KADAVRA BAĞIŞINDA UMUT VERİCİ ARTIŞ
Kadavra sorunu, bağışçılarının artmasıyla önümüzdeki yıllarda aşılacak gibi görünüyor.
26 Mart 2016 Cumartesi 13:01
Tıp fakültelerinde verilen eğitimin "olmazsa olmazı" olarak görülen kadavra (tıp eğitimi için hazırlanmış ceset) sorunu, bağışçılarının artmasıyla önümüzdeki yıllarda aşılacak gibi görünüyor. Sorunun çözümlenmesi konusundaki ilk umut, bağışçı sayısının artmasıyla doğdu. Yapılan eğitimlerin yanı sıra sosyal medya üzerinden kurulan iletişim ve etkileşimin de kadavra bağışını artırdığı belirtiliyor.
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. İlker Mustafa Kafa, son dönemde kadavra bağışlayanlarda artış olduğunu söyledi. Doç. Dr. Kafa, yarısı son dönemlerde olmak üzere toplam 100'e yakın kişinin kendisini kadavra olarak bağışladığını, bu bağışların yüzde 20'sinin gerçekleşmesi halinde bile uzun süre kadavra sıkıntısı yaşamayacaklarını ifade etti.
"KADIN KADAVRASI AZ"
Türkiye'deki tıp fakültelerinde 2013 verilerine göre toplam 20 bin öğrencinin 126 kadavra üzerinde eğitim görmeye çalıştığını belirten Doç. Dr. Kafa, farklı aşamalarda 261 öğrenciye bir kadavra düştüğünü, bunun idealinin ise 6 öğrenciye bir kadavra olduğunu ifade etti. Üniversite olarak nispeten iyi bir durumda olunsa da en çok kadın kadavrası konusunda sıkıntı çektiklerini dile getiren Kafa, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde 1'i kadın olmak 15 kadavra bulunduğunu, bunun 10 tanesini rotasyon usulü ile yani bir süre kullandıktan sonra yenilenmesi için özel ilaçlanmış havuzlarda bekleterek yeniden kullandıklarını bildirdi. Bir kadavrayı, yapılan işleme bağlı olarak 5-10 yıl kullanabildiklerini ifade eden Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, öğrenci sayısı arttıkça kadavraların ömrünün de azaldığını, ömrü bitenlerin de usule uygun olarak gömüldüğünü kaydetti.
AVRUPA'DA BAĞIŞÇI ÇOK
Japonya'nın 2-4 öğrenciye bir kadavra ile bu konuda en iyi durumda olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Kafa, sözlerini şöyle sürdürdü: "Avrupa'da da 6-7 öğrenciye bir kadavra düşüyor. Ama Avrupa'da şöyle bir durum var. Orada bin kişiden biri kadavra bağışçısı. Üniversiteler kadavra bağışını yoğunluktan dolayı dönem dönem kapatmak zorunda kalıyorlar. Türkiye'de ise bağış Avrupa'dan çok düşük, bu konuda bir açlık durumu söz konusu. Türkiye'deki kadavra ihtiyacını ağırlıklı olarak kimsesizler gideriyor. Adli Tıp Kurumu kanalıyla, resmi protokollerle ve kanunlarla kadavra sağlanmaya çalışılıyor. Diğer bir açıdan, bazen de kişi kendini vasiyetinde belirterek bağışlasa bile, bağışçının vefatından sonra ailesi vazgeçebiliyor. Kanunlarımız çok açık olmasa da, organ ve kadavra bağışında tüm söz hakkını yakınlarına vermiş durumda."
KADAVRANIN YARARLARI
Tıp eğitiminde kadavranın yerini hiçbir şeyin tutmadığını vurgulayan Anatomi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. İlker Mustafa Kafa da "Öğrenci kadavrada, yumuşak bir insan vücudunu damarlarıyla, sinirleri ile ve diğer tüm oluşumları ile birlikte görebiliyor. Bozulmuş, uzun süre kullanılmış kadavrada tıp eğitimi neredeyse imkansızdır. Cerrah olacaksa nasıl keseceğini, nereden kesmesi gerektiğini, ameliyatta hangi işlemi yapacağını öğreniyor. Gerçek hastaya ameliyat yapmadan önce kadavrada deneyim kazanıyor. Kadavralar artık endoskopik cerrahide de kullanılmaya başlandı. Eğitim amaçlı. Artık mikro cerrahiye yönelme var. Doku cerrahisine gidilmeye başlandı. Cerrahide dokulara bakılıyor artık; bir organ veya lob çıkartılmıyor. Bunların kadavralar üzerinde geliştirilmesi gerekir ki o cerrah daha çok hayat kurtarmaya devam etsin. Sadece tıp öğrencisinin değil, uzmanların eğitiminde de çok önemli kadavra. Tıp öğrencisinin organları ve dokuları orijinal yerinde, gerçeğine en yakın bir şekilde görmesi gerekir. Tıp öğrencisinin varyasyonları yani insandan insana olan değişkenlikleri, yapısal farklılıkları da görmesi gerekiyor. Kadavra üzerindeki eğitimin yerini hiçbir şey tutamaz. Yurt dışındaki bazı kurumlarda bir dönem, kadavra yerine sadece model veya üç boyutlu simülasyon eğitimleri denenmesine rağmen tekrar kadavra üzerinde eğitime dönüldüğünü ve diğer yaklaşımların birer yardımcı gereç olarak görüldüklerini biliyoruz."
BAĞIŞ NASIL YAPILIYOR? KADAVRA NE OLUYOR?
Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. İlker Mustafa Kafa'nın verdiği bilgiye göre, öldükten sonra bedenini bilimin hizmetine sunmak isteyenler, kullanılma süresini kendisi belirliyor. Bağışçı, Türkiye'nin neresinde vefat ederse etsin ilgili anatomi kürsüsü tarafından teslim alınarak kadavranın bozulmaması için özel ilaçlama yapılıyor. "Bağışçının verdiği süre dolduktan sonra yine bağışçının isteğine göre kadavraya işlem yapıyoruz. Mezarını satın alıp, belli bir süre kullanıldıktan sonra cenaze töreniyle gömülmeyi isteyenler olduğu gibi, küllerinin Ege denizine serpilmesini isteyenler de olabiliyor. Üniversite olarak, tüm bunların kaydını tutuyoruz ve bağışçının isteklerini aynen yerine getirmeye çalışıyoruz" diyen Doç. Dr. Kafa, toplumsal duyarlılık açısından ülkemizde 24-31 Ekim tarihlerinin de Ulusal Anatomi Haftası olarak belirlendiğini hatırlattı.
- Ruh sağlığımız hiç iyi değil!“Günümüzde Türkiye’de her iki kişiden biri antidepresan kullanıyor!”25 Kasım 2024 Pazartesi 11:47YAŞAM
- Bazal metabolizma kilo problemi nedeniBazal Metabolizma Hızı, Kilo Kontrolü ve Doğru Beslenme Planlamasında neden Önemlidir?25 Kasım 2024 Pazartesi 11:34YAŞAM
- Dünyada her 5 kişiden biri kanserSağlıklı yaşam ve düzenli tarama şart!25 Kasım 2024 Pazartesi 11:19YAŞAM
- Bilgi hırsızlığına dikkat!Bilgi hırsızlığı nedir?22 Kasım 2024 Cuma 11:12YAŞAM
- Alışveriş bağımlısı olmayın!Kontrolsüz şekilde, ihtiyaç duymadan veya bütçesini aşarak alışveriş yapanların sayısı artıyor...22 Kasım 2024 Cuma 10:50YAŞAM
- Riskleri göz ardı ediliyor!Masum sanılan elektronik sigaralara dikkat edilmesi gerekiyor...22 Kasım 2024 Cuma 10:45YAŞAM
- TMS yöntemi Alzheimer’a umut olabilir mi?Alzheimer’ın ilerlemesini yavaşlatabilir…19 Kasım 2024 Salı 12:08YAŞAM
- Faydalarının yanında riskler de bulunuyorAtom meyve suları bağışıklığı güçlendiriyor ama tüketirken dikkat!19 Kasım 2024 Salı 11:54YAŞAM
- Sinan Meydan’ın Lozan kitabı çıktıSinan Meydan’ın Kaleminden Onurlu Barış: LOZAN18 Kasım 2024 Pazartesi 10:10YAŞAM
- Sinüzit tanısını kendiniz koyabilirsiniz"Çocuklarda ihtiyaç olmadığı sürece film çektirmeyi önermiyoruz."17 Kasım 2024 Pazar 13:06YAŞAM
- Aile içi iletişim koptu!Zayıf iletişim boşanma nedeni17 Kasım 2024 Pazar 12:51YAŞAM
- Mutlu olmak için iyilik yapmak şartİyilik yapan, iyilik görenden daha mutlu oluyor!17 Kasım 2024 Pazar 11:11YAŞAM
- Retina dekolmanı kör edebiliyor!Retina dekolmanı körlüğe neden olabiliyor13 Kasım 2024 Çarşamba 20:36YAŞAM
- Çocuklarda baş ağrısının nedeni Bruksizm olabilirKulak ağrısı, baş ağrısı, uyku düzensizlikleri varsa dikkat!13 Kasım 2024 Çarşamba 20:35YAŞAM
- Soğuk duş sizi kışa hazırlıyorSoğuk duş hasta eder mi?13 Kasım 2024 Çarşamba 20:22YAŞAM
- Haktan Akdoğan’dan “Kozmik YankıYeni Bir Kozmik Bilinç Kapısı Aralanıyor13 Kasım 2024 Çarşamba 20:17YAŞAM
- İşte migreni tetikleyen nedenlerBu etkenler migreni tetikliyor11 Kasım 2024 Pazartesi 13:41YAŞAM
- Geçmeyen öksürük ihmale gelmezRisk faktörlerine dikkat!11 Kasım 2024 Pazartesi 13:34YAŞAM
- Doom Spending Sendromu olabilirsiniz!Doom Spending bir kaçış mekanizması olarak da ortaya çıkabiliyor11 Kasım 2024 Pazartesi 13:22YAŞAM
- Lösemi ilk 5 yaşta daha sık görülüyor"Lösemi tedavisi 2 yıl sürebilir"06 Kasım 2024 Çarşamba 17:31YAŞAM
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2015 Bursa Bakış
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.