UĞUR MUMCU ANILIYOR!
Uğur Mumcu ölümünün 25. yıl dönümünde anılıyor...

24 Ocak 2018 Çarşamba 10:07
Araştırmacı gazeteci ve yazar Uğur Mumcu 24 Ocak 1993'te evinin önünde, park halindeki arabasına konulan C-4 tipi bombayla hazırlanmış alçak bir suikasta kurban gitti. Mumcu için ölümünün 25. yıldönümünde de Türkiye'nin bir çok yerinde anma törenleri düzenlenecek.
Türk basınının duayen ismi Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993'te Ankara'da Karlı Sokak'taki evinin önünde arabasına konulan bombanın patlaması sonucu suikasta kurban giderek yaşamını yitirmişti. Mumcu, katledilişinin 25'inci yılında bugün törenlerle anılacak.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile İstanbul Kadıköy Belediyesi, Caddebostan Kültür Merkezi'nde, ‘Türkiye'de Gazeteci Olmak, Gazeteci Ölmek' başlığıyla bir etkinlik düzenleyecek. İzmir Foça Belediyesi'ndeki anma etkinliği ise bugün saat 13.00'te Demokrasi Meydanı'nda başlayacak ve Uğur Mumcu Parkı'nda sona erecek. Tekirdağ Süleymanpaşa Belediyesi tarafından organize edilen konferansta ise Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı Yayın Yönetmeni Sevgi Özel ve İlhan Taşçı konuşma yapacak.
Mumcu suikastını başından beri takip eden ve bu konu da kitap da kaleme alan gazeteci-yazar Adnan Gerger BBC’ye yazdı. İşte Gerger’in “Uğur Mumcu Suikastı: O tuğla 25 yıldır neden halâ çekilmiyor?” başlıklı yazısı:
“Ortadoğu, emperyalizmin kol gezdiği, terör örgütleriyle çeşitli istihbarat örgütlerinin kanlı ve kirli oyunlar oynadığı karanlık bir dipsiz kuyudur. Bu karanlık ve dipsiz kuyuda cinayetler birbirini izler. Halk deyişi ile Ortadoğu’da ‘Kimin eli kimin cebindedir’ bilinmez. Kim, kimi, neden öldürüyor? Bu soruların yanıtlarını anında bulmanın olanağı da yoktur. Olaylar yıllar sonra aydınlanır. O da bir kısmı.”
Uğur Mumcu, Musa Anter’in 20 Eylül 1992’de öldürülmesinden sonra kaleme aldığı “Dipsiz Kuyu” başlıklı yazısında bunları yazıyordu.
Suikastın üzerinden 25 yıl geçmesine ve adli zaman aşımına 5 yıl gibi kısa süre kalmasına karşın ne yazık ki 24 Ocak 1993’teki Uğur Mumcu Suikastı, diğer suikastlar ve birçok kanlı eylem gibi hâlâ aydınlanmadı.
Ben, UMUT (Uğur Mumcu Uzun Takip) Operasyonu’nu başından bu yana takip eden bir gazeteciyim. Keşke yetkililer, bu operasyona böylesine fiyakalı akrostiş bir isim vermeyi akıl edene kadar suikastı aydınlatma cesaretini gösterebilselerdi.
Operasyon çerçevesinde birçok insan yakalandı. Kimisi masum olduğunu söyledi, kimisi de poliste-savcılıkta ikrarda bulundu, Pişmanlık Yasası’ndan faydalanmak istedi. Mahkeme safhasındaysa emniyette işkence altında ifade verdiklerini, suçsuz olduklarını ve olaylarla hiçbir bağlantılarının olmadığını söylediler.
Birçoğu “zanlı” diye tutuklandı, yargılandı, serbest kaldı…Tetikçilerin bir kısmı yakalanmış olabilir. Ama bu durum hiçbir zaman suikastın aydınlandığı anlamına gelmez ki…
Soruları soracak yetkili bile yok
Bırakın suikastın aydınlanmasını, tam çeyrek asırdır ortada kalan soruları soracak yetkili bile bulamıyorsunuz. Adli süreç de devam ediyor. Ama bu sürecin başlangıcında ve hemen sonrasında da neler yaşandığı bütünüyle kamuoyuna pek açıklanmadı.
Birçok insan bazen hedef şaşırtmak için bazen de kendi ideolojik düşünceleri doğrultusunda iddialar ortaya attı. Hem de ne iddialar. “Bu iddialar havada uçuştu” dersek abartmamış oluruz. Ancak şu ana kadar bu iddialardan hiçbirisi ne elle tutuldu, ne gözle görüldü.
Uğur Mumcu’nun katillerinin yakalandığının resmi olarak açıklandığı UMUT Operasyonu’nun başlamasından tam 3 ay sonra, bu operasyonun nasıl fiyasko olduğunu ortaya çıkardığımda kimse bana inanmak istememişti.
Oysa ben bu bilgileri operasyondan bir numaralı seviyede sorumlu olan en üst yetkili olan dönemin Ankara Emniyet Müdürü rahmetli Kemal İskender’den almıştım.
Hemen sonrasında da dönemin İçişleri Bakanı Sadettin Tantan ve Emniyet Genel Müdürü Turan Genç bu haberimi teyit etmişlerdi.
‘Fiyasko’ operasyon
UMUT Operasyonu’nun “fiyasko” olduğu, katil diye yakalandığı resmen açıklanan iki zanlının yer göstermede yanıldıkları, birbirini tanımadıklarından anlaşılacaktı.
Nitekim daha sonra başka 2 kişi, suikastı gerçekleştirenler olarak yakalanacaktı.
Ardından da asıl failinin ise yurt dışına kaçtığı ya da kaçırıldığı belirlenecekti ama hiçbir zaman kamuoyu Uğur Mumcu Suikastı operasyonunda tatmin edici bir yanıt alamayacaktı. Nasıl alsın ki?
Aslında, bu soruyu sormadan önce yani Uğur Mumcu Suikastına gelene kadar Türkiye’de 1988 yılından 1999 yılına kadar bir seri suikastlar zincirini hatırlamamız gerekiyor.
Özellikle Muammer Aksoy, Çetin Emeç, Turan Dursun, Bahriye Üçok, Uğur Mumcu ve Ahmet Taner Kışlalı’nın karakteristik özelliğini göz ardı etmemek gerekiyor.
Bu kişilerin hepsi özgür düşünceyi savunan laik aydınlar ve bilim insanlarıydı.
En önemli ve en kırılgan suikast
Şüphesiz Uğur Mumcu Suikastı bu cinayetlerin en önemlisi ve en kırılgan olanıydı. Çünkü Uğur Mumcu, ulaştığı belgeleri açıklayabilen, ülkede ve bölgede yaşanan olaylar hakkında analitik bir çözümlemeyle doğru tespitler yapabilen cesur bir gazeteciydi.
Bu tespitlerden de birçok odak noktası rahatsızlık duyuyordu. Bu suikastların bir diğer önemli karakteristik özelliğinin de Türkiye’nin siyasi ve toplumsal yaşam biçimini değiştirmek ve korkunun egemenliğini yaratmak olduğu gün gibi ortadaydı.
Suikastın üzerinden tam 25 yıl geçti…
Ne o dönemde var olan Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcısının hazırladığı iddianame, ne de sonradan ortaya atılan başka başka iddialar…. Hiçbirisi Uğur Mumcu Suikastı sonrasında yürütülen soruşturmada bu kadar çok konuşulmadı, üzerinde düşünülmedi, soru işareti oluşturmadı. Hâlâ da konuşuluyor, hâlâ da çözülmeyi bekliyor.
‘Bir tuğla çekersem duvar yıkılır’
Hatta DGM Cumhuriyet Savcısı Ülkü Çoşkun’un, “Bu işi devlet yaptırmıştır, siyasi iktidar isterse çözülür” sözleri bile “tuğla açıklaması”nın yanında sönük kaldı.
Bu, Uğur Mumcu Suikastının “Pandora kutusu” olarak nitelendirilen ve bu soruşturmanın en çarpıcı gelişmesi olarak kabul edilen; sonradan Adalet Bakanlığı da yapan Mehmet Ağar’ın Emniyet Genel Müdürlüğü’ne atandıktan sonra Mumcu ailesini ziyaretinde Güldal Mumcu’yla görüşmesi sırasında kullandığı bir ifadeydi.
Her ne kadar sonradan bu sözleri reddetse de kamuoyunu ikna edemeyen Ağar, soruşturmanın önünde tuğla tuğla duvar örüldüğünü söylediğinde kendisine “Bir tuğla çekin, gerçekler ortaya çıksın” diyen Güldal Mumcu’ya “Bir tuğla çekersem duvar yıkılır” yanıtını vermişti.
O dönemin koşullarında haydi tuğlayı kimse çekemiyordu, o duvarın altında kalacak olanlar pek bir fazlaydı. Herkes korkuyordu, bu aşikârdı. Bunu anlıyordum.
O tuğlayı çekmekten korkan insanların, hep birlikte o duvarın altında kalacak olanların o “duvar”ı devlet olarak algılanmasını ve bu bahaneye sığındıklarını da anlıyordum.
Peki, neden şimdi o tuğlaya dokunulmuyor?
Dokunulmadığı zaman o duvarı “devlet” olarak nitelendirenlerin yerli işbirlikçileriyle kurulan uluslararası patentli fırınlarda pişirilen ekmeklere yağ sürüldüğü bilinmiyor mu?
Böylesine tuğlalardan inşa edilmiş duvarlardan devlet olur mu? Devlet böyle bir töhmet altında nasıl kalabilir?
İşte bunu anlayamıyorum. Herkes unutabilir hatırlatayım: Uğur Mumcu Suikastını çözmek, dönemin İçişleri Bakanı İsmet Sezgin’in deyimiyle, “devletin namus borcuydu”.
Eğer bu ülkenin geleceğine güvenle bakılması isteniyorsa, geçmişteki bu suikastların ve kanlı eylemlerin de karanlıkta kalan yönlerinin bir an önce ortaya çıkarılması, gerçek faillerinin bir an önce tespit edilerek açıklanması gerekir.
Bu suikastlar, her zaman gündemdeki yerini koruyacaktır.
Yoksa o duvar her zaman karşınıza çıkar, o tuğla da…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sedat Peker'den 'Görüşeceğiz' mesajıSedat Peker'den Türkiye'nin konuştuğu olayla ilgili dikkat çeken paylaşım31 Mayıs 2025 Cumartesi 11:57GÜNDEM
Uluslararası seviyede aranan 7 suçlu yakalandıBakan Yerlikaya duyurdu: "Yurtdışında uluslararası seviyede aranan 7 suçlu yakalanarak Türkiye’ye iade edildi"31 Mayıs 2025 Cumartesi 11:38GÜNDEM
Marmaray saldırganları yakalandıMarmaray'da çocuklarının yanında babayı darbeden şahıs adliyeye sevk edildi31 Mayıs 2025 Cumartesi 10:56GÜNDEM
Devremülk dolandırıcılarına operasyon13 tutuklama31 Mayıs 2025 Cumartesi 10:50GÜNDEM
Bakanlıktan banka hesabı olanlara uyarı!Ticaret Bakanlığı’ndan 'banka hesabı' uyarısı: 'Ben sadece hesabımı verdim, işlemi ben yapmadım’ demek kurtarmıyor31 Mayıs 2025 Cumartesi 10:43GÜNDEM
5'i Belediye başkanı 47 kişi hakkında gözaltı kararıBelediyelere yönelik 4 ayrı soruşturmada bazı belediye başkanlarının da aralarında bulunduğu 47 şüpheli hakkında gözaltı kararı31 Mayıs 2025 Cumartesi 10:38GÜNDEM
Bayram ikramiyesi ödemeleri başladıBakan Işıkhan açıkladı31 Mayıs 2025 Cumartesi 09:09GÜNDEM
Bayram yaklaşıyor, uzmanlar uyarıyor!Buharda pişirin, kanserojen riskten kaçının31 Mayıs 2025 Cumartesi 08:46GÜNDEM
KYK kız yurdunda 113 öğrenci zehirlendiKYK kız yurdunda 113 öğrenci zehirlenme şüphesiyle hastaneye başvurdu30 Mayıs 2025 Cuma 11:11GÜNDEM
Ümit Özdağ'dan "provokasyon" uyarısı!Ümit Özdağ'dan tüm teşkilatlarına "provokasyon" uyarısı!30 Mayıs 2025 Cuma 10:35GÜNDEM
Oğuz Murat Aci'nin ailesi gelinlerine dava açtıOğuz Murat Aci'nin anne ve babası, torunlarını kendilerine göstermediği iddiasıyla gelinlerine dava açtı30 Mayıs 2025 Cuma 10:19GÜNDEM
Çankırı'dan sonra bir rektör saltanatı daha!Milyonluk gelirler lüks harcamalar...30 Mayıs 2025 Cuma 09:58GÜNDEM
Akdeniz'in simgesi carettalar döndüİlk anaçlar yumurtalarını bıraktı30 Mayıs 2025 Cuma 09:41GÜNDEM
Trafik cezaları katlanarak arttıTrafikte yeni dönem başladı: Cezalar katlanarak arttı30 Mayıs 2025 Cuma 09:39GÜNDEM
Gizli kamera skandalında mağdur sayısı artıyorAparttaki gizli kamera skandalında şikayetçi mağdur sayısı 6’ya yükseldi30 Mayıs 2025 Cuma 09:30GÜNDEM
Narin cinayeti sanıkları 4.kez hakim karşısındaNarin Güran cinayetine ilişkin 15 sanık, dördüncü kez hakim karşısına çıkmak üzere adliyeye getirildi30 Mayıs 2025 Cuma 09:25GÜNDEM
Hiç biri kaçamadı...23 kişi yakalandı6 ilde düzenlenen operasyonlarda Interpol tarafından aranan 23 şüpheli yakalandı30 Mayıs 2025 Cuma 09:21GÜNDEM
Otomobilde kanlı infaz: 3 ölü!İzmir'de otomobile silahlı saldırı: Aynı aileden 3 kişi hayatını kaybetti30 Mayıs 2025 Cuma 09:19GÜNDEM
AKP Anayasa komisyonu külliyede toplanacakAKP Anayasa Komisyonu'nun ilk toplantısının tarihi belli oldu29 Mayıs 2025 Perşembe 11:34GÜNDEM
MSB'den SGD terör örgütü açıklamasıMSB kaynakları: "SDG terör örgütünün Suriye ordusuna entegrasyonu konularında tutumumuz değişmemiştir"29 Mayıs 2025 Perşembe 11:10GÜNDEM
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2015 Bursa Bakış