KIŞIN SAĞLIKLI KALMANIZI SAĞLAYACAK ÖNERİLER
Kuvvetli bir bağışıklık sistemi için bunlara dikkat edin

20 Ocak 2020 Pazartesi 12:11
Kış hastalıklarının artış göstermesi ile birlikte pek çok kişi soğuktan korunmak için dışarı çıkamıyor, kalabalık ortamlarda bulunmak istemiyor ve insanlarla temastan kaçınıyor. Kışı hastalanmadan atlatmak için ise bağışıklık sistemini güçlendirmek gerekiyor. İç Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Pınar Balcı, kuvvetli bir bağışıklık sistemi için dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgi verdi.
Aşılarınızı ihmal etmeyin
Özellikle 65 yaş üzerinde olan, diyabet, KOAH ve kalp hastalığı bulunan kişilerin enfeksiyonlara yakalanma riski daha fazladır. Bu gruptaki kişilerin kış gelmeden önce doktorlarına danışmaları gerekmektedir. Grip aşısı gibi aşı uygulamaları, primer hastalıkların tedavi planları ve mineral vitamin destek takviyeleri acısından öneri alınması, kışın daha rahat geçirilmesi bakımından önemlidir.
Kansızlık için keçiboynuzu
Demir eksikliği ve anemi gibi nedenler bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olabilmektedir. Sık sık hastalanan, uzun sürede iyileşemeyen kişilerde kansızlık veya vitamin eksikliği görülebilmektedir. Kadınlarda demir eksikliğine bağlı kansızlığa daha sık rastlanmaktadır. Kırmızı et, baklagiller gibi gıdalarla demir açısından zengin beslenmek faydalı olabilir. Keçiboynuzu da demir açısından zengin bir besindir. Keçiboynuzu unu ile yapılmış atıştırmalıklar ya da günlük 1-2 tatlı kaşığı keçiboynuzu özütü tüketilebilir.
Egzersizle doğal aşı etkisi
Uzun dönem düzenli egzersiz, yoga veya meditasyon yapanların bağışıklık sisteminin daha güçlü olduğu ve daha az enfeksiyona yakalandıklarını gösteren çalışmalar bulunmaktadır. Kış rehavetine kapılmadan düzenli spor yapmak, doğal aşı etkisi sağlayabilmektedir.
Çiftlik somonu yerine hamsiyi tercih edin
Omega-3 bağışıklık sistemi üzerinde yüksek etkisi olan takviyelerin başında gelmektedir. Küçük ve derin su balığı olmayan hamsi, istavrit, sardalya gibi deniz balıkları marketlerde satılan çiftlik somonlarından çok daha zengin omega- 3 alternatifleridir. Haftada 3-4 kez 100-150 gr. hamsi tüketmek bağışıklık sistemi üzerinde olumlu sonuçlar elde edilmesini sağlayabilir. Bunun yanında omega- 3 yağ asitlerinden EPA ve DHA desteği günde 2-3 gr olmak üzere alınabilir. Bu takviyeler için mutlaka doktora danışılmalıdır.
Sigara enfeksiyon hastalıklarına davetiye çıkarıyor
Sigara içenler başta solunum yolu enfeksiyonları olmak üzere enfeksiyon hastalıklarına karşı daha riskli gruptadır. Sigara içenlerin solunum yolu epitelinin bütünlüğü ve daha hızlı iyileşmesi için A ve C vitamininden zengin beslenmeleri gerekmektedir. Havuç, bal kabağı ve yeşil yapraklı sebzeler iyi birer A vitamini deposudur. Sigara içen ve ateşli hastalık geçiren kişilerin günlük C vitamini ihtiyacı ortalama 5-10 kat artmaktadır. Portakal, limon ve biber önemli C vitamini kaynaklarıdır.
Antioksidan alımı için kuşburnunu deneyin
Ülkemizde her mevsimde bulunması mümkün olan kuşburnunda, limondan 5 kat daha fazla C vitamini bulunmaktadır. Kuşburnu, içerdiği likopen sayesinde de çok güçlü bir antioksidandır. Bağışıklık sisteminin dostu olarak nitelendirilen kuşburnunun katkısız olan özütünü ya da bitki çayını tüketmek gerekir.
Bağışıklık sisteminizi su teresi ile güçlendirin
Su teresi güçlü bir anti bakteriyeldir. Soğuk algınlığında kullanılabilir. İdrar yolları için dezenfektandır. Taze otunda A,D,E vitaminleri ve askorbik asit mevcuttur. Çok güçlü bir antioksidan olan su teresinin günlük diyete dahil edilmesi bağışıklık sistemini güçlü tutmak için faydalıdır.
Sağlıklı yağlarla beslenin
Yapılan bilimsel çalışmalar sağlıklı yağların ağırlıklı tüketildiği ketojenik beslenme ve aralıklı oruç denilen intermittent fasting tarzı beslenmenin bağışıklık sistemini güçlendirdiğini ortaya koymaktadır. Olabildiğince rafine şekerden uzak kalmak ve günlük diyete zeytinyağı, hindistan cevizi yağı gibi sağlıklı yağları katmanın hücresel düzeyde bağışıklık sistemi üzerinde iyileştirici olduğu bilinmektedir.
Kompleks karbonhidratlara yönelin
Rafine un, pirinç, patates, mısır, kestane gibi nişasta içeriği yüksek olan besinler ve şeker ile şeker içeriği yüksek her türlü yiyecek ve içecek, basit karbonhidratlar grubunda yer alıyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Demet Cerit basit karbonhidratların sindirim kanalından çok hızlı emilerek kana karışmaları nedeniyle kan şekeri ve insülin seviyelerinin hızla yükselmesine yol açtığı uyarısında bulunarak, “Hızla yükselen insülin seviyesi de kan şekerinin kısa zamanda düşmesine, buna bağlı olarak tokluk süresinin kısalmasına ve tekrar tatlı besinler tüketme isteğine neden oluyor. Dolayısıyla beslenmenizde tam tahıllar, kepekli pirinç, bulgur, kepekli makarna, yulaf ve kuru baklagiller gibi kompleks karbonhidrat kaynaklarına yer vererek daha uzun süren tokluk sağlayabilir, yemekten sonra tatlı isteğinin önüne geçebilirsiniz” diyor.
Çok düşük kalorili beslenmeyin
Özellikle kilo kontrolü sağlamak isteyen kişilerin yaptıkları hataların başında çok düşük enerji, yani kalori almak ve bir besin grubunu tümüyle beslenme listesinden çıkarmak geliyor. “Uzun süre çok düşük enerji almanız durumunda, vücudunuz enerji depolarını korumak adına, çareyi yağ hücrelerinden salınan iştah hormonlarını artırmakta buluyor” uyarısında bulunan Beslenme ve Diyet Uzmanı Demet Cerit şu bilgileri veriyor: “Bu durum, vücudun en hızlı biçimde enerji sağlayabileceğini bildiği yüksek karbonhidrat içeren besinlere olan ilginin artmasına yol açıyor ve tatlı krizleri baş gösteriyor. Proteinler ile yağlar karbonhidratlara göre daha yavaş sindirildikleri için uzun süreli tokluk sağlıyorl Yetersiz tüketilmeleri durumunda çabuk acıkma ve öğünden hemen sonra tatlı bir şeyler tüketme isteği oluşuyor. Bu nedenle yeterli enerji almaya ve besin öğelerini dengeli bir biçimde tüketmeye özen gösterin”
Posa tüketiminizi artırın
Posa, yani diyet liflerinin sağlığa pek çok faydası mevcut. Posa içeren besinler midenin boşalmasını geciktirerek daha uzun süre tok kalmanıza yardımcı oluyor. Aynı zamanda besinlerin kana daha yavaş karışmasını sağlayarak kan şekeri ve insülin seviyelerinin hızlı yükselmesinin önüne geçiyor. Posa tüketiminizi artırmak için tam tahıllı veya kepekli ürünler tercih etmeye, ana yemeklerde mutlaka sebze yemeği ve salatalara yer vermeye, her gün 1-2 porsiyon meyve tüketmeye, haftalık menünüze en az 2 öğün kuru baklagilleri eklemeye dikkat edin.
Meyvesiz olmaz, ancak…
Meyveler vitamin-mineraller, posa ve antioksidanlar bakımından zengin doğal şeker kaynaklarıdır. Vücudunuzun karbonhidrat ihtiyacını doğal kaynaklardan karşılamak ve tatlı krizlerinin önüne geçmek için porsiyon kontrolüne dikkat ederek, ara öğünlerinizde meyvelere yer verin. Meyvelerin yanına ilave edeceğiniz süt, yoğurt, ayran gibi protein veya fındık, ceviz, badem gibi yağ bakımından zengin besinlerle tokluk sürenizi uzatın. Eğer insülin direnci veya hipoglisemi gibi bir sağlık probleminiz varsa muz, üzüm, kavun, karpuz, incir ve kuru meyveler gibi fruktoz içeriği yüksek, kan şekerini hızlı yükselten meyveleri seyrek tüketmeye özen gösterin.
Mutluluğu besinlerde aramayın
Serotonin, dopamin ve endorfinler beyinden salgılanan mutluluk, ödül, motivasyon ve zevkle ilişkili özel kimyasallardır. Yapılan çalışmalar; şeker içeren besinlerin beynin ‘ödül ve bağımlılık merkezini’ uyararak bu kimyasalların salınımını artırdığını gösteriyor. Ancak bu tür besinlerin aşırı ve sık tüketiminin zamanla ödül cevabının azalmasına neden olduğu, dolayısıyla her seferinde aynı hazzı yakalamak için daha tatlı ve daha fazla besin tüketme isteğine yol açtığı ortaya konmuş. Bu kısır döngüden kurtulmak için kriz anlarında yönelebileceğiniz ve ‘iyi hissetmenize’ yardımcı olacak egzersiz, kitap okuma, resim, müzik gibi sevdiğiniz aktiviteler belirleyin.
Bolca su için
Açlık ve susuzluk hissi birbiriyle karışabiliyor. Yeterli miktarda su içmediğiniz zaman sık sık açlık atakları yaşıyor ve şekerli atıştırmalıklara yöneliyor olabilirsiniz.Beslenme ve Diyet Uzmanı Demet Cerit tokluk hissini sağlamak için gün boyunca, düzenli aralıklara yayarak 2-2,5 litre su tüketmeye özen göstermeniz gerektiğini hatırlatıyor.
Kararında tatlı sizi korkutmasın!
Uzmanlar besinlerin iyi-kötü, sağlıklı-sağlıksız veya serbest-yasak gibi etiketlenmesinin, kişileri kısır bir kısıtlama-aşırı yeme döngüsüne sevk ettiğine dikkat çekiyorlar. “Besin alerjileri gibi bazı sağlık problemleri, bazı besinleri hayatınızdan mutlaka çıkarmanızı gerektirebiliyor” diyen Beslenme ve Diyet Uzmanı Demet Cerit şunları söylüyor: “Ancak böyle bir sağlık probleminiz yoksa, bir besini bir süreliğine veya tamamen hayatınızdan çıkarmaya çalışmanız, o besini normalde tüketeceğinizden çok daha fazla tüketme arzusu duymanız ve aşırı yeme atakları yaşamanızla sonuçlanabiliyor. Dolayısıyla hepimizin çok sevdiği tatlılara beslenmemizde her daim sıklığına dikkat ederek ve kararında tüketerek yer vermenizde fayda var. Haftada 1-2 kez bir küçük kase muhallebi, kazandibi, sütlaç gibi sütlü tatlılara veya az şeker ile hazırlanmış yarım ayva, 2 parmak büyüklüğünde balkabağı tatlısı gibi meyve tatlılarına beslenmenizde yer vermeniz, 1-2 ara öğününüzde 2 kare bitter çikolatanın kahvenize eşlik etmesi kararında tercihler olacaktır.’’
Ana öğün saatlerinizi düzenleyin
Karbonhidratlar hızlı sindirilmeleri ve kolayca enerjiye dönüştürülmeleri nedeniyle vücudun temel enerji kaynağıdır. Uzun süren açlık sonrasında vücudumuz kan şekerinin hızla normal seviyeye gelmesi ve boşalan glikojen depolarının yerine konulabilmesi için bizi yüksek karbonhidrat içeren kaynaklara, yani tatlı besinlere yönlendiriyor. Kan şekerinizi dengede tutmak ve tatlı krizlerinin önüne geçmek için ana yemek saatlerinizi düzenlemeye ve öğün atlamamaya özen gösterin. İhtiyaçlarınız doğrultusunda günlük beslenmenize ekleyeceğiniz küçük ara öğünler bir sonraki öğünde sağlıklı besin tercihleri yapmanıza ve porsiyon kontrolü sağlamanıza yardımcı olacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sağlıklı beslenmenin görünmeyen tehdidi: PestisitÜrünleri zararlılardan korumak amacıyla tarımda pestisit adı verilen ilaçlar kullanıldığını belirten uzmanlar, bu kimyasalların insan sağlığı için tehdit oluşturduğunu söylüyor.13 Mayıs 2025 Salı 13:04YAŞAM
Türkiye olması gerekenden iki kat fazla tuz tüketiyor12-18 Mayıs Tuza Dikkat Haftası...12 Mayıs 2025 Pazartesi 13:10YAŞAM
Önlemlerinize 3 ay önce başlayın“Anne olmaya hazırım” diyorsanız…12 Mayıs 2025 Pazartesi 13:09YAŞAM
Astımı tetikleyen 10 etkenAstım ataklarına karşı 10 etkili öneri!05 Mayıs 2025 Pazartesi 18:06YAŞAM
Zayıflar daha uzun yaşıyorÇok yemek tümörü besliyor05 Mayıs 2025 Pazartesi 18:01YAŞAM
Omurganızı yıllara ezdirmeyin!Modern yaşamın getirdiği uzun süreli oturma, yanlış duruş ve fiziksel hareketsizliğin omurga sağlığını tehdit ettiğini belirten uzmanlar, omurganın, hayati öneme sahip olduğunu söylüyor.30 Nisan 2025 Çarşamba 10:13YAŞAM
Koronavirüs sonrası kalp krizi oranlarında artış! 25-44 yaş arasını etkiliyorKoronavirüsle beraber 25-44 yaş arasında kalp krizi oranı yüzde 30 arttı. Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Bilge Erdoğan, kalp krizinin yaşanmadan önce hastaların büyük çoğunluğunda kritik sinyaller verdiğini söylüyor.30 Nisan 2025 Çarşamba 10:07YAŞAM
Gıda hilelerine dikkat! Çocukları zehirliyorUzman Diyetisyen Elif Melek Avcı, tağşiş ve taklit ürünlerin çocuk sağlığı üzerindeki yıkıcı etkilerine dikkat çekiyor: “Ucuz ve kalitesiz gıdalar, sağlıklı bir neslin önündeki en büyük engel!”30 Nisan 2025 Çarşamba 10:01YAŞAM
Çocuklarda diş sıkma alışkanlığına dikkat!Çocuk Diş Hekimliği Uzmanı Dt. Nurgül Demir “Yetişkinlerde bile diş sıkma alışkanlığını kontrol altına almak veya kalıcı bir tedavi önerisi sunabilmek henüz mümkün değilken, çocuklarda izlenmesi gereken yol hakkında doğru adımlar atmak gerekir.” dedi.24 Nisan 2025 Perşembe 13:38YAŞAM
Ofis çalışanlarını bekleyen gizli tehditFizik Tedavisi ve Rehabilitasyon Prof. Dr. Hasan Dursun, çalışma ve yaşam şartlarının ergonomik ilkelere göre düzenlenmesinin, kümülatif travmalara bağlı yumuşak doku hasarlarının azaltılmasında önemli olduğunu vurguluyor.21 Nisan 2025 Pazartesi 13:53YAŞAM
Enginarların yapraklarını sakın atmayın!Karaciğeri arındırıyor, kalbi koruyor, sindirimi destekliyor… Uzman Diyetisyen Elif Melek Avcı Dursun, bahar aylarının şifa kaynağı enginarın sağlığa faydalarını ve en doğru tüketim yöntemlerini anlatıyor.21 Nisan 2025 Pazartesi 13:46YAŞAM
Doğru almazsanız faydadan çok zararı olabilirÖnerilen miktarlarda almak koşuluyla vitamin takviyeleri faydalı!18 Nisan 2025 Cuma 11:01YAŞAM
Belirti vermeden hayatı tehdit ediyorAort Diseksiyonu sinsice hayatı tehdit ediyor...18 Nisan 2025 Cuma 09:50YAŞAM
Kasık fıtığı çocuklarda yaygın görülüyorBoğulmuş fıtık tedaviyi zorlaştırıyor!18 Nisan 2025 Cuma 09:35YAŞAM
Covid-19 kalp krizi ve ani ölümleri tetikliyor mu?Kalp krizi haberleri, toplumda haklı bir endişe iklimi yarattı.Covid-19 pandemisinin bu durumla olan potansiyel ilişkisi ise gündem olmaya devam ediyor.15 Nisan 2025 Salı 09:57YAŞAM
Sezaryen doğum tartışmaları yeniden alevlendi!Türkiye’de doğum oranları hızla düşerken, ilk doğum yaşı 30’un üzerine çıktı.15 Nisan 2025 Salı 09:55YAŞAM
Gözde alerjisi olanlar dikkat! İşte almanız gereken önlemlerProf. Dr. Özlem Evren Kemer, göz alerjisinin kolaylıkla teşhis ve tedavi edilebilen bir hastalık olduğunu ancak tedavi edilmediğinde yaşam kalitesini düşürerek ciddi görme problemlerine yol açabileceğini vurguladı.15 Nisan 2025 Salı 09:47YAŞAM
Obezite Türkiye'de alarm veriyor!Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Can Gönen, Türkiye’de alarm veren obezitede en yeni tedavi yöntemlerini anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.10 Nisan 2025 Perşembe 09:37YAŞAM
Modern çağın yaygın hastalığı: Migren!Modern çağın stresli yaşantısında dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de görülme sıklığı önemli ölçüde artan migren, yaşam kalitesini bozan hastalıklar arasında ilk sıralarda yer alıyor.09 Nisan 2025 Çarşamba 10:08YAŞAM
Erken yaşta makyajın 5 zararıDermatoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Güldehan Atış, erken yaşta makyaj malzemesi ve diğer kozmetik ürünlerin kullanılması sonucu ortaya çıkan sorunlar hakkında bilgi verdi.07 Nisan 2025 Pazartesi 17:10YAŞAM
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2015 Bursa Bakış