OBEZİTE CERRAHİSİ HAKKINDA 8 SORU
Türkiye’de her 3 yetişkinden biri obezite hastası!...
01 Haziran 2023 Perşembe 10:35
Dünya Sağlık Örgütü’nün 21. yüzyılın en ciddi sağlık sorunlarından biri olarak ilan ettiği obezite, dünyada her 4 kişiden birinde görülüyor. Türkiye’de de yetişkin nüfusun yüzde 67’sinin fazla kilolu, yüzde 32’sinin obezite hastası olduğu belirtiliyor.
Bir başka deyişle, ülkemizde neredeyse her 3 kişiden biri obeziteyle mücadele ediyor! ‘Vücutta sağlığı bozacak ölçüde aşırı yağ birikmesi’ olarak tanımlanan obezitenin artışına paralel olarak başta kalp damar hastalıkları olmak üzere, diyabet, solunum problemleri, kas-eklem hastalıkları ve inme gibi tüm vücudumuzu etkileyen hastalıkların sıklığında ciddi yükseliş görülüyor. Ülkemizde obezite oranlarında yaşanan artış doğrultusunda obezite ameliyatlarına olan başvurular da gün geçtikçe artıyor!
Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Eyüp Gemici, günümüzde obezite cerrahilerinden çok büyük başarılar elde edilebildiğine dikkat çekerek, “Obezite cerrahisinin kilo kaybı için etkili bir tedavi seçeneği olduğu, tip 2 diyabet, hipertansiyon ve uyku apnesi gibi obeziteyle ilişkili sağlık problemlerinde de çok ciddi iyileşmeler sağladığı, yapılan çok sayıda araştırmalarla gösterildi. Üstelik toplumdaki yaygın inanışın aksine, obeziteyle ilgili edinilen tecrübeler ve teknolojik gelişmeler sayesinde, tam teşekküllü hastanelerde ve uzman ellerde gerçekleştiğinde, obezite cerrahisindeki risk safra kesesi ve diz protezi gibi ameliyatlardan daha yüksek olmuyor.” diyor. Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Eyüp Gemici, obezite cerrahisi hakkında en sık merak edilen soruları yanıtladı; önemli öneriler ve uyarılarda bulundu!
Obezite cerrahisi hangi durumlarda uygulanıyor?
Obezitenin belirlenmesinde pratik bir ölçüm olan vücut kitle indeksinden (VKİ) faydalanılıyor. Bu yöntemle obezite; kilogram cinsinden kilonun, kişinin metre cinsinden boyunun karesine (kg / m2) bölünmesiyle belirleniyor. Buna göre vücut kitle indeksi 25 ile 30 arasında olanlar fazla kilolu, 30 veya daha yüksek olanlar ise obez olarak tanımlanıyor. Ancak bu yöntem fazla kilosundan yakınan herkese uygulanmıyor. Diyet ve egzersize rağmen başarılı kilo veremeyen, ameliyat olmasında tıbbi açıdan engeli olmayan, yeme bozukluğu sorunu yaşamayan ve psikolojik açıdan dengede olan kilolu kişilere obezite cerrahisi öneriliyor. Kişinin obezite cerrahisine uygun olup olmadığı uluslararası rehberler tarafından belirlenmiş. Buna göre;
Vücut Kitle İndeksi ≥ 40 kg/m² olan veya
Vücut Kitle İndeksi 35- 39.9 kg/m² olan ve obeziteyle ilişkili bir veya daha fazla hastalığı olanlar (Hipertansiyon, Tip 2 diyabet, uyku apnesi, yağlı karaciğer, kemik eklem hastalıkları gibi) veya
Vücut Kitle İndeksi 30- 34.9 kg/m² olup optimal tedaviye rağmen düzelmeyen tip 2 diyabeti olanlar, obezite ameliyatına uygun adaylar olarak kabul ediliyor.
Obezite cerrahisi sağlığı nasıl etkiliyor?
Obezite cerrahisinin temel amacı, fazla kilonun neden olduğu metabolik hastalıkları iyileştirmek, hastanın çok daha sağlıklı bir bedene kavuşmasını sağlamak. Obezite cerrahisiyle besin alımı ve/veya besin emiliminin kısıtlanması sonucunda vücutta bir dizi hormonal ve sinirsel değişimler gelişiyor. Böylece obezitenin neden olduğu sağlık sorunlarında çok ciddi oranlarda iyileşmeler görülüyor. Ayrıca cerrahi sonrasında istikrarlı bir şekilde kilo kaybı oluşuyor. Birçok bilimsel çalışma, ameliyattan hemen sonra kan şekeri ve kan basıncı düzeylerinde çok hızlı iyileşmeler görüldüğünü tespit etmiş. Öyle ki tip 2 diyabette yüzde 85’e, hipertansiyonda yüzde 80’e ve tıkayıcı uyku apnesinde yüzde 90’a varan düzelmeler bildirilmiş. Bunun yanı sıra obeziteyle ilişkili kanser riskinde azalma görüldüğü, kalp-damar hastalıkları, kas-eklem hastalıkları, sinir sistemi hastalıkları, hormonal hastalıklar ve psikolojik bozuklukların da gerilediği kaydedilmiş.
Obezite cerrahisinde hangi yöntemler uygulanıyor?
Obezite cerrahisinde uygulanan teknikler 3 başlık altında sınıflandırıyor. Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Eyüp Gemici, bu yöntemleri şöyle özetliyor:
Gıda alımını kısıtlayan teknikler: Dünyada en sık kullanılan ve herkes tarafından bilinen bir teknik olan tüp mide ameliyatı bu sınıfta yer alıyor. Bu yöntemde amaç, mide hacmini azaltmak için mideyi küçük bir tüp haline getirip, alınan besin miktarını azaltmak
Gıda emilimini azaltan teknikler: Bu yöntemde amaç, besinin ince bağırsaklardan emildiği yüzey alanını azaltarak vücuda daha az kalori alınmasını temin etmek. Biliopankreatik saptırma ameliyatı bu yöntemler arasında yer alıyor.
Gıda alımını kısıtlayan ve gıda emilimini azaltan kombine teknikler: Mini Gastrik Bypass ve Roux-en-Y Gastrik Bypass ameliyatları örnek olarak verilebilir. Bu ameliyatlarda mide hacmi azaltılarak ve belirli bir miktar ince bağırsak da emilim alanı dışında tutularak kalori alımı kısıtlanıyor.
Hangi yöntemin uygulanacağı nasıl belirleniyor?
En az riskle en yüksek başarıyı elde edecek tekniği belirlemek obezite cerrahisinde büyük önem taşıyor. İlk olarak hastanın beklentilerinin net olarak ortaya konulması gerekiyor. Eşlik eden diyabet, hipertansiyon, crohn ve ülseratif kolit gibi hastalıkların, kullanılan ilaçların, alkol tüketiminin, yeme alışkanlığının, fiziksel aktivitelerin ve psikolojik durumunun belirlenmesi büyük önem taşıyor. Daha önce uygulanan müdahaleler ve/veya ameliyat öyküsü varsa ayrıntılarıyla öğreniliyor. Ardından yapılan kan tahlilleriyle vücut rezervleri ortaya konuluyor. Tüm bu bilgiler değerlendirilerek kişiye uygulanacak olan en uygun cerrahi teknik, standart uygulama adımlarıyla yapılıyor.
Obezite cerrahisi riskli bir yöntem mi?
İnsan bedenine yapılan tüm cerrahi müdahalelerde olduğu gibi obezite cerrahisinde de bazı riskler olabiliyor. Ancak obezite cerrahisi uzun yıllardır yapılan, etkinliğini ve güvenliğini ispat etmiş, sonuçları net olarak belirlenmiş bir tedavi yöntemidir. Ayrıca bilimsel çalışmalara göre; obezite cerrahisi günümüzde safra kesesi ya da diz protezi ameliyatlarından daha fazla risk içermiyor. Uygun hasta seçimi, hastanın yeterli seviyede değerlendirilmesi, tecrübeli hekim ve multidisipliner yaklaşım gösteren ekibin varlığı, kaliteli ve teknolojik malzeme kullanımı, sıkı hasta takibi, sorumluluklarının farkında olup ödevlerini yerine getiren hasta, obezite cerrahisinde başarıyı sağlayıp riski azaltan en önemli parametreleri oluşturuyor.
Obezite cerrahisi sonrasında ne kadar sürede kaç kilo veriliyor?
Kaybedilen kilo; uygulanan ameliyat tekniğine, eşlik eden hastalığa, kişinin sağlıklı beslenme programına uyum göstermesine, fiziksel aktivitesine ve bireysel özelliklerine göre değişkenlik gösteriyor. Obezite cerrahisi sonrasında genel olarak ilk 6 ayda fazla kilonun yarısı, birinci yılın sonunda da fazla kilonun yüzde 70-80’i kaybediliyor. Yani kabaca bir örnek verilirse; boyu 170 cm olup vücut ağırlığı 120 kg olan bir kişi obezite cerrahisi sonrasında ilk 6 ayda ortalama olarak 30-35 kg, ilk yılın sonunda da 40-45 kg kaybediyor.
Obezite cerrahisinden sonra tekrar kilo alma riski var mı?
Sağlıklı beslenme alışkanlığının kavranması ve daha aktif bir yaşamın tercih edilmesi kilo kaybının kalıcı olarak sağlanmasında en büyük etkeni oluşturuyor. Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Eyüp Gemici, obezite cerrahisi sonrasında ortalama olarak 1.5 – 2 yıl istikrarlı bir şekilde kilo kaybı görüldüğüne işaret ederek, “Yeniden kilo alımı da ağırlıklı olarak 2 yıldan sonra ortaya çıkıyor. Bilimsel çalışmalarda, ameliyat sonrasında yüzde 20 oranında geri kilo alımı bildiriliyor. Yetersiz cerrahi teknik, kişinin ameliyat sonrasındaki sürece uyum gösterememesi ve duygusal yeme bozukluğunun varlığı, geri kilo alımında en önemli faktörleri oluşturuyor.” bilgisini veriyor.
Obezite cerrahisinden sonra takibin önemi nedir?
Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Eyüp Gemici, obezite cerrahisi sonrasında hasta takibinin en az başarılı bir ameliyat yapmak kadar önem taşıdığına dikkat çekerek, “Zira obezite cerrahisi sonrasında takip edilmeyen hastalarda; yeme bozukluğu, vücutta sarkma, saç dökülmeleri, metabolik ve psikolojik sorunlar ile geri kilo alımı gibi problemler daha sık görülüyor.” diyor. Cerrahi sonrasında birinci hafta, birinci ay, üçüncü ay, altıncı ay, birinci yıl ve sonrasında yıllık takip öneriliyor. Bunun yanı sıra kişinin ihtiyaçlarına göre, ara takiplerle sürekli bağlantı halinde kalmak gerekiyor. Bu takip sürecinde; hastanın vücut yapısının değerlendirilmesi, aralıklı olarak kan değerlerinin takip edilerek ihtiyaç halinde hızlıca takviye edilmesi, hastanın motivasyonunu ve uyumunu en üst seviyede tutması büyük önem taşıyor. Sağlıklı beslenme alışkanlığının benimsenmesi ve fiziksel aktivitenin artırılması sürecinde hastaya sunulan profesyonel destek başarıyı getiriyor.
- Maskeli depresyon belirtileriİştah sorunları maskeli depresyon belirtisi olabilir...19 Nisan 2024 Cuma 14:45YAŞAM
- Cevizin 6 faydasıCeviz, en popüler kuru yemişler arasında...19 Nisan 2024 Cuma 13:02YAŞAM
- Maden suyunun faydaları nelerdir?Doğanın Kaynağından Gelen Şifa: Maden Suyu!...19 Nisan 2024 Cuma 12:49YAŞAM
- Baş dönmesi hastalık mı, belirti mi?‘Kristallerin oynaması’ diye bir şey yok!...19 Nisan 2024 Cuma 12:35YAŞAM
- Diyabet hastalarında gözlere dikkatGöz sorunları genellikle toplu olarak diyabetik göz hastalıkları olarak adlandırılır....19 Nisan 2024 Cuma 11:52YAŞAM
- Genç yaşta kalp krizi yaygınlaşıyorHer 5 kalp krizinden biri 45 yaş altında görülüyor!...19 Nisan 2024 Cuma 11:48YAŞAM
- Kripto para bağımlılığına dikkatKripto para bağımlılığı, kumar bağımlılığıyla benzerlikler gösteriyor!...19 Nisan 2024 Cuma 10:09YAŞAM
- Küflenen ekmeği tüketmeyinKüflenen ekmeğin tüketilmesi, sağlık açısından çeşitli risklere neden olabilir....19 Nisan 2024 Cuma 09:57YAŞAM
- İçe dönüklük belirtileri nelerdir?Ergenlikte Bu Belirtiler İçe Kapanıklık Habercisi!....18 Nisan 2024 Perşembe 15:37YAŞAM
- Beyindeki sorunlara dikkatBazı problemler beynin doğru çalışmasını engeller....18 Nisan 2024 Perşembe 12:53YAŞAM
- Biriktirme hastalığı nedir?Biriktirme hastalığı, tedavi edilebilir bir durumdur....18 Nisan 2024 Perşembe 12:47YAŞAM
- Ruh sağlığı izinleri arttıÇalışanlar artık ‘Ruh Sağlığı İzni’ de alıyor!...18 Nisan 2024 Perşembe 12:26YAŞAM
- Ömür uzadıkça Parkinson artıyorOrtalama yaşam süresinin uzaması Parkinson hastalığının görülme sıklığını artırıyor...17 Nisan 2024 Çarşamba 14:54YAŞAM
- Sofranızda bu besinlere yer verinBu besinler, Alzheimer ve Parkinson riskini azaltıyor!...17 Nisan 2024 Çarşamba 12:29YAŞAM
- Çocuklarda ağız kokusu nedenleriŞeker hastalığında aseton, böbrek hastalığında amonyak kokusu oluyor…17 Nisan 2024 Çarşamba 12:15YAŞAM
- Aşırı şüphe duygusuna dikkatŞüphe, hayatın doğal bir parçasıdır....16 Nisan 2024 Salı 15:42YAŞAM
- Hindiba kahvesinin faydaları?En yaygın hindiba türleri...16 Nisan 2024 Salı 13:20YAŞAM
- Can sıkıntısını nasıl gideririz?Can sıkıntısı, birçok farklı nedenden kaynaklanabilir....16 Nisan 2024 Salı 12:00YAŞAM
- Ameliyatsız gençleşmenin ipuçlarıAmeliyatsız yüz gençleştirme popülerleşiyor...16 Nisan 2024 Salı 11:53YAŞAM
- Kulak çınlamasının nedenleriHer 15 kişiden biri bu sorundan yakınıyor!...16 Nisan 2024 Salı 09:58YAŞAM
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2015 Bursa Bakış
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.