BU BELİRTİLER 1 AYDAN FAZLA DEVAM EDERSE DİKKAT!
Her 2 kişiden 1’i yaşamında bir kez ruhsal travma yaşıyor!

06 Ocak 2021 Çarşamba 13:45
Çoğu kez beklenmedik zamanlarda ortaya çıkan, kişiyi aşırı korkutan, dehşet içinde bırakan ve çaresizlik hissi uyandıran olayların etkisiyle yaşanan ruhsal travmalar, kişinin yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebiliyor. Uykusuzluk, iştah kaybı, huzursuzluk, olayla ilgili anıları tekrar yaşama, güvensizlik duygusu gibi belirtilerin travma sonrası stres bozukluğu na işaret ettiğini belirten uzmanlar, bu belirtilerin 1 aydan uzun süre devam etmesi halinde uzmana başvurulması gerektiğini vurguluyor. Uzmanlar, her iki kişiden birinin hayat boyu en az bir kez ruhsal travma yaşadığına dikkat çekiyor.
Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Psikiyatri Uzmanı Dr. Dilek Sarıkaya, akut stres bozukluğu, akut stres tepkisi ve travma sonrası stres bozukluğu ile ilgili önemli bilgilerin yanı sıra tavsiyelerini paylaştı.
Her 2 kişiden 1’i ruhsal travma yaşıyor
Ruhsal travmayı “kişiyi aşırı korkutan, dehşet içinde bırakan, çaresizlik hissi yaratan ve çoğu kez de olağan dışı, beklenmedik olayların yol açtığı etkiler” olarak tanımlayan Dr. Dilek Sarıkaya, “En önde gelen nedenlerden biri deprem, sel gibi doğal afetlerdir. Savaşlar, birtakım saldırılar, işkence, cinsel istismar, aile içerisinde yaşanan birtakım şiddet olayları, beklenmedik kazalar, ani ölümler ve ciddi ölümcül hastalıklar ruhsal travmaya yol açabilir. Yapılan araştırmalar aslında her 2 kişiden 1’inin hayat boyu en az bir kez ruhsal travmaya maruz kaldığını gösteriyor. Ruhsal travmanın en sık yol açtığı ruhsal hastalıklara baktığımızda ise önde gelen iki önemli hastalık depresyon ve travma sonrası stres bozukluğudur” dedi.
Kadınlarda 2-3 kat fazla görülüyor
Ruhsal travmanın her bireyde travma sonrası stres bozukluğuna sebep olmadığını ifade eden Sarıkaya, “Yapılan araştırmalar travmanın özellikle kadınlarda erkeklere göre 2-3 kata varan oranda daha fazla travma sonrası stres gelişimine yol açtığını gösteriyor. Depresyon, duygu durum bozukluğu ya da bipolar bozukluk gibi daha önceden tanı konmuş psikotik tablolar olabilir. Ek bir ruhsal hastalığı olan bireylerde de yine yaşanan ruhsal travmanın daha büyük olasılıkla travma sonrası stres bozukluğuna yol açabildiğini gösteriyor” diye konuştu.
Bedensel ve ruhsal kısıtlılıklar riski artırıyor
Kişinin yine bedensel ya da ruhsal birtakım kısıtlılıklarının olmasının da travma sonrası stres bozukluğu gelişme olasılığını artırdığını belirten Dr. Sarıkaya, “O yüzden de özellikle önceden tanı konmuş bilinen ruhsal hastalığı olan bireylerin ruhsal travma yaşadıktan sonra daha hassas olduklarını bildiğimiz için bu kişilerin travma sonrasında akut stres tepkilerini daha yoğun şiddette hissetmeleri ya da akut stres bozukluğu yaşamaları olasıdır. Bu belirtileri fark ettiklerinde mutlaka takipte oldukları psikiyatri uzmanına en kısa sürede başvurmaları gerekir. Özellikle de uykusuzluk, iştah düzensizliği gibi birtakım ruhsal hastalıkların gidişatını olumsuz etkileyebilecek belirtileri yaşadıkları durumda doktorlarından tedavi desteği almaları konusunda öneride bulunabiliriz” ifadelerini kullandı.
Kaçınma davranışları önlenmeli
Bir ruhsal travma yaşandıktan sonra akut stres tepkisi olarak tanımladığımız kaygı, korku, endişe ve birtakım kaçma davranışları yaşanmasının ruhsal travmaya karşı verilen olağan tepkiler olduğunu ifade eden Sarıkaya, “Fakat bu korku ve kaygılar sebebiyle kaçınma davranışlarımızı devam ettirdiğimiz taktirde, örneğin bir deprem felaketi sonrasında evde bulunmanın, eve girmenin, kapalı alanda bulunmanın, güvenli olduğunu bildiğimiz birtakım kapalı alanlarda bulunmanın bize stres vermesi ve bunlardan kaçınma hali bu olayla ilgili yaşanan travmanın etkilerinin kalıcı olmasına yol açabilir. Bunun yerine tek başına kalmakta zorluk çekiliyorsa güvenilen, kişiye destek olabilecek birisiyle o ortamlara girmeyi ve böylece de kaçınma davranışlarını önlemeyi tavsiye ediyoruz” dedi.
Belirtiler 1 aydan fazla sürüyorsa dikkat!
Dr. Dilek Sarıkaya, akut stres bozukluğu, akut stres tepkisi ve travma sonrası stres bozukluğu kavramlarının karıştırıldığını söyledi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kişinin ruhsal bir travma yaşadıktan sonra ortaya çıkan uykusuzluk, gerginlik, huzursuzluk, olayla ilgili anıları yeniden yaşama, olayın meydana geldiği ya da hatırlatan ortamlarda yoğun huzursuzluk veya sıkıntı yaşama, geleceğe dair ümitsiz düşüncelere kapılma, temel bir güvensizlik duygusu hissetmesi ve tedirgin olma haline akut stres tepkisi diyoruz. Aslında akut stres tepkisi, olağan dışı olarak yaşanan bir duruma verilen olağan bir tepkidir. Genellikle ruhsal travmadan hemen sonra başlayıp yaklaşık 1 aylık bir sürede haftalar içerisinde azalarak kaybolmasını bekleriz. Fakat bu belirtiler çok şiddetli olduğunda, kişide ciddi uyku ve iştah bozukluğuna, işlevsellik kaybına yol açtığında, olaydan sonra en az 3 gün ve hatta 1 aya kadar devam edebildiğinde biz buna artık akut stres bozukluğu diyoruz. Eğer bu belirtiler 1 aydan daha uzun süre devam ederse, bazen haftalar ve aylarca sürerse o zaman da travma sonrası stres bozukluğu tablosu hakim oluyor.”
Depresyona sürükleyebiliyor
Travma sonrası stres bozukluğunun mutlaka bir ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanına başvuruyu gerektiren bir ruhsal bozukluk olduğuna dikkat çeken Sarıkaya, “Nedeni, çok ciddi bir düzeyde işlevsellik yani yeti yitimine sebep olmasıdır. Kişide çok belirgin uykusuzluk, iştah kaybı, olayla ilgili ciddi ve rahatsızlık verici rüyalar görme, gün içerisinde olaya dair birtakım anıları birden çok kez yaşama, olayı anımsatan yerlerden ve kişilerden kaçınma davranışı sergileme, çok belirgin depresif şikayetler dediğimiz moral bozukluğu, keyifsizlik, isteksizlik, karamsarlık gibi bir takım belirtiler ve bunun sonucunda da depresyona yol açabilir. Bu nedenle de mutlaka tedavi edilmesi gereken bir ruhsal bozukluktur” diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sağlıklı beslenmenin görünmeyen tehdidi: PestisitÜrünleri zararlılardan korumak amacıyla tarımda pestisit adı verilen ilaçlar kullanıldığını belirten uzmanlar, bu kimyasalların insan sağlığı için tehdit oluşturduğunu söylüyor.13 Mayıs 2025 Salı 13:04YAŞAM
Türkiye olması gerekenden iki kat fazla tuz tüketiyor12-18 Mayıs Tuza Dikkat Haftası...12 Mayıs 2025 Pazartesi 13:10YAŞAM
Önlemlerinize 3 ay önce başlayın“Anne olmaya hazırım” diyorsanız…12 Mayıs 2025 Pazartesi 13:09YAŞAM
Astımı tetikleyen 10 etkenAstım ataklarına karşı 10 etkili öneri!05 Mayıs 2025 Pazartesi 18:06YAŞAM
Zayıflar daha uzun yaşıyorÇok yemek tümörü besliyor05 Mayıs 2025 Pazartesi 18:01YAŞAM
Omurganızı yıllara ezdirmeyin!Modern yaşamın getirdiği uzun süreli oturma, yanlış duruş ve fiziksel hareketsizliğin omurga sağlığını tehdit ettiğini belirten uzmanlar, omurganın, hayati öneme sahip olduğunu söylüyor.30 Nisan 2025 Çarşamba 10:13YAŞAM
Koronavirüs sonrası kalp krizi oranlarında artış! 25-44 yaş arasını etkiliyorKoronavirüsle beraber 25-44 yaş arasında kalp krizi oranı yüzde 30 arttı. Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Bilge Erdoğan, kalp krizinin yaşanmadan önce hastaların büyük çoğunluğunda kritik sinyaller verdiğini söylüyor.30 Nisan 2025 Çarşamba 10:07YAŞAM
Gıda hilelerine dikkat! Çocukları zehirliyorUzman Diyetisyen Elif Melek Avcı, tağşiş ve taklit ürünlerin çocuk sağlığı üzerindeki yıkıcı etkilerine dikkat çekiyor: “Ucuz ve kalitesiz gıdalar, sağlıklı bir neslin önündeki en büyük engel!”30 Nisan 2025 Çarşamba 10:01YAŞAM
Çocuklarda diş sıkma alışkanlığına dikkat!Çocuk Diş Hekimliği Uzmanı Dt. Nurgül Demir “Yetişkinlerde bile diş sıkma alışkanlığını kontrol altına almak veya kalıcı bir tedavi önerisi sunabilmek henüz mümkün değilken, çocuklarda izlenmesi gereken yol hakkında doğru adımlar atmak gerekir.” dedi.24 Nisan 2025 Perşembe 13:38YAŞAM
Ofis çalışanlarını bekleyen gizli tehditFizik Tedavisi ve Rehabilitasyon Prof. Dr. Hasan Dursun, çalışma ve yaşam şartlarının ergonomik ilkelere göre düzenlenmesinin, kümülatif travmalara bağlı yumuşak doku hasarlarının azaltılmasında önemli olduğunu vurguluyor.21 Nisan 2025 Pazartesi 13:53YAŞAM
Enginarların yapraklarını sakın atmayın!Karaciğeri arındırıyor, kalbi koruyor, sindirimi destekliyor… Uzman Diyetisyen Elif Melek Avcı Dursun, bahar aylarının şifa kaynağı enginarın sağlığa faydalarını ve en doğru tüketim yöntemlerini anlatıyor.21 Nisan 2025 Pazartesi 13:46YAŞAM
Doğru almazsanız faydadan çok zararı olabilirÖnerilen miktarlarda almak koşuluyla vitamin takviyeleri faydalı!18 Nisan 2025 Cuma 11:01YAŞAM
Belirti vermeden hayatı tehdit ediyorAort Diseksiyonu sinsice hayatı tehdit ediyor...18 Nisan 2025 Cuma 09:50YAŞAM
Kasık fıtığı çocuklarda yaygın görülüyorBoğulmuş fıtık tedaviyi zorlaştırıyor!18 Nisan 2025 Cuma 09:35YAŞAM
Covid-19 kalp krizi ve ani ölümleri tetikliyor mu?Kalp krizi haberleri, toplumda haklı bir endişe iklimi yarattı.Covid-19 pandemisinin bu durumla olan potansiyel ilişkisi ise gündem olmaya devam ediyor.15 Nisan 2025 Salı 09:57YAŞAM
Sezaryen doğum tartışmaları yeniden alevlendi!Türkiye’de doğum oranları hızla düşerken, ilk doğum yaşı 30’un üzerine çıktı.15 Nisan 2025 Salı 09:55YAŞAM
Gözde alerjisi olanlar dikkat! İşte almanız gereken önlemlerProf. Dr. Özlem Evren Kemer, göz alerjisinin kolaylıkla teşhis ve tedavi edilebilen bir hastalık olduğunu ancak tedavi edilmediğinde yaşam kalitesini düşürerek ciddi görme problemlerine yol açabileceğini vurguladı.15 Nisan 2025 Salı 09:47YAŞAM
Obezite Türkiye'de alarm veriyor!Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Can Gönen, Türkiye’de alarm veren obezitede en yeni tedavi yöntemlerini anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.10 Nisan 2025 Perşembe 09:37YAŞAM
Modern çağın yaygın hastalığı: Migren!Modern çağın stresli yaşantısında dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de görülme sıklığı önemli ölçüde artan migren, yaşam kalitesini bozan hastalıklar arasında ilk sıralarda yer alıyor.09 Nisan 2025 Çarşamba 10:08YAŞAM
Erken yaşta makyajın 5 zararıDermatoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Güldehan Atış, erken yaşta makyaj malzemesi ve diğer kozmetik ürünlerin kullanılması sonucu ortaya çıkan sorunlar hakkında bilgi verdi.07 Nisan 2025 Pazartesi 17:10YAŞAM
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2015 Bursa Bakış