22 Kasım 2024
  • Bursa9°C
  • İstanbul7°C
  • Ankara12°C

İHRACATIN YILDIZLARI ÖDÜLLERİNİ ALDI

Ege İhracatçı Birlikleri, 56 üyesine ödül verdi...

İhracatın yıldızları ödüllerini aldı

25 Şubat 2020 Salı 17:13

Ege İhracatçı Birlikleri, Türkiye’ye 2019 yılında 13 milyar 302 milyon dolar döviz kazandırdı.

Bu ihracata yüzde 40’tan fazla katkı sağlayan 56 üyesini 24 Şubat’ta “İhracatın Yıldızları Ödül Töreni”nde İzmir Swissotel’de ödüllendirdi.

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, 2019 yılında ihracat yapan 8 bine yakın Egeli ihracatçıya teşekkür ederek sözlerine başladı.

Jak Eskinazi, ABD-Çin eksenli ticaret savaşının küresel piyasaları etkilemesine rağmen ihracat performansının olumlu seyrettiği görüşünde.

Bir önceki yıla göre 15 milyon dolar daha az ihracat gerçekleştirmiş olsak da ticaret savaşları nedeniyle yeniden yükselmeye başlayan gümrük duvarları göz önüne alındığında, performansımız kıymet arz ediyor.

Ancak; bu tablo, yatay seyri kırabilmek adına geleneksel ihraç pazarlarımıza ek olarak alternatif pazarlara yönelmemizin gereğini de ortaya koyuyor. İhracatın ülkemiz ekonomisinin dinamosu olduğunu, ülkemizin büyümesinde ihracatın önemini her seferinde tekrarlıyorum.

Büyümemizi sürekli kılmak için ihracatımızın da sürekli artmasını, dış pazarlarda yaşanan olumsuzluklardan etkilenmemesini sağlamamız gerekiyor.

Coronavirüsün etkileri sürüyor

Eskinazi, yaklaşık bir aydır tüm dünya gündemini kökten değiştiren Çin’de hızla yayılan coronavirüs salgınına değindi.

Dünyanın ikinci büyük ekonomisi olan; ihracatıyla tüm dünyaya mal ve hizmet sağlayan; ithalatıyla çok sayıda ülkeye gelir sağlayan Çin’de yaşanan bu salgın dünya ekonomisini etkisine almış durumda.

Dünyada birçok hammaddenin nihai ürüne dönüşmeden önce Çin’e uğradığı düşünülürse, salgın dolayısıyla Çin’de üretimin durması tüm dünyada bir tedarik sorunu yaratmış durumda.

Bunun yanında, çoğu uçak seferlerinin iptal edilmesi ve karantina sebebiyle; Çinli turistler sayesinde her yıl milyarlarca dolarlık gelir elde eden ülkeler ki bunlardan biri de biziz, zor durumda kaldı.

Çin’e her türlü yardım sağlandı

Türkiye’nin Çin’in yanında olduğu mesajını, “Dünyanın en büyük ekonomilerinden birinin, hatta en önemli mal ihracatçısının başına gelen bu musibet, hepimizin başına gelmiş sayılır.” diyerek veren Jak Eskinazi sözlerine şöyle devam etti:

Biz bu durumdan fırsat devşirecek değiliz. Küresel ekonominin tüm aktörlerinin birbirine zincirle bağlı olduğu bu sistemde, yapılması gereken, el ele verip düze çıkmaktır.

Çok şükür ki ülke olarak bu görevimizi hakkıyla yerine getirdiğimizi biliyoruz.

Ticaret Bakanlığımız başta olmak üzere devletimizin tüm kurumlarının Çin’e her türlü yardımı sağladığını gururla gördük. Umarım en kısa zamanda bu virüsün üstesinden gelinip, dünya ticareti tekrar eski seyrine kavuşacaktır.

Alternatif pazar vurgusu

Jak Eskinazi, 2008 krizinde ABD pazarını odağına almış sektörlerin yaşadığı olumsuzlukları hatırlattı ve pazar çeşitlendirmenin önemini bir kez daha yineledi.

Her krizde olduğu gibi bu salgından da bir ibretlik çıkarmamız gerekiyor. Yumurtaları aynı sepete koymamak ve konuşmamın başında bahsettiğim alternatif pazarlara yönelmek. Aslında Türk ihracatçısı olarak bu konuda deneyimliyiz.

İhracat artışını sekteye uğratmamak için, riski dağıtarak, pazarlarımızı ve ürünlerimizi çeşitlendirmeliyiz. Bu sayede, kriz zamanlarında olası kayıplarımızı minimize etme şansımız doğar. 2019, Ege İhracatçı Birlikleri için Çin yılıydı. Kurduğumuz ekiple, tüm yaptığımız çalışmaları, Egeli ihracatçıların Çin pazarına girip kalıcı olabilmeleri için geliştirdiğimiz stratejileri Bakanlığımızla da paylaşacağız. Tabii ki Çin’e yönelik çalışmalarımız hız kesmeyecek.

Yeşil ekonomiye destek

Eskinazi, sınırlı kaynakların yarınlara kalabilmesi adına, Egeli ihracatçıları harekete geçirebilmek için 2020’yi “Sürdürülebilirlik Yılı” ilan ettiklerini açıkladı.

2020’de Ege için yeni bir sayfa açma kararı aldık. Kısaca, “Bugünkü ihtiyaçlarımızı gelecek nesillerin mirasından çalmadan karşılayabilmek” olarak tanımlayabileceğimiz sürdürülebilirlik, artık yeni nesil kalkınma modeli olarak öne çıkıyor. Bu model, bu konuda farkındalık düzeyi artmış insanlar tarafından şirketlere/devletlere dikte ettiriliyor. Artık insanlar, mal ve hizmet satın aldıkları şirketlerin, oy verdikleri hükümetlerin doğaya ne kadar sahip çıktıklarını, daha sağlıklı bir yarın için neler yaptıklarını bilmek istiyorlar. Markette satın aldıkları bir ürünün üretiminde ne kadar su kullanıldığını, üretildiği yerden markete taşınması için doğaya ne kadar zarar verildiğini görmek, satın alma tercihlerini buna göre belirlemek istiyorlar.

Öncelik sürdürülebilir kalkınma

Tüketicinin bilinçlendiğinin, arz talep dengesinin yeniden kurulduğunun görüşünde olan Eskinazi, “Daha çok karbon salınımı yaptığı için uçağa binmeyen insanlar, üretiminde çok su tüketildiği için yeni giysi almayan tüketicilerle karşı karşıyayız.

Bununla birlikte; insan haklarına saygı, yolsuzlukla mücadele ve işçi hakları da sürdürülebilir kalkınma modelinin sac ayaklarından biri haline geldi. Tüketiciler satın aldıkları ürünü üreten firmanın sadece doğaya değil, çalışanlarına nasıl davrandığı, insan haklarına ne kadar saygı duyduğu ve finansal yapısının ne kadar şeffaf olduğuna dikkat etmeye başlıyor.” dedi.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ekonomi