22 Kasım 2024
  • Bursa21°C
  • İstanbul17°C
  • Ankara13°C

YANDAŞ GAZETE MANŞETLERİNİ GETİRDİ

CHP lideri çok sert konuştu

Yandaş gazete manşetlerini getirdi

15 Kasım 2016 Salı 15:11

CHP lideri FETÖ tartışmalarına yandaş bir yayın organının, "Fethullah Gülen örgütüne karşı CHP'nin devleti uyarmasını" konu alan eski manşetlerini örnek göstererek yanıt verdi.
 
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, Filistin’in bağımsızlık gününe atıfta bulunarak, “Biz Filistinlilerin de partisiyiz” dedi. Mavi Marmara davasından kazanılan 20 milyon dolarlık tazminatların, saldırıda hayatını kaybedenlerin ailelerine verilmediğini öne süren Kılıçdaroğlu, “Gelin açtığınız davalardan vazgeçin, imzanızı atın, sonra bu parayı size vereceğiz, diyorlar. Ben diyorum ya size bunlarda insanlık, ahlak yoktur. Ailelerin davasını sonuna kadar takip etmezseniz biz takip edeceğiz biz” ifadesini kullandı. CHP lideri FETÖ tartışmalarına ise yandaş bir yayın organının geçmişteki manşetleri ile yanıt verdi.
 
CHP liderinin konuşmasının satırbaşları…
Biz her türlü desteği size sağlayacağız, çünkü halkın partisiyiz biz Bugün KKTC’nin kuruluşunun 33. yılı. Sayın Cumhurbaşkanı’nın şahsında tüm Kıbrıslıları yürekten kutluyorum. Ve CHP olarak biz sürekli sizin yanınızda olacağız. Bizim işimiz öyle lafla değil, eylemledir. Bir şeye karar veririz ve gereğini yaparız. Rahmetli Ecevit de akan kana dur dedi ve gereğini yaptı. Bugün yine Ahıska Türklerinin sürgün edilişlerinin yıl dönümü. Acı vardır, gözyaşı vardır. Oralardan kimse ayrılmak istemezdi. O nedenle sakın Ahıska Türklerini de unuttuğumuzu sanmasınlar. Nerede bir mazlum varsa CHP orada. Ve bugün Filistin’in bağımsızlık günü, onuruyla mücadele eden, bağımsızlığı için çalışan Filistin halkı… Geçmişte Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının Filistin’e gidip mücadelesine destek verdiği Filistin halkı… Mahmut Abbas’ın şahsında onlara da CHP’den sevgilerimizi ve saygılarımızı gönderiyoruz. Onların haklarını gerek Türkiye’de gerek uluslararası arenada sonuna kadar savunacağız. Biz aynı zamanda Filistinlilerin de partisiyiz.
 
Mavi Marmara gemisini gönderdiler, kaçak gönderdiler. Cesaret edip resmi gönderemediler, 9 yurttaşımız uluslararası alanda hayatını kaybetti. Kıyameti kopardılar, biz de kopardık. Gazze ablukası kalkmadan İsrail’le barışmayacağız dediler, aradan bir süre geçti yeri göğü inletenler resmi bir özür mektubu olmadan dahi kabul ettiler. Gazze ablukası kalkacaktı, kalkmadı. 20 milyon dolara Türkiye’nin itibarını sattılar. Filistinli kardeşlerime söylüyorum; onlar bizim itibarımızı sattı, biz sizin itibarınızı, sizin gücünüzü sonuna kadar savunacağız. Dediler ki; tazminat olarak vermeyiz dediler. Bizimkiler de süklüm püklüm vakıf gösterdiler. Şimdi merak ediyorum bu 20 milyon dolar o hayatını kaybeden çocukların ailelerine verildi mi? Verilmedi, verilmiyor. Gelin açtığınız davalardan vazgeçin, imzanızı atın, sonra bu parayı size vereceğiz diye. Ben diyorum ya size bunlarda insanlık, ahlak yoktur. Ailelerin davasını sonuna kadar takip etmezseniz biz takip edeceğiz biz!
 
“İLK SORUM TBMM BAŞKANI’NA”
 
Değerli arkadaşlarım, devleti yönetmek kolay değildir. Devleti yönetmek her şeyden önce bilgi, ahlak, hukuka ve hukukun üstünlüğüne inanç gerektirir. Bunların olduğu bir yerde yönetici iyi bir yönetici olur, bilgiye birikime değer verir. Parlamentoya bir kanun verdi. Bir maddesi rektör seçimini kaldırıyordu. Doğrudan atama olsun diye. Buna itiraz edildi. Parlamentoda görüşüldü, AKP de dedi ki; madem parlamento istemiyor ben bu maddeyi geri çekiyorum dedi. Sonra KHK ile bu düzenlemeyi yaptılar. İlk sorum TBMM başkanınadır; Eğer Gazi Meclisin itibarını koruyacaksınız önce sizin itiraz etmeniz gerekiyor. Neden dut yemiş bülbüle döndün. Parlamentonun saygınlığını korumak benden çok senin görevindir. TBMM’de geri çekilen düzenleme KHK ile kabul ediyorsa senin utanman lazım. Aklını kiraya verenler, TBMM Başkanlığı yapamazsın. Bizim çocuklarımızı yetiştiren hocalar kendilerine başkan seçecekler işte ne güzel. Neden kaldırdılar bunu? Efendim üniversitede insanlar birbirini kötülüyormuş. Yani genel seçimlerde de bir yerlerde olay olduğunda genel seçimleri tamamen kaldırmak mı lazım? Bir ülkenin gelenekleri çok önemlidir. İngiltere’de yazılı bir anayasanın olmamasının temel nedeni güçlü bir demokrasi olmasıdır. Trafikte hızlı giden bakan ceza yediğinde, ertesi gün istifa ediyorsa bu ahlak gerektirir. Bunlar 12 Eylül’e döndüler. Kenan Evren dönemine döndüler. Darbe ruhunu içselleştirmiş bir siyasal iktidarla karşı karşıyayız.
 
Bakın Boğaziçi Üniversitesi’nden Gülay Barbarosoğlu aylar öncesinde seçilmişti. Aylarca bekledi ve atama yapılmadı. Niye yapılmadı, yüzde 86 oy almış. İnsanın sandığa saygısı varsa üniversitedeki hocalara saygısı varsa o atamayı yaparlar. Sonra seçimlere bile girmemiş birisini alır rektör olarak atarlar. Bunların demokrasi anlayışı bu, dikta yönetimini anlıyorlar. Aramızda bu konuda derin bir farklılık var.
Dönüyorum arkadaşlara söyledim, ya bu üniversite rektörleri nasıl atıyorlar Avrupa’ya bir bakın. Harvard önemli bir sistem geliştirmiş, orada rektörü Harvard’dan mezun olanlar seçiliyor. O yüzden en saygın üniversitelerinden biridir. Bizde de ODTÜ, Boğaziçi, İstanbul Üniversitesi kendi geleneklerini oluşturan üniversitelerdir. Şimdi siz bu kültürü reddediyorsunuz. Biz adalet, insan hakları, özgürlük diyoruz onlar kulaklarını kapatıyorlar. Ama benim üniversite hocalarına, öğrencilerine sözüm var. Biz CHP iktidarında seçimleri geri getireceğiz ve öğrenci temsilcileri de bu seçimlere katılacak. Üniversiteye giden öğrencilerin yurt sorunu da kalmayacak. Öğrenciler, şu cemaat bu tarikat demeden yurtlarında rahatça kalacaklar. Ben demokrasi diyorum, hukuk diyorum, kadın erkek eşitliği diyorum; bazılarına hayal gibi geliyor. “Ya siz bunu söylüyorsunuz da vatandaşın bunlarla ilgisi yok” diyorlar. Bunların tamamının olmadığı ülkede en büyük zararı esnaf, sanayici, demokrasimiz, iş adamımız, toplumun her kesimi görür. Neden hukukun üstünlüğü diyoruz? Herkes rahat, özgür ortamda yaşasın diye. Sanayici imalat yapsın huzur içinde. Demokrasinin olmadığı yerlerde bunların hiçbiri olmaz. Türkiye bir süre sonra korkunç bir imaj değişikliğiyle karşı karşıya kalır ve ekonomimiz kan kaybeder. Yumurta konusunda örnek vereceğim. İhracatta dünya üçüncüsüyüz. Yumurta denince akla gelen kent Afyon Karahisar, ama bugün yumurta üreticileri iflasla karşı karşıya. Ben bu konuda hiçbir yorum yapmayacağım.
Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt gibi ciddi pazarlar var. Buralara mal satacağız ama 45 günde gidiyor. Neden Mısır’la kavga ettiler. Dış politika neden milli olmak zorundadır diyordum? İşte bunun için. Belki yumurta üreticisi arkadaşlarım beni hiç dinlemiyorlardı ama o faturanın ilk faturasını onlar ödemeye başladı. Irak pazarını, Suriye pazarını öldürdüler. Ne diyorlardı “Talimat verdim, düşürdük” yarışına girdiler. Ne oldu? Araya adam koydular, aman pazarı aç dediler. Hala açmış değil. Putin beklediğini almış değil. Putin istediğimizi verin diyorlar. Ben merak ediyorum, Türkiye hala ne vermedi, neyi bekliyorlar.
Önümüzdeki salı günü ağırlıklı olarak esnafların sorununu dile getireceğim. Hangi sorununuzu dile getirmemi istiyorsanız bana yazabilirsiniz. Onlar mektuplardan korkarlar, biz korkmuyoruz. Eleştirebilirsiniz de, biz vatandaşın düşüncesine hep saygı gösterdik, saygı göstermeye devam edeceğiz. Biz milletimizi seviyoruz, ona hizmet etmeyi de kutsal bir görev sayıyoruz.
Türkiye bu hale liyakat sistemi çöktüğü için geldi. Liyakat sisteminin üzerinde neden bu kadar duruyoruz? Devlet ayakta kalsın diye. Devleti yöneten kişilerin gelecek hedefleri olmalıdır. Efendim 2023’te ithalatımız şu kadar olacak, böyle olacak. Bu hedef değildir, hangi yöntemi izleyerek gerçekleştireceksin? Bunu ortaya koyamıyorlar, ceplerini düşünüyorlar. Biz zulmedene karşıyız, onlar zalimlerden yana. Bunun yolu nedir? Planlama arkadaşlar. Yumurta üreticisini planlayacaksın, tarım ürünlerini lanlayacaksın, gelecek hedefi koyacaksın. Türkiye ne olacak, nüfusu ne olacak, hangi sektörler öncelikli olacak? Emin olun bunlardan haberleri yok. Sabah akşam konuşuyorlar, ama tamamen boş konuşuyorlar. Halk uzun vadeli düşünmez arkadaşlar, dünyanın hiçbirinde düşünmez. Uzun vadeli düşünen devleti yöneten siyasetin aklıdır. Ama bunlar kendi ceplerini düşünmekten Türkiye’nin geleceğini ateşe atmış bulunmaktadır.
Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gündem