KEKEMELİK BİR HASTALIK DEĞİLDİR!
Kekemelikte erken ve doğru müdahale önemli!
30 Ekim 2020 Cuma 16:18
Kekemeliğin bir hastalık değil, semptom olarak değerlendirildiğini belirten uzmanlar, kekemelikte erken müdahalenin önemine işaret ediyor. Kekemelik alanında çalışan yetkin terapistlerin, bireye ve özellikle erken dönem söz konusu olduğunda çocuğun ailesine yol gösterici olduğuna dikkat çeken uzmanlar, kekemeliğin doğru bir iletişimle yönetilebileceğini vurguluyor.
Kekemeliğe dikkat çekmek ve kekemelik konusunda doğru bilgiler vermek amacıyla her yıl 22 Ekim, Dünya Kekemelik Günü olarak anılıyor.
Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dil ve Konuşma Terapisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Konrot, kekemelik konusunda değerlendirmelerde bulundu.
Kekemelik, psikolojik boyutuyla etkiliyor
Kekemeliğin bir hastalık değil, semptom olduğunu belirten Prof. Dr. Ahmet Konrot, kekemelik ile psikolojik boyut arasındaki ilişkiye dikkat çekerek şunları söyledi:
“Literatüre bakıldığında kekemeliğin bir hastalık olarak değil, semptom olarak değerlendirildiğini görürüz. Her ne kadar aileler kekemelik davranışlarının ortaya çıkışını örneğin korku gibi travmatik belirli bir olayla açıklama eğiliminde olsalar da kekemeliğin psikolojik bir travmanın sonucunda ortaya çıktığını kanıtlayan bir araştırma bulunmamaktadır. Eğer öyle olsaydı, korku ve benzeri psikolojik travma geçiren çocukların çoğunda kekemelik davranışının ortaya çıkması gerekirdi. Ancak, bunu söylemek, kekemelik ile psikolojik boyut arasında bir ilişkinin olmadığını ifade etmek değildir. Kekemeliğin inatçı bir biçimde ileriki yaşlarda da devam etmesi, etkilenen kişinin psikolojisini olumsuz yönde etkileyecektir. Örneğin kekelemekten rahatsız olan bir öğrencinin bildiği halde sınıfta parmak kaldırmaması, insanlarla konuşarak etkileşime girmekten kaçınması gibi durumlar, kekemelik ile psikolojik boyut arasındaki ilişkinin yönünü daha açık olarak göstermektedir.”
Kekemelik, en çok 2-5 yaşlarında ortaya çıkıyor
DSM sınıflandırmasında da kekemelik olgularının % 98’inin 10 yaşından önce görüldüğü ifade eden Prof. Dr. Ahmet Konrot, “Genelde kekemelik gelişimin en hızlı olduğu erken dönemde, 2-5 yaşlarında ortaya çıkmaktadır. Daha sonraki yaşlarda (ergenlik-yetişkinlik dönemlerinde) ortaya çıkması çok nadir bir olaydır” dedi.
Kekemelik ileri yaşlarda ortaya çıkabilir
İleriki yaşlarda ortaya çıkan kekemelik davranışlarının iki grupta ele alınabileceğini belirten Prof. Dr. Ahmet Konrot, “Birinci grupta da üç olasılıktan söz edilebilir. Birinci olasılık, kökeni erken dönemde olmasına karşın, ileri dönemlerde ortaya çıkan kekemelik davranışlarıdır. Bazı durumlarda erken dönemde gözlenen ve terapi ya da kendiliğinden geçen, artık fark edilmeyen kekemelik davranışlarının sonraki yaşlarda tekrar ortaya çıkması olasılığı da bulunmaktadır. Bir başka olasılık da kekemelik davranışlarını “içselleştirmeyi” ya da baskılamayı öğrenen kişilerin stres altında bunu saklamayı becerememeleridir."
Beyindeki fonksiyon bozuklukları yol açabilir
Konrot, "İkinci grupta ise kafa travması, strok (inme), merkezi sinir sisteminin dejenerasyonu, beyin tümörü, beyin ameliyatı, ilaç etkisiyle beyinde meydana gelen fonksiyon bozuklukları gibi durumlarda gözlenen edinilmiş kekemelik olguları bulunmaktadır” diye konuştu.
Erken dönem kekemelik kendiliğinden geçebiliyor
Kekemeliğe erken müdahalenin önemine işaret eden Prof. Dr. Ahmet Konrot, “Araştırmalar gelişimsel (erken dönem) kekemeliğin başladığı andan itibaren altı ay ile iki yıl içerisinde kendiliğinden geçebileceğini göstermektedir. Ancak, erken dönemde kekemeliğin yönetimine yönelik hiçbir girişimde bulunulmaması halinde, kekemeliğin inatçı bir biçime dönüşme, ileriki yaşlarda da devam etme olasılığı yüksektir. Kekemeliğe ne kadar erken müdahale edilirse, o kadar çabuk sonuç alınır. Ancak, bunun da kekemelik alanında bilgili, bu konuda klinik deneyimi olan dil ve konuşma terapistlerinin önerileri, yönlendirmeleri ile mümkün olabileceğinin unutulmaması gerekir. Doğru yönetilmeyen kekemelik olgularının kronik kekemeliğe dönüşme olasılığı yüksektir” uyarısında bulundu.
Kekemelik terapisi önemli
Alınacak bazı önlemlerle kekemelikle baş etmenin mümkün olabileceğini kaydeden Prof. Dr. Ahmet Konrot, kekemelik terapisinin önemine işaret ederek şunları söyledi:
“Kekemelik bir hastalık olmadığı için tedaviden söz etmenin çok doğru olmadığını düşünürüm. Bana göre kekemelik alanında çalışan yetkin terapistleri, bireye ve özellikle erken dönem söz konusu olduğunda çocuğun ailesine yol gösterici olurlar ve onlara günlük yaşantılarında, kendi doğal ortamlarında bu sorunla nasıl baş edebileceklerini, bu sorunu nasıl yönetebileceklerini gösterirler. Kekemelik terapisi, gerek bireyin kendisine, gerekse çocuğun ailesine, birincil bakıcılarına bireye özgü çözümler ve öneriler üretme sürecidir. O nedenle, sorun aynı da olsa, etkileri her çocuk ve her ailede farklı olacağı için, terapi süreci bireye/aileye özgü olmak durumundadır.”
Kekemeliğin yönetimi imkansız değildir
“Kekemelik bir kader değildir” diyen Prof. Dr. Ahmet Konrot, “Duruma hangi açıdan, nasıl yaklaştığınıza bağlı olarak zamanında ve uygun biçimde ele alındığında, yönetilebilme olasılığı vardır. Yönetimi ve çözümü çoğu zaman zor bir süreci gerektirir, ancak imkânsız da değildir” diye konuştu.
- Uzmanlar uyarıyor!‘Saman nezlesi’ olarak da bilinen mevsimsel alerjik rinit zamanı!...07 Mayıs 2024 Salı 13:02YAŞAM
- Epilepsi ihmale gelmezBeyin-Damar hastalıkları epilepsiye neden olabilir...07 Mayıs 2024 Salı 11:33YAŞAM
- Bal arıları tehdit altındaArıların azalması da gıda güvenliğini tehdit ediyor!...07 Mayıs 2024 Salı 09:00YAŞAM
- Astım hastalarına 10 kritik uyarıTürkiye’de 7 milyondan fazla astım hastası var!...07 Mayıs 2024 Salı 08:56YAŞAM
- Huzursuz Bağırsak Sendromu nedir?Huzursuz Bağırsak Sendromu,pek çok faktöre bağlı olarak tetiklenebilir...06 Mayıs 2024 Pazartesi 15:35YAŞAM
- Uzmanlar uyarıyor!25 ila 44 yaş arası kadınlar depresyona daha yatkın!...06 Mayıs 2024 Pazartesi 14:39YAŞAM
- Sıcak havalarda diş hassasiyeti artıyorSıcak havalarda soğuk içeceklere dikkat...06 Mayıs 2024 Pazartesi 12:11YAŞAM
- TEV, Ata’nın huzurundaTürk Eğitim Vakfı 57. Kuruluş Yıldönümünde Anıtkabir’de...06 Mayıs 2024 Pazartesi 12:05YAŞAM
- Yumurtalık kanseri hakkında 8 bilgiYumurtalık kanseri riskini azaltmanın etkili yolları!...06 Mayıs 2024 Pazartesi 11:25YAŞAM
- Menopozu rahat atlatmanın 5 yoluMenopoz dönemi için kadınlara tavsiyeler...06 Mayıs 2024 Pazartesi 10:23YAŞAM
- Gıdı sarkması neden olur?Gıdının sarkmasının başlıca nedenleri nelerdir...06 Mayıs 2024 Pazartesi 09:00YAŞAM
- İlk yardım hayat kurtarırKızılay her evde bir ilk yardımcı hedefine eğitimlerle yaklaşıyor...04 Mayıs 2024 Cumartesi 12:16YAŞAM
- Vitrin hastalığı kimlerde görülür?Vitrin Hastalığı nedir? Nasıl belirti verir?...04 Mayıs 2024 Cumartesi 12:11YAŞAM
- Orta yaş krizi nedir?Orta Yaş Krizi İle Nasıl Başa Çıkılır ?...04 Mayıs 2024 Cumartesi 12:07YAŞAM
- Yanlış diyetler zayıflatmıyorŞok diyetler kesinlikle uygulanmaması gereken diyetler!...03 Mayıs 2024 Cuma 13:01YAŞAM
- Fibromiyalji belirtileri nelerdirFibromiyalji Hastaları Bunlara Dikkat...03 Mayıs 2024 Cuma 12:06YAŞAM
- ‘Çevrimiçi egzersiz’ yaparken dikkatPilates ve yoga sağlık katıyor ama!...03 Mayıs 2024 Cuma 11:45YAŞAM
- Mutluluk varılacak son noktaAileler iyi bir kariyerin mutluluk getireceğini düşünüyor!...03 Mayıs 2024 Cuma 11:40YAŞAM
- Yaza formda girmek için önerilerBu yaz sağlığınızı ve beden ağırlığınızı kontrol altına alın...03 Mayıs 2024 Cuma 11:35YAŞAM
- Droolingin en çok çocuklarda görülüyorÇocuklarda salya akmasının nedeni geniz eti büyümesi!...02 Mayıs 2024 Perşembe 13:41YAŞAM
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2015 Bursa Bakış
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.