Estetik görünüm ile aşırı meşgul olmanın kusurluluk ve değersizlik inançları ile doğrudan ilişkili olduğunu ifade eden uzmanlar, özellikle gençler arasında çok fazla yaygınlaşan evde estetik akımına dikkat çekiyor. “Kendilik değeri” denilen kavramın, insanın kendisinin sevilebilir ve değerli olduğuna dair inancı ile ilişkili olduğunu belirten uzmanlar, “Büyüdüğü ortamda koşullara bağlı olarak onaylanan ve sevilen bireyler, yaşamı boyunca diğer insanların onayına ve beğenisine bağımlı olarak değerli hissederler. Fiziksel özellikler üzerinden onay bağımlılığı, evde estetik akımı gibi riskli davranışları ortaya çıkarabilmektedir.” uyarısında bulundu.

Psikolog Esma Uygun, günümüzde gençlerin estetik cerrahiye olan ilgileri hakkında değerlendirmede bulundu.

Bir ihtiyaç ve gereklilik olarak sunuluyor

Günümüzde estetik cerrahi uygulamalarıını kadın ve erkeklere bir ihtiyaç ve gereklilik olarak sunulduğunu belirten Uzman Klinik Psikolog Esma Uygun, “Yüz ve bedene yönelik sözde yaratılan ‘ideal görünümlerin’ hem bir pazarlama aracı olarak hem de bir gereklilik olarak sunulması özellikle gençlere ve ergenlere yönelik ciddi bir baskı oluşturmaktadır.”dedi.

Gençler evde estetik akımına yöneliyor

Güzellik sektörünün ciddi bir maddi güç gerektirdiğini, bu durumun “evde estetik” akımı gibi durumlara yol açtığını kaydeden Uzman Klinik Psikolog Esma Uygun, “Erkeklerin de bu estetik akımına katılımıyla birlikte güzel görünmek için bütçe ayırmak ve çeşitli estetik müdahalelere girişmek normal hatta gerekli bir duruma dönüşmüş görünüyor. Ancak güzellik sektörü ciddi bir maddi güce sahip olmayı gerektiriyor. Maddi olarak yeterli bütçesi olmayan gençler evde çeşitli denemelere girişmektedirler. Gençlerin ve ergenlerin risk algısının düşük olması da bu denemeleri yaygın hale getirmektedir.” diye konuştu. 

Gençler baskı altında hissedebiliyor

Sevilmek, onay almak ve beğenilmenin tüm yaşamımız boyunca temel duygusal ihtiyaçlarımızdan olduğunu kaydeden Uzman Klinik Psikolog Esma Uygun, “Bu ihtiyaçların bir koşulu olarak beğenilebilecek ve sevilebilecek bir beden veya yüz görünümü elde etmek için gençler bu akıma rağbet göstermeye başlamışlardır. Akran gruplarının da bu müdahaleleri yaptırması, genç insanların kendilerini baskı altında hissetmesine neden olmaktadır.” dedi.

Onay bağımlılığı ciddi bir risk oluşturuyor

“Kendilik değeri” denilen kavramın, insanın kendisinin sevilebilir ve değerli olduğuna dair inancı ile ilişkili olduğunu belirten Esma Uygun, “Büyüdüğü ortamda koşullara bağlı olarak onaylanan ve sevilen bireyler yaşamı boyunca diğer insanların onayına ve beğenisine bağımlı olarak değerli hissederler. Onay bağımlılığı gençler için ciddi bir risk oluşturmaktadır. Fiziksel özellikler üzerinden onay bağımlılığı, evde estetik akımı gibi riskli davranışları ortaya çıkarabilmektedir.” uyarısında bulundu.

Estetik görünüm ile aşırı meşguliyet değersizlik inançları ile ilişkili

Estetik görünüm ile aşırı meşgul olmanın kusurluluk ve değersizlik inançları ile doğrudan ilişkili olduğunu ifade eden Esma Uygun, “Kendine dair ‘kusurluluk’ ile ilgili inançları olan kişiler, başkaları ile ilişkilerinde aşırı kırılgan ve hassas olmaktadırlar. Bazı kişiler bu inançlara teslim olur bazıları ise aşırı telafi dediğimiz davranışlara yönelirler. Estetik görünüm ile aşırı meşgul olmak kusurluluk ve değersizlik inançları ile doğrudan ilişkilidir. Estetik uğraşının fazla olması ise kusurluluk inancını telafi etmeye yönelik bir girişimdir.”dedi. 

Beğenilmek ve onay almak için sadece fiziksel görünüm gerekli değil

Psikolog Esma Uygun, gençlere yaklaşım konusunda ailelere tavsiyelerde bulunarak şunları söyledi:

“Genç insanlara beğenilmek, sevilmek ve onay almak için sadece fiziksel görünümlerinin gerekli olmadığını insanın bir bütün olduğunu, fiziksel çekiciliğin ilişkileri sürdürmek için yeterli olmadığını ailelerin açıkça anlatması gerekmektedir. Davranışlarımız, iletişim tarzımız, üretkenliğimiz ve insani erdemlerimizle bütün bir kendilik oluşturduğumuzu ve psikolojik iyilik halimizin bunlardan ibaret olduğunu unutmamamız gerekmektedir. Beden görünümü ile aşırı uğraş içerisinde olan ve riskli davranışlara yönelen genç insanları bilgilendirmek ve gerekli durumlarda psikolojik destek aldırmak gerekmektedir.”