MAYIN TARLASINDA
kritik anlar
31 Mart 2017 Cuma 09:13
"Fırat Kalkanı’nda askerler mayınlarla, tuzaklarla, bombalı araçlarla, canlı bombalarla, roketlerle karşılaşacaklardı. Ölüm tarlalarına gireceklerdi... Buna hazırlıklıydılar. Mayınlı sahalarda geçit açmaya yarayan roketi mayın tarlasına fırlattılar. Ama patlamadı... Roketi orada öylece bırakamazlardı. İmha edilmeliydi. Yeniden atış için zaman yoktu. Üç kahraman asker birden mayın tarlasına daldılar. "
Mehmetçiğin, terör bataklığını kurutmak için girdiği ve 71 şehit verdiği Suriye çöllerindeki kahramanlık destanını Abdullah Ağar, Hürriyet okurları için kaleme aldı.
Fırat Kalkanı, Özel Kuvvetler’den bir yarbayın, patlayıcı imha keşif timinden (Pimkici) bir başçavuşun ve onun uzmanının, IŞİD’in el yapımı patlayıcılarla (EYP) beslediği bir mayın tarlasına girmesiyle başladı.
Şamil Yarbay, 21-22-23 Ağustos günlerini hummalı bir hazırlıkla geçirmişti. O, bu harekâtı başlatacak öncü birliklerinin komutanıydı. Şamil Yarbay Şah-Fırat operasyonunda tank ve zırhlı muharebe araçlarla (ZMA) yaşadığı sıkıntıları unutmamıştı. Sırf bu nedenle Fırat Kalkanı’na katılacak bütün zırhlı unsurların muharip imkân ve kabiliyetleri istediği seviyeye çıkartmak için üç gün üç gece boyunca uyumadan, dinlenmeden uğraşıp durdu. Yanında da artık alaylı diye tarif edilen iki uzman çavuş vardı. Hasan ve Feyzullah uzmanlar. Son teknik bakımlar, ikmaller, silah atışları, sıfırlamalar, ayarlar, günler geceler boyu sürdü.
ÖLÜMÜNE HAZIRLIK
Onlar ölümüne bir hazırlık yapıyorlardı. Ölüm makineleriyle ölüm tarlalarına dalacaklardı. Mayınlarla, bubilerle, tuzaklarla, bombalı araçlarla, canlı bombalarla, güdümlü tanksavar roketleriyle karşılaşacaklardı.
Mayınlı sahalarda 8 metrelik geçit açma sistemi kabiliyeti olan Tamkar’ın 400 kiloluk C4 patlayıcı düzeneği taşıyan roketini mayın tarlasının içine fırlattılar. Patlamadı iyi mi! Roketi orada öylece bırakamazlardı. İmha edilmeliydi.
Tamkar’ın yeniden atışa hazır olması için uzunca bir süreye ihtiyaç vardı. Onlarınsa o kadar zamanı yoktu.
Bütün malzemelerini sırtlandıkları gibi, üçü birden mayın tarlasına daldılar. Fırat Kalkanı’nda işte sınırı, ilk böyle geçtiler.
Ziya Başçavuş, bütün yaşına ve yüküne rağmen ve aslında “arkadan gelenler şehit olmasın, ülkenin onuru için” dağlarda, dağların arasındaki yollarda, meskun mahallerde biriktirdiği tecrübeyi kullanarak mayın tarlasında yürüyüp gidiyordu.
SUAT UZMAN, VAR MISIN?
İlk IŞİD mevziisini bu anlarda gördüler. Kısa bir çatışma oldu. Hiç durmadılar. Patlayıcı düzeneğinin yanına ulaşıp, bir başka patlayıcıyı yerleştirdiler ve emniyetli bir mesafeye geçip büyük bir gürültüyle patlattılar. Üstlerine toz toprak yağdı.
Geride bıraktıkları ayak izlerine basa basa döndüler. Bütün bunları da 15-20 dakika gibi bir süreye sığdırdılar.
“Suat Uzman!”
“Emredin komutanım.”
“Var mısın?”
Suat anladı hemen. “Olmam mı komutanım.”
Suat Uzman, öncü kolunun içindeki zırhlı dozerin operatörüydü. Bu zırhlı dozer, meskun mahal çatışmaları sırasında, kıta usulü geliştirilmişti.
“Bir buçuk saat bekleyemeyiz. Suat! Ben göstereceğim, sen kürüyeceksin.”
Suat Uzman dozerin üstüne tırmanmaya başlamıştı. Gaz pedalına basmadan önce göğsünde taşıdığı eşinin ve kızının fotoğrafını çıkardı, öptü, özenle yerine koydu. Aklında DEAŞ yüzünden ölen çocuklar, kadınlar, masumlar vardı. Bir de Aylan bebek! Unutmamıştı. O bebeği bir fotoğraf karesinde gördüğü an kalbi ağrımıştı. DEAŞ’ın masum insanlara çektirdiği zulüm son bulmalıydı. Gaza yüklendi.
YOLU BÖYLE AÇTILAR
Suriye sınırını oluşturan demiryolunun üzerinden geçtiler. Suat Uzman içeride, Şamil Yarbay dozerin üstünde kazıya kazıya ilerlediler.
İşte içinde zırhlı, mekanize, ÖSO savaşçısı ve Özel Kuvvetçi olan koskoca bir öncü kolun geçeceği şeridi mayın tarlasında böyle açtılar. Ya patlayacaklardı ya da yolu açacaklardı. Açmak zorundaydılar. Başarmışlardı. Geldikleri yoldan geri döndüler.
“Suat arkama geç aslanım.”
Bağırdı Şamil Yarbay; “At binnn!”
Onlar orada bir Özel Kuvvet taburu, 300 ÖSO savaşçısı, 9 tank, 5 ZMA, 1 ekskavatör ve 1 kıta mamulü zırhlı dozerdi.
Ve artık başlıyorlardı.
ÖNCE GAZİ OLDU 2 AY SONRA ŞEHİT
ŞAMİL Yarbay anlatıyor:
“29 sabahı Yusufbayk’tan çıktık. Ez-Zahiriyah’ta temas olmadı. Bundan sonrası dümdüz bir alandı.
Tanklarla çepeçevre emniyete aldık ve keşif yapmaya başladık.
Es Subiniyah köyünü görebiliyordum. Yusufbayk’ın doğusu ve güneyi YPG-PKK, batısı ve batının altı DEAŞ’tı.
DEAŞ’ın ilk ZSU 23-2’leriyle burada tanıştık. Bu savaşın bir ZSU ve dört çeker pick-up savaşı olduğunu görecektik. DEAŞ, PKK, ÖSO... Hepsi aynı araç ve silahı kullanıyordu.
Gittiğimiz hemen her bölgede köylülerden bilgi alıyor, bu bilgileri kullanıyorduk. Ancak burası için özel bir durum vardı. Buradan hiç haber alamamıştık. Sonradan öğrendik ki DEAŞ köylülerin bütün cep telefonlarını toplamış. Keşfin ardından DEAŞ teröristlerini çembere alıyorduk.
KIVANÇ’A SARILDI
İlk haber burada geldi. Kıvanç Astsubayımız yaralanmış, gazi olmuştu. İki ay sonra şehit düşecek, hem gaziliğin hem de şehitliğin şerefini taşıyacaktı. Merminin bir parçası sol elmacık kemiğinin altından girmiş sol kulağının arkasına kadar yürümüş, oraya saplanıp kalmıştı. Bu, Kıvanç’ı durdurabilecek bir yara değildi.
Kıvanç gazi olduğunda Tabur Komutanı Şamil Yarbay yanındaki bir diğer silah arkadaşına; “Ben hayatımda bir insanı, hiç bu kadar kıskanmadım. Nefsime yenilmeyim dedim, ama içim yandı” dedi.
Yanına gelince Kıvanç’a sarıldı, tatlı tatlı kızdı:
“Neden ayrılıyorsun yanımdan, neden bana haber vermeden gazi oluyorsun?”
Gülüştüler.
NAMLULARINDAN VURUYORDUK
PKK’lıları vuran tankçı Ömür Uzman’a hedefleri birer birer tarif ettim. Bu adamlar bu binalarda olmaz. Deliklerden, mazgallardan atarlar. Göremediğimiz ama olabilecekleri yerlere atmaya başladık. Mermilerin geliş açılarını hesaplayıp olası yerlere atış yapıyorduk. DEAŞ’ı namlularından vuruyorduk. İşte bu kadar ince, ölümüne bir savaş yapıyorduk. 2003 Irak işgalinden beri akıl, tecrübe, kurnazlık ve pratik biriktiren bir örgütle savaşıyorduk.
Bir keresinde tam namludan vurduğumuzu, parçalanan namlunun da DEAŞ’lıya saplandığını gördük. Bu savaş kısa namluların savaşı değildi. En aşağısı 12,7’lik uçaksavar olan ağır silahların savaşıydı. Ve DEAŞ’ın elinde bunlardan bolca vardı. Tankımız 120’lik mermiyi bir attı teröristler vuruldu. Tam bir koordinat atışı, nokta atışı gibiydi. ÖSO savaşçılarının hayret ve tekbir sesleri içinde ortalık ayağa kalktı.
Bu manzarayı gören ÖSO savaşçıları, galeyana gelip Hafirah köyüne taarruza geçtiler. 15-20 dakika sonra köy alınmıştı.
Buna da ben şaşırdım.
Burada kontrol noktaları oluşturduk ve gece tertiplenmesine geçtik. Geceleri DEAŞ’la mücadele çok daha kolaydı. Çünkü DEAŞ’ın gece görüş imkânı bizimkinin yanında çok zayıf kalıyordu. (29 Ağustos)
BİR VAROLUŞ HAMLESİ
AĞUSTOS 2016’da başlayan Fırat Kalkanı, sadece askeri bir harekât değildir. Her yönüyle millete ait bir varoluş hamlesidir.
Coğrafyanın dizayn edilmeye çalışıldığı, Türkiye’nin de bu dizayna dahil edildiği süreçte, Türk milletine özgü tam gayret atılımıdır.
Mehmetçik Fırat Kalkanı’nda sadece DEAŞ’ın ya da YPG-PKK’nın konvansiyonel güce ulaşmış teröristleriyle mücadele etmedi. Orada her türlü doğrusal-asimetrik-provokatif, tahrik ve tuzak boyutlu askeri-istihbari-siyasi ve demografik saldırıyla karşılaştı.
Türk milleti ‘iç ve dış saha’da sadece terör örgütleriyle değil, istihbarat servisleriyle, psikolojik savaşla ve çok eksenli paralel yapılanmaların ürettiği etkiyle mücadele etmek zorunda kaldı. Harekâtın etkinliği de etkisi de başarısı da muazzamdır.
Mehmetçik Bab önlerine dayandığında Bab’da sadece 80 DEAŞ’lı vardı. Ama Aralık 15’ten Ocak sonuna kadar sadece 1200 DEAŞ’lı imha edildi. Nereden geldi bunlar? Sadece bir seferde Bab’a 800 DEAŞ’lı girdi. Musul çuvalının Suriye ağzı açık bırakılarak, Rakka operasyonu durdurularak, Tedmur-Palmira’da 48 tank ve BTR (zırhlı araç), 450 güdümlü tanksavar füzesi, yüzlerce ağır, binlerce hafif silah, milyonlarca mühimmat DEAŞ’a terk edilerek, DEAŞ’a muazzam bir yol açıldı. Bununla da kalmadı. Bu süreçte DEAŞ, PKK-YPG’ye, rejim güçleri YPG-PKK’ya, YPG-PKK rejim güçlerine toprak bıraktı.
Mehmetçik ise bu zamanda sadece terör örgütleriyle uğraşmadı. Hava taarruzlarına, topçu havan güdümlü füze atışlarına, kimyasal saldırılara maruz kaldı. Azez’de, Cerablus’ta bombalar, canlı bombalar, bombalı araçlar patladı. Tüm bunlara rağmen Mehmetçik, 19 Şubat 2017 tarihine gelindiğinde, yani Fırat Kalkanı’nın 180. gününde ‘bilinen’ 2 bin 469’u ölü, 310’u yaralı olmak üzere 2 bin 786 DEAŞ’lı teröristi etkisiz hale getirmişti. Mart ayı başlarında Bab’ın tamamen DEAŞ’tan temizlenmesiyle bu rakamlar 3 bin 60’a ulaştı.
Bununla birlikte Musul, Başika, Gedu üs bölgesinde ortaya konulan etkiyle 700 civarında DEAŞ’lı terörist etkisiz hale getirildi.
Aynı dönemde Fırat Kalkanı bölgesinde 425’i ölü toplam 462 PYD/YPG/PKK mensubu terörist etkisiz hale getirildi.
Fırat Kalkanı sonunda Türk Ordusu, 243 yerleşim birimini DEAŞ ve PKK-YPG’den kurtardı, 2 bin 15 kilometrekareyi temizledi.
Kaba hesapla bir patlayıcının 10 kişiyi öldürdüğü, 30 kişiyi yaraladığı düşünülürse, karşı tahrip timlerimiz 45 bin kişinin ölmesine, 135 bin kişinin yaralanmasına neden olacak bir tuzak ve patlayıcı etkisini ortadan kaldırmış durumda.
- Yenidoğan Çetesi davası 5. günündeÇok sayıda siyasetçi duruşma salonunda yer aldı22 Kasım 2024 Cuma 10:36GÜNDEM
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz hakkında soruşturma'halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma' suçundan re'sen soruşturma başlatıldı22 Kasım 2024 Cuma 10:08GÜNDEM
- Bakan Memişoğlu'ndan 'yenidoğan' açıklaması“Bebeklerimizin ölümüne engel olan bir kişiye niye istifa istenir. Bunları yakalattığımız için mi?21 Kasım 2024 Perşembe 17:37GÜNDEM
- DEM Parti Erbakan'ı ziyaret ettiDEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan Yeniden Refah Partisini ziyaret etti.21 Kasım 2024 Perşembe 17:34GÜNDEM
- İkinci elde 'poliçe' kararı15 günlük geçerlilik süresi sona eriyor.21 Kasım 2024 Perşembe 17:11GÜNDEM
- Yenidoğan Çetesi üyeleri savunma yapıyor“Dolandırıcılık ile suçlanıyorum ama hiçbir menfaatim, kazancım yok”21 Kasım 2024 Perşembe 13:03GÜNDEM
- MSB: 34 terörist etkisiz hale getirildiMSB: "Son bir haftada Irak ve Suriye’nin kuzeyi dâhil 34 terörist etkisiz hale getirildi21 Kasım 2024 Perşembe 13:00GÜNDEM
- İstanbul Havalimanı’nda kaçak altın operasyonu16 kilo altına el konuldu21 Kasım 2024 Perşembe 12:41GÜNDEM
- TBMM'de gergin anlarTBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Bakan Yerlikaya ile CHP’li Başarır arasında gerginlik20 Kasım 2024 Çarşamba 12:20GÜNDEM
- Nasuh Mahruki tutuklandıNöbetçi hakimliğe sevk edilmişti20 Kasım 2024 Çarşamba 11:35GÜNDEM
- Devlet Bahçeli: Teğmen hararına saygı duyuyorumBahçeli'ye Teğmenler soruşturması soruldu...19 Kasım 2024 Salı 12:00GÜNDEM
- Yenidoğan Çetesi davası sürüyorYenidoğan Çetesi’nin yargılandığı davanın görülmesine devam ediliyor19 Kasım 2024 Salı 11:35GÜNDEM
- Sülüklerimizi bile çalıyorlar!İstanbul Havalimanı'nda kaçak tıbbi sülük operasyonu19 Kasım 2024 Salı 10:41GÜNDEM
- Zafer Partisi: Kaygı ve üzüntüyle takip ediyoruzZafer Partisi'nden "Teğmen" açıklaması19 Kasım 2024 Salı 10:32GÜNDEM
- Bursa dahil 66 ilde FETÖ operasyonu“Milli irademize darbe yapmaya yeltenen bu hain yapıyı, temizleyene kadar mücadele edeceğiz”19 Kasım 2024 Salı 09:52GÜNDEM
- Babüroğlu'ndan 'Teğmen' tepkisi!"Graham Fuller mi çok başarılı, Soros mu çok başarılı?"18 Kasım 2024 Pazartesi 19:04GÜNDEM
- Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi'nden Tekin'e sert tepki"Bakanın ifadelerinin bilinçli bir çarpıtma olduğunu düşünüyoruz, yok öyle değilse cehaletten başka bir şey kalmıyor geriye."18 Kasım 2024 Pazartesi 12:34GÜNDEM
- Yerel medyanın sorunlarını tartışılacak"Yerel Medyanın Sorunları ve Çözüm Önerileri" masaya yatırılacak18 Kasım 2024 Pazartesi 12:26GÜNDEM
- Okul servisinde cinayet!Sevgilisini öldürüp kendi kafasına sıktı18 Kasım 2024 Pazartesi 12:22GÜNDEM
- Sürücü belgesi yenileme süresi uzatıldı"Eski tip sürücü belgelerinin yenilenmesi için belirlenen süre 31 Temmuz 2025 tarihine kadar uzatıldı"18 Kasım 2024 Pazartesi 11:02GÜNDEM
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2015 Bursa Bakış
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.