşanan bu durum 6 aydan daha uzun süredir devam ediyorsa agorafobinin varlığından söz edilebilir."
Obsesif kişilik özellikleri olanlarda daha sık görülüyor
Temel sorunun kontrolü kaybetmek olduğu için, kişinin kontrolün kendisinde olmadığını düşündüğü alanlarda bu rahatsızlığın açığa çıktığını ifade eden Elçi, "Bu durumun kişilik özellikleri ile de bağlantılı olduğu söylenebilir. 'Mükemmeliyetçi' diye tanınan obsesif kişilik özellikleri olanlarda bu rahatsızlığın görülme sıklığı daha fazladır. Çünkü bu kişilik özelliği 'hep ya da hiç' ilkesi ile hayatını sürdürmektir. Yani uçağa bindiğinde ya çok rahat olacak ya da hiç binmeyecektir" diyerek, agorafobinin hangi durumlarda meydana geldiğini şu şekilde ifade etti:
- "Sinir sistemi ile bağlantılı olarak biyolojik nedenler varsa,
- Kişi taciz, tecavüz, doğal afet, beklenmedik yakın kaybı gibi herhangi bir travmaya maruz kaldıysa,
- Ailede bu tür bir rahatsızlığı olan birisi varsa ve kişiyle uzun süre birlikte vakit geçirmiş, model aldığı biriyse,
- Metro, uçak, asansör gibi kontrolün kendisinde olmadığı alanlar olduğunda agorafobi meydana gelebilir."
Agorafobi hastalarının psikiyatrik destek alması gerekiyor
"Kişinin öncelikle korktuğu, kaygı duyduğu alanın ne olduğunu kavraması ve 'kademeli' olarak bu alana kendini maruz bırakması önemlidir. Eğer denemelerle bunu başarabiliyorsa agorafobi noktasına gelmeden bu kaygısını yenmiş olacaktır" diyen Serkan Elçi,
"Fakat tanı alacak düzeyde olan agorafobi hastalarının psikiyatri başvurusu yapması gerekmektedir. Psikiyatrik olarak tablo oluşturulmasından sonra terapi süreci devreye girmelidir. En yaygın olan 'bilişsel davranışçı terapi' yöntemidir. Bu terapi yöntemi ile kişi zihninde bu kaygıyla birlikte neler olduğunu görüyor olacak, olası sonuçları hesaplayabilecek, aşamalı olarak da bu kaygının üzerine gidebiliyor olacaktır. Bunların yanı sıra hangi durumların bu kaygıyı tetiklediği, kaygı geldiği zaman nasıl üstesinden geleceğini, sosyal ortamda bu kaygıyı nasıl kontrol edebileceğini de kişi öğreniyor olacaktır.
Bir diğer terapi ise EMDR terapisidir. Genellikle travma tedavisinin terapi yöntemi olarak bilinse de agorafobi gibi anksiyete bozukluklarında da oldukça işlevseldir. EMDR ile kişinin negatif düşünce içeriği ele alınır ve sistemik olarak kişi bu düşünceye karşı duyarsızlaştırılır. Son olarak son dönemlerde bazı kurumlarda kullanılmaya başlanan sanal gerçeklik gözlükleri ile de agorafobi oldukça olumlu sonuçlar vermektedir. Sanal gerçeklik gözlüğü ile bir terapistin kontrolü dâhilinde MR cihazı, kapalı alan, yükseklik, asansör vb. kaygılar çalışılmakta, sanki o anı yaşıyormuşçasına kontrollü şekilde kişiler bu kaygıdan kurtulmaktadır" şeklinde konuştu.
Verilen egzersizlere uyum sağlanması, tedavi sürecini hızlandırıyor
Serkan Elçi, "Eğer kişi agorafobiden dolayı evden çıkamayacak hale gelmişse, başlangıç aşamasında internet üzerinden görüntülü konuşma yapılması mümkün olup, ileri evrelerde bu tür tedavilerin yapıldığı hastanelere yatış gerekebilir" diyerek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu tedavi süreçlerinde kişinin terapistine güveni, verilen egzersizlere uyum sağlayabilmesi, tedavi esnasında alkol, uyuşturucu vb. maddelerden uzak kalabilmesi de iyileşme sürecine hız kazandıracaktır."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Burun estetiği öncesi bunlara dikkat!Uzman doktordan estetik yaptıracaklara uyarı...27 Mayıs 2025 Salı 09:57YAŞAM
Prostat sorununa yeni nesil cerrahi tedaviİyi Huylu Prostat Büyümesini Yeni Nesil Cerrahi Tedavilerle İyileştirmek Mümkün27 Mayıs 2025 Salı 09:50YAŞAM
Meme estetiğinde doğal sonuçlar elde ediliyorİzi gizleniyor, genel anestezi gerektirmiyor, işlem kısa sürüyor27 Mayıs 2025 Salı 09:47YAŞAM
Burun estetiği 15 yaşa kadar indi ama...Burun estetiği ameliyatı, dünyada ve ülkemizde en sık yapılan estetik operasyonlarında ilk sırada yer almaya devam ediyor. Hatta 15-16 yaşındaki gençler bile ailelerini ikna ederek burun estetiği ameliyatı yaptırmak amacıyla hekimlere başvuruyorlar.22 Mayıs 2025 Perşembe 10:30YAŞAM
Balık keyfiniz kabusa dönüşmesin!Balık, bazı bireylerde bağışıklık sistemi tarafından alerjen olarak tanımlanarak ciddi reaksiyonlara yol açabilir. Balık alerjisi olanlar ne yemeli? Nelere dikkat etmeli?22 Mayıs 2025 Perşembe 10:24YAŞAM
Reflü hakkında doğru sanılan 9 yanlışModern çağın stresli ve yoğun temposunda, sağlıksız beslenme ve yanlış yaşam alışkanlıklarının da etkisiyle reflü hastalığı hızla yaygınlaşıyor.22 Mayıs 2025 Perşembe 10:15YAŞAM
Annenin ve bebeğin sağlığını olumsuz etkiliyor!Hamilelikte en önemli sorunlardan biri: Obezite!20 Mayıs 2025 Salı 12:36YAŞAM
Sağlıklı kalabilmek için hareket edinSağlıklı kalmanın en kolay yolu...20 Mayıs 2025 Salı 12:01YAŞAM
Stresin vücuda 7 zararıStres deyip geçmeyi...20 Mayıs 2025 Salı 11:52YAŞAM
Sağlıklı beslenmenin görünmeyen tehdidi: PestisitÜrünleri zararlılardan korumak amacıyla tarımda pestisit adı verilen ilaçlar kullanıldığını belirten uzmanlar, bu kimyasalların insan sağlığı için tehdit oluşturduğunu söylüyor.13 Mayıs 2025 Salı 13:04YAŞAM
Türkiye olması gerekenden iki kat fazla tuz tüketiyor12-18 Mayıs Tuza Dikkat Haftası...12 Mayıs 2025 Pazartesi 13:10YAŞAM
Önlemlerinize 3 ay önce başlayın“Anne olmaya hazırım” diyorsanız…12 Mayıs 2025 Pazartesi 13:09YAŞAM
Astımı tetikleyen 10 etkenAstım ataklarına karşı 10 etkili öneri!05 Mayıs 2025 Pazartesi 18:06YAŞAM
Zayıflar daha uzun yaşıyorÇok yemek tümörü besliyor05 Mayıs 2025 Pazartesi 18:01YAŞAM
Omurganızı yıllara ezdirmeyin!Modern yaşamın getirdiği uzun süreli oturma, yanlış duruş ve fiziksel hareketsizliğin omurga sağlığını tehdit ettiğini belirten uzmanlar, omurganın, hayati öneme sahip olduğunu söylüyor.30 Nisan 2025 Çarşamba 10:13YAŞAM
Koronavirüs sonrası kalp krizi oranlarında artış! 25-44 yaş arasını etkiliyorKoronavirüsle beraber 25-44 yaş arasında kalp krizi oranı yüzde 30 arttı. Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Bilge Erdoğan, kalp krizinin yaşanmadan önce hastaların büyük çoğunluğunda kritik sinyaller verdiğini söylüyor.30 Nisan 2025 Çarşamba 10:07YAŞAM
Gıda hilelerine dikkat! Çocukları zehirliyorUzman Diyetisyen Elif Melek Avcı, tağşiş ve taklit ürünlerin çocuk sağlığı üzerindeki yıkıcı etkilerine dikkat çekiyor: “Ucuz ve kalitesiz gıdalar, sağlıklı bir neslin önündeki en büyük engel!”30 Nisan 2025 Çarşamba 10:01YAŞAM
Çocuklarda diş sıkma alışkanlığına dikkat!Çocuk Diş Hekimliği Uzmanı Dt. Nurgül Demir “Yetişkinlerde bile diş sıkma alışkanlığını kontrol altına almak veya kalıcı bir tedavi önerisi sunabilmek henüz mümkün değilken, çocuklarda izlenmesi gereken yol hakkında doğru adımlar atmak gerekir.” dedi.24 Nisan 2025 Perşembe 13:38YAŞAM
Ofis çalışanlarını bekleyen gizli tehditFizik Tedavisi ve Rehabilitasyon Prof. Dr. Hasan Dursun, çalışma ve yaşam şartlarının ergonomik ilkelere göre düzenlenmesinin, kümülatif travmalara bağlı yumuşak doku hasarlarının azaltılmasında önemli olduğunu vurguluyor.21 Nisan 2025 Pazartesi 13:53YAŞAM
Enginarların yapraklarını sakın atmayın!Karaciğeri arındırıyor, kalbi koruyor, sindirimi destekliyor… Uzman Diyetisyen Elif Melek Avcı Dursun, bahar aylarının şifa kaynağı enginarın sağlığa faydalarını ve en doğru tüketim yöntemlerini anlatıyor.21 Nisan 2025 Pazartesi 13:46YAŞAM
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2015 Bursa Bakış