Doğadaki canlıların su, oksijen ve besine ihtiyacı olduğu gibi anne karnındaki bebeğinde vazgeçemediği oksijendir. Uzmanlar sigaranın anne adayında; ciğerlerine giren havanın azalmasıyla oksijensizliğe, damarların daralmasına, tansiyon yükselmesine ve efor kapasitenin azalmasına yolaçtığını söyledi.

Kadın Hastalıkları Ve Doğum Uzmanı Op .Dr. Aslı Alay konu hakkında bilgiler verdi. Sigara içen hamile anneleri uyaran Alay, şunları dile getirdi: "Doğadaki canlıların su, oksijen ve besine ihtiyacı olduğu gibi anne karnındaki bebeğinizinde vazgeçemediği oksijendir. Miniğinizin renkli şekerler, güzel kıyafetler, doğumunda büyük törenlere, değilde onun istediği sadece sağlıklı, mutlu ve sigara kullanmayan annedir. Dünya sağlık örgütü tütün kullanımını psikolojik, sosyolojik ve biyolojik zehirlenme olup, A grup karsinojen olarak tanımlamıştır. Tütün zehirli bir üründür ve nasıl işlenirse işlensin zehirinden kurtulamaz. Önlenebilir bir ölüm nedeni olan sigara ile 10 saniyede bir insan hayatını kaybetmektedir. Her sigara beyin hücrelerinizin bir kısmını öldürürür.Tütün alışkanlığı genel olarak 18 yaş öncesinde başlayan ve giderek kadın kullanıcıların artığı halk sağlığı sorunudur.

Dünyada gebelerin yaklaşık %10-15'i sigara içmektedir ki, bu 200 milyondan fazla kadına denk gelmektedir. Sigara kullanıcılarının %50-60'ı gebeliğinde sigaraya devam etmektedir. Ülkemizde yapılan çalışmalarda her dört kadından birinin sigara içtiği saptanmıştır. Bu oranlar gösteriyor ki kadınlar özellikle tütün satışının hedefinde, zararlarıyla ilgili çalışmalar ise yetersizdir. Aksine gelişmekte olan toplumlarda modern, özgür kadını çağrıştıran reklamlar tütün kullanımını özendirmekte. Sigara sakinleştiren, rahatlatan basit bir antideprasan ve zayıflamaya yardımcı bir ürün olarak tanıtılmaktadır. Hedef kitle ise adolesanlar ve gençler, yani geleceğin anneleri ve babalarıdır. Kadınlar arasında daha sık kullanılan hafif/light sigaranın güvenli olduğu bilgisi ise kesinlikle doğru değildir. Sigaranın anne adayında; ciğerlerine giren havanın azalmasına, damarların daralmasına, tansiyon yükselmesine ve efor kapasitenin azalmasına yolaçar. Tat duyusu iyi çalışmadığından sigara içen gebelerde bulantı, kusma ve iştahsızlık daha çok görülür.

Sigaranın doz yanıt ilişkisiyle ilgili yapılan çalışmalarda; tütünden etkilenen bebeklerde doz artıkça yeni doğan ağırlığının azaldığıdır. Sigara içinde bulunan 4000 kimyasal ile bebeğe ve anneye belirgin zarar verir. Bu 4000 kimyasaldan özellikle nikotin ve karbonmonoksitin daha zararlı olduğu düşünülmektedir. Bu maddeler bebekte eritropoetin denilen hormonu artırmakta, bu artan hormon oksijensizliğin bir göstergesidir. Nikotin vücutta cotinine dönüşür. Cotinine bebeğin kordon kanında gösterilmiştir, yani sigara her içildiğinde bebeğinizde sigara içmiş oluyor. Bebeğe giden kan akımı bu maddelerin etkisi ile azalır. Ve düşük doğum ağırlıklı bebeğe yol açar. Doğum sonrası kolik ağrılar, kulak ve akciğer enfeksiyonu daha sık görülür.Bu bebeklerin plesantası incelendiğinde fetusun anne karnında maruz kaldığı sigara dozu ile ilgili bilgi edinilebilir. Sigaraya maruz kalmış yeni doğanlarda ani bebek ölümünün 2,5 kat arttığı, düşük, erken doğum, erken membran rüptürü, plesanta yerleşim sorunları ve buna bağlı kanama daha sık görülür. Bu bebeklerin kordon kanında vitamin A,vitamin E, bazı aminoasitler, bazı büyüme faktörlerinin daha düşük olduğu bulunmuştur. Bu çocuklarda ilerleyen yıllarda öğrenme güçlüğü ortaya çıkabilir. Hayvan çalışmalarında sigara dumanının beyin gelişimini bozduğu ve davranış bozukluğuna neden oduğu görülmüştür. Kaybedecek zamanınız yok. İçtiğiniz bir sigara bile bebeğinizi etkiler. Bebeğinizin tercih şansı olsaydı oksijensiz kalmayı istemezdi. Ona zarar vermeyin, bebeğinizi 4000 adet toksik maddeden koruyun. Bırakmak yani tedavi için doktorunuzdan yardım alın. Çünkü sigara içmek bir hastalıktır.

Sağlıklı kadın, sağlıklı bebek, sağlıklı gelecek. Gelecek kadınların elinde. Sivil örgütler, kurumsal yapılar, meslek örgütleri mücadelaeye destek vermeli. Sigarayı bırakmanız ona yaşam şansı vermenizdir."