MHP Bursa Milletvekili Kadir Koçdemir, bugünkü tavırları ile cumhurbaşkanlığı makamının boş hükmünde olduğunu savundu. Koçdemir, "Sayın Recep Tayyip Erdoğan dahil hiç kimsenin Türkiye Devletini cumhurbaşkansız bırakma hakkı yoktur." dedi.

TBMM Genel Kurulunda, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Avrupa Birliği Bakanlığı bütçelerinin görüşülmesine başlandı. Genel Kurul, Başkanvekili Akif Hamzaçebi başkanlığında toplandı.

2016 yılı Bütçe Kanunu Tasarısı görüşmelerinin üçüncü turunda Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Avrupa Birliği Bakanlığı ile Karayolları Genel Müdürlüğü, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, Mesleki Yeterlilik Kurumu, Türkiye ve Orta-Doğu Amme İdaresi Enstitüsü, Devlet Personel Başkanlığı bütçeleri de görüşülüyor.

MHP Mersin Milletvekili Baki Şimşek, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı bütçesi üzerine söz aldı. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna kişisel verilerin işlenmesi ve gizliliği gibi konularda düzenleme yetkisi verildiğini anlatan Baki Şimşek, "Gerçek ve tüzel kişilere özgü olan ve kişilerin belirlenebilir olmasını sağlayan, her türlü ırk, etnik köken, siyasi görüş gibi kişisel veriler, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından tedbir amaçlı depolanmaktadır. Asıl görevi kişisel verilerin korumak olan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun güvenilir olması gerekmektedir. Ama geçmişteki acı tecrübeler, devletin kurumları arasına sızan art niyetli kişilerin yasal olmayan dinlemeler ve izlemeler, kaset komploları ve kişisel verilerin yandaşlarla paylaşılması şeklinde olmuştur. Bu komploların 2011 yılı seçimlerinde kimlerin işine yaradığı ortadadır." ifadelerini kullandı.

'TÜRKSAT, BAŞBAKAN VE CUMHURBAŞKANI DANIŞMANLARININ MAAŞ ALMA YERİ DEĞİLDİR'

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu gibi kurumlarda güvenir ve uzman kişilerin çalışması gerektiğini anlatan Şimşek, "TÜRKSAT Uydu Haberleşme ve Kablo TV AŞ yönetim kurulu üyelikleri, Başbakan ve Cumhurbaşkanı danışmanlarının, eski milletvekillerinin maaş alma yeri değildir. Bu gibi kurumlarda uzman kişilerin çalışması gerekmektedir. Biz bu durumlara şahit olduğumuz zaman rahmetli Ali Rıza Septioğlu geliyor aklımıza. Ali Rıza Septioğlu, Adalet Partisi döneminde lise mezunu bir hemşehrisini müsteşar olarak atatmak ister. Bürokratlar karşı çıkarlar, lise mezunu olan bir kişinin müsteşar olamayacağını söylerler. Septioğlu "İlkokul mezunu birisi bakan oluyor da lise mezunu birisi niye müsteşar olamıyor? Hemşehrimdir, yapacaksınız." der. Ama aradan geçen bu kadar zamana rağmen maalesef devletimiz aynı anlayışla idare edilmektedir." şeklinde konuştu.

MHP Bursa Milletvekili Kadir Koçdemir ise Avrupa Birliği bakanlığı bütçesi üzerine söz aldı. Askerde "hazır olu düzgün yapamayan bir ordu savaşamaz" şeklinde bir söz olduğunu belirten Koçdemir, "Demokrasilerde de usul ihlal edilmeye başladığı vakit bunun çok ciddi zararları olur. Çünkü demokraside meşruiyetin kaynağı usuldür." dedi. Devlet başkanlarının 14. Lui gibi devlet olduğu, devletin kendisi olduğu devlet başkanlarının isteseler bile suç işleyemeyecekleri dilin Ortaçağ'da geride kaldığını anlatan Koçdemir, "Bugün bu tavırları ile cumhurbaşkanlığı makamı boş hükmündedir. Sayın Recep Tayyip Erdoğan dahil hiç kimsenin Türkiye Devletini cumhurbaşkansız bırakma hakkı yoktur." diye konuştu.

Genel Kurul'daki tartışmalarda muhalefet tarafından dile getirilen eksiklik ve aksaklıkların cevaplandırılmasında takip edilen usulü eleştiren Koçdemir, şöyle konuştu: "Muhalefet toplumda bir vücuttaki öksürük ve ağrı gibidir. Rahatsızlık verir ancak nasıl bir vücutta öksürük ve ağrı olmasaydı pekçok hastalığı keşfedemeyerek vücut kısa zamanda bütün fonksiyonlarını yitirecekse, muhalefetin sağlıklı olmadığı bir demokrasi de düzgün işleyemez. Tabii ki, ağrı ve öksürük gibi rahatsızlık verecektir. Ama getirilen her eleştiriye yüzde 49,5 ve yüzde 52 rakamları ile cevap vermek demokrasiyi anlamamaktır. Cumhurbaşkanının çok sevdiği futbolla cevap vermek gerekirse biz muhalefet partileri olarak milli iradeye saygı duyuyoruz. Eğer bir futbol müsabakasına benzetirsek siyasi mücadeleyi tabelada 5-2, 5-1 yazıyordur ve biz bunu kabul ediyoruz. Ama tabelada 5-2 yenen, 5-1 yenen bir takım top taca çıktıktan sonra taç atışı ile oyunu başlatılması gerektiğini hatırlattığımızda tekrar tabelayı gösteriyorsa, tabelada 5-1 oynayan takım eli ile oynadığında biz bunu söylediğimizde bize tabelayı gösteriyorsa, tabelada 5-1 önde olan bir takımın eski oyuncusu şu anda hakemlik yaparken iki de bir top önünden geçerken dayanamayıp topa dalıp hatta arada sırada penaltı düdüğünü gereksiz yere çalıp kendisi de penaltı atışı yapıyorsa biz bunu ifade ettiğimizde skoru bize göstererek sorumluluktan kurtulamaz."