ÇOCUĞUN GELİŞİMİ İÇİN “SINIRLAR” ÇOK ÖNEMLİ
"Çocuğun sorumluluğunu, anne-baba almamalı..."

09 Haziran 2021 Çarşamba 13:20
Çocuğun ruhsal ve duygusal gelişimi için sınırların gerekli olduğunu vurgulayan uzmanlar, çocuğun gerçek yaşamdaki ilk sınırlarının aile ortamında oluştuğuna dikkat çekiyor. “Aile ortamının aşırı izin verici ve sınır koymayan yapısı, çocuğa kendi sınırları hakkında net olmayan karışık mesajlar verir” uyarısında bulunan uzmanlar, “Kendi sınırları hakkında fikir sahibi olmayan çocuk, gerçek yaşamda kuracağı ilişkilerde ve yetişkin yaşamında sürekli olarak başkalarının sınırlarına çarpar” diyor. Uzmanlara göre sınırlar ve sorumluluklar çocuğa çok küçük yaşlardan itibaren öğretilmeli.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Çocuk Ergen Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Çiğdem Yektaş, sınırlarının ve sorumluluklarının farkında olan bilinçli çocuk yetiştirmeye ilişkin tavsiyelerde bulundu.
Sınırlar, beslenme ve hareket kadar gerekli
Doç. Dr. Çiğdem Yektaş, “Bilinçli çocuk olmak, sınırlarının ve sorumluluklarının farkında olmak, bireysel hak ve özgürlüklerinin farkında olup seçim yapabilmek, duygu ve davranış farkındalığı ve bunları yönetebilmekle ilgilidir” dedi. Bir çocuğun büyümesi için beslenme ve hareket ne kadar gerekli ise ruhsal ve duygusal gelişimi için de sınırın o kadar gerekli olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Çiğdem Yektaş, “Çok erken yaştan itibaren bizler keşfetmeye başlar ve sınırları test etmeye çalışırız. Bu keşif ve sınırlar kendimizi annemizin bedeninden ve ruhsallığından ayrıştırmakla başlar ve motor hareketlerin kazanımı ile gerçek yaşamın fiziksel kurallarına ve içsel keşiflerimize doğru evrilir.” dedi.
Gerçek yaşamdaki ilk sınırlar ailede oluşur
Gelişen çocuğun gerçek yaşamdaki ilk sınırlarının aile ortamında oluştuğunu kaydeden Doç. Dr. Çiğdem Yektaş, “Aile ortamının aşırı izin verici ve sınır koymayan yapısı, çocuğa kendi sınırları hakkında net olmayan karışık mesajlar verir. Kendi sınırları hakkında fikir sahibi olmayan çocuk, gerçek yaşamda kuracağı ilişkilerde ve yetişkin yaşamında sürekli olarak başkalarının sınırlarına çarpar.” dedi.
Sınırlama gelişmediğinde çocukta bağımlı özellikler gelişebilir
Sınırlanmanın aynı zamanda karşıdakinin varlığını ve ihtiyaçlarını tanımayı ve kabul etmeyi de beraberinde getirdiğini belirten Doç. Dr. Çiğdem Yektaş, “Bu gelişmediği takdirde kendi başına işlev görmekte zorlanan çocuk sürekli başkasının koyduğu sınırlara ihtiyaç duyacağı için bağımlı özellikler geliştirecektir. Öte yandan kendini sürekli ilgi odağı ve merkezde tutmanın yolu olarak yaşına uygun olmayan davranışlar edinebilir ya da ilgi dikkat çekmek için sorunlu davranışlar geliştirmeye yatkın olabilirler. Mutsuzluk, sürekli yaşanan hayal kırıklığı ve doyumsuzluk bu aile ortamında yetişen çocuğun tipik özelliklerdir.” dedi.
Aşırı otoriter aile yapısı, çocuğun bireyselliğini ihmal ediyor
Aşırı otoriter aile yapısının ise çocuğu aşırı sınırlandıran, çocuğun bireyselliğini tamamen ihmal eden, buyurgan ve itaat isteyen bir aile yapısı olduğunu kaydeden Doç. Dr. Çiğdem Yektaş, “Böyle bir aile ortamında duygu paylaşımı neredeyse yoktur. Farklı düşünmeye hareket etmeye izin vermeyen bu aile ortamında yetişen çocukların özgüven gelişimi yetersiz olacağından ileriki dönemde kendini ifade etmekten ya kaçınır ya da kendini kabul ettirmek için aşırı saldırgan ya da sorunlu davranışlar gösterebilir.” uyarısında bulundu.
Demokratik aile ortamı, sınır koyuyor sorumluluk aşılıyor
Demokratik aile ortamının ise çocuğun fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarıyla ilgilenirken ona uygun sınırları da koyan, denetleyen ve uygun sorumlulukları aşılayan bir aile ortamı olduğunu belirten Doç. Dr. Çiğdem Yektaş, “Çocuğun sorumluluk almasına izin verir ve uygun davranışlar ortaya çıktığında ödüllendirerek pekiştirir.” dedi.
Sınırlar ve sorumluluklar erken yaşlarda öğretilmeli
Sınırlar nasıl erken yaşta geliştirilmeli ise sorumluluk bilincinin de aynı şekilde çok erken yaştan itibaren çocuğa aşılanması gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Çiğdem Yektaş, “Anne babalar çocuğun yapabileceği davranışları onun yerine kendisi yapmamalıdır. Bu, erken dönemde kendi yemeğini yemek, kendi giysisini giyip çıkarmak olduğu gibi, daha sonra da kendi odasını, oyuncaklarını toplayabilmek, ders düzenini takip etmek, ev içi bazı görevler edinmek gibi davranışlarla kendisini gösterir. Bu görev ve sorumluluklar çocuğun yaş ve gelişimsel kapasitesinin altında ya da üstünde olmamalıdır ve mutlaka sonuçlarının pekiştirilmesi gerekir. Bu sayede çocuklar bireyselleşmenin, kendi başına hareket edebilmenin de ilk adımların atarlar ve seçim yapmayı öğrenirler.” diye konuştu.
Çocuğun sorumluluğunu, anne-baba almamalı
“Çocuğun almadığı sorumluluğu anne babanın alması, yaşam boyu ‘Benim yerime nasıl olsa biri bu işi yapar’ gibi çok yanlış bir mesaj verecektir” uyarısında bulunan Doç. Dr. Çiğdem Bektaş, “Ergenliğe kadar ödev yapmak ya da ders çalışmak dışında hiçbir sorumluluk verilmemiş, hatta ödev de dahil her şeyi onun için birinin yapmasına alışmış bir çocuğun ergenlikte özerk davranış geliştirmesi yani seçim yapması, bağımsız karar vermesi ve davranışının sorumluluğunu alabilmesi mümkün olmayacak ve anne babaya duyulan ihtiyaç ile bağımsızlık ihtiyacı arasında çatışmalı bir gelgit yaşayacaktır.” diye konuştu.
Yardım istemek yerine, net tanımlama yapılmalı
Burada önemli olan sorumlulukla ilgili verilen mesajların isteğe bağlı “yardım eder misin” şeklinde olmadan net tanımlarla “Yatağını toplamak senin görevin, odanın temizliği ise bana ait” şeklinde olması gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Çiğdem Yektaş, “Bazı anne - babalar aşırı kaygılı ve kontrol edici ve hatta mükemmeliyetçi olduğu için çocuğun yapabildiğini görmek ve yapabildiği kadarını kabul etmekte zorlanır ve çocuk yerine yapmaya başlar. Bu da çocukta yetersizlik ve hiçbir zaman ebeveynlerinin istediği kadar iyi olamayacağına dair inancı pekiştirir. Bu durum çocukta başkalarının bu işi daha iyi yapacağına dair bir inanç geliştirmesine ve ergen ve yetişkin hayatta sorumluluk almaktan kaçınan bireylere dönüşmesine neden olur.” dedi.
Sınır ve sorumluluklar, zorluklara hazırlıyor
Çocuğun yaşına uygun sorumluluk vermenin aynı zamanda “Ben sana güveniyorum ve senin bireyselliğini tanıyorum” demek anlamına geldiğini belirten Doç. Dr. Çiğdem Yektaş, “Aksi halde çocuklar anne babalarının uzantıları haline gelecektir. Ergenlikte riskli davranışlar ve yeni denemeler karşısında çocuğun ruhsal dayanabilme gücü, aile içinde o yaşa kadar ona çizilen sınır ve verilen sorumluluklarla da çok ilişkilidir. Sınır ve kuralların net olması, çocuk ve ergen için de yaşayabileceği sosyal ve ilişkisel zorluklar karşısında hem sınırlarını çizerek kendini koruyabilmesi hem de uygun davranışlar göstermesini sağlar.” dedi.
Tüm bu süreçlerde ebeveynin nasıl davrandığının en önemli kısımlardan biri olduğunu belirten Doç. Dr. Çiğdem Yektaş, ailelere tavsiyelerini de şöyle sıraladı:
- Kendi sınır ve sorumlulukları konusunda örnek olabilen bir ebeveyn çocuk için uygun bir özdeşim modeli oluşturacaktır.
- Onun fiziksel sağlığıyla ilgilenmek kadar duygusal iyilik haliyle de ilgilenmek ve bunun için iyi birer tavsiyeci olmaktan çok iyi birer gözlemci, dinleyici ve duygusal eşlikçi olmak önemlidir.
- Kendi geçmiş yüklerimiz, öğrenilmiş zihinsel kurallarımızın dışına çıkarak, onu etiketlemeden, onun potansiyeline, mizacına ve biricikliğine saygı duymak, onun deneyimlerine eşlik edebilmek, bir şeyleri başardığını görmek için sabırlı olmak, onun yerine eyleme geçmek yerine ya da başarısızlığını telafi etmek yerine ona zaman ve alan tanımak ve hata yapmasına izin vermek gerekir.
- Model olmak model olmak model olmak. Nasıl bir çocuk yetiştirmek istiyorsak öyle bir yetişkin olmalıyız. Çocuktan istediğimiz şeyler konusunda kendimiz söylemden eyleme geçmediğimiz sürece uygun bir model olamayız.
- Unutmayın ki çocuğun en büyük ihtiyacı övgünüz değil, yargısız kabulünüz, koşulsuz sevginiz ve şefkatli eşlikçiliğinizdir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sokak lezzetleri besin zehirlenmesi riskini artırıyorSokak lezzetleri doğru ortamda hazırlanıp saklanmadığında ciddi besin zehirlenmelerine yol açabiliyor.22 Kasım 2025 Cumartesi 10:06YAŞAM
Ekran bağımlılığı ağız sağlığını tehdit ediyor!Günümüzde gençlerin ekran başında geçirdiği sürenin birçok sağlık sorununa neden olduğunu belirten uzmanlar, ağız sağlığının da bu durumdan olumsuz etkilendiğini söylüyor.20 Kasım 2025 Perşembe 11:13YAŞAM
Gıda zehirlenmesini önlemek için 7 etkili önlemSon haftalarda Türkiye genelinde peş peşe yaşanan gıda zehirlenmesi haberleri toplumda tedirginlik yarattı.Uzm. Dyt. Ceren Turan, gıda güvenliğinin mevsim fark etmeksizin günlük yaşamda kritik bir öneme sahip olduğunu belirtiyor.19 Kasım 2025 Çarşamba 11:07YAŞAM
Yemeğin buharı bile KOAH'a sebep olabiliyorProf. Dr. Mehmet Karadağ, "Evde pişen yemeğin dumanından, sigara içmeyen kişilerde bile KOAH olma durumu var." dedi.18 Kasım 2025 Salı 10:09YAŞAM
Her yıl 25 bin akciğer kanseri vakası önlenebilir! İşte hayat kurtaran 5 önlem...İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Fidan Yıldız Ünal, Türkiye’de her yıl 25 bin akciğer kanseri vakasının önlenebileceğine dikkat çekerek, hastalığın risk faktörlerine ve erken tanının önemine ilişkin uyarılarda bulun17 Kasım 2025 Pazartesi 11:16YAŞAM
Apartmanlar komşuluk bağlarını kopardı!Modern kent yaşamı ile birlikte, apartmanlarda ve yüksek binalarda yaşayan insanların sayısının artması, anonimleşme ve sosyal izolasyon gibi olguların komşuluk ilişkilerini yüzeysel hale getiriyor.15 Kasım 2025 Cumartesi 11:09YAŞAM
Sağlıklı dişlerin temelini ebeveynler atıyor!Çocuklarda diş sağlığının, yalnızca beslenme alışkanlıklarıyla sınırlı olmadığını belirten uzmanlar, ebeveynlerin düzenli kontrol ve yönlendirmesiyle de doğrudan ilişkili olduğunu söylüyor.13 Kasım 2025 Perşembe 11:16YAŞAM
D vitamini tuzağına dikkat!D vitamini takviyesi almadan önce iki kez düşünün12 Kasım 2025 Çarşamba 10:27YAŞAM
Zatürreden 8 adımda korunmak mümkün!Dünyada ve ülkemizde hala önemli bir tehdit. Ülkemizde her yıl yaklaşık 300 bin kişi zatürreye yakalanıyor. Zatürreden 8 adımda korunmak mümkün!10 Kasım 2025 Pazartesi 11:38YAŞAM
Diş eti çekilmesinin en büyük nedeni diş taşı!Diş eti çekilmelerinin, çoğunlukla diş taşı birikimi nedeniyle ortaya çıktığını belirten uzmanlar, diş taşı temizliğinin diş etini eski haline döndürmediğini belirtiyor.08 Kasım 2025 Cumartesi 11:43YAŞAM
"Şapa karşı aşılamayı ihmal etmeyin"Bursa Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sezgin Şentürk, şap hastalığına karşı en radikal korumanın aşı oludğunu vurguladı.08 Kasım 2025 Cumartesi 10:21YAŞAM
Prof. Dr. Oktay: "Organ bağışı seferberliği ilan edilmeli"Organ Nakli Merkezi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Oktay, "Her 100 naklin 85'i canlıdan gerçekleşiyor. Sadece 15'i kadavradan yapılıyor. Bunun tersine dönmesi gerekiyor. Bunun için organ nakli seferberliği gerçekleştirmemiz gerekiyor" dedi.08 Kasım 2025 Cumartesi 09:47YAŞAM
Sonbahar hamilelerine özel 8 öneriSonbaharla birlikte artan mevsimsel hastalıklar, hamilelerde bazı risklerin daha sık ortaya çıkmasına yol açabiliyor.07 Kasım 2025 Cuma 11:33YAŞAM
Çocuklarda burun kanamalarına dikkat!Halk arasında “kan kanseri” olarak bilinen lösemi, çocukluk çağında en sık görülen kanser türleri arasında yer alıyor. Ancak çoğu kanser türünde olduğu gibi, erken tanı ile başarılı tedavi şansının yüksek olduğu unutulmamalı” dedi.07 Kasım 2025 Cuma 11:30YAŞAM
Çocuklarda bu belirtilere dikkat! 'Düztabanlık' olabilirÇocuklarda düztabanlık ebeveynleri endişelendiren sorunların başında geliyor. Ebeveynler, “Çocuğumun ayağı düz, ne yapmalıyım?” sorusuyla sıkça hekimlerin kapısını çalıyor.06 Kasım 2025 Perşembe 11:37YAŞAM
Dikkat! Kış geldi, virüsler geri döndüKış mevsiminin gelmesiyle birlikte, kapalı ortamlarda geçirilen sürenin artması ve temasın yoğunlaşması, solunum yolu hastalıklarında artışa neden oldu.05 Kasım 2025 Çarşamba 09:56YAŞAM
Kornea nakli göz kurtarıyorTürk Oftalmoloji Derneği Kornea ve Oküler Yüzey Birimi Başkanı Prof. Dr. Özlem Evren Kemer, kornea nakli ile ilgili açıklamalarda bulundu.04 Kasım 2025 Salı 11:12YAŞAM
Performans artırıcılara dikkat! Sınıf ve ofislere kadar girdiINCB Başkanı ve Bağımlılık ve Adli Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Sevil Atasoy, “Sentetik uyarıcılar ve ‘akıllı ilaçlar’ artık sadece eğlence amaçlı değil, performans artırmak için de yaygın biçimde kullanılıyor.” uyarısında bulundu.04 Kasım 2025 Salı 11:02YAŞAM
Organ nakli bekleyen hasta sayısı alarm veriyor!2025 yılı verilerine göre; Türkiye’de 30 binin üzerinde hastanın büyük bir umutla organ nakli için beklediği görülüyor.03 Kasım 2025 Pazartesi 11:40YAŞAM
Sağlıklı hayat merkezlerine tek tıkla ulaşım mümkün!Sağlık Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen yeni düzenleme ile kronik hastalıkların düzenli takibinin yapıldığı ve vatandaşlara yönelik koruyucu sağlık hizmetlerinin sunulduğu sağlıklı hayat merkezlerine vatandaşların ulaşımı daha kolay olacak.01 Kasım 2025 Cumartesi 11:38YAŞAM
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2015 Bursa Bakış
