KÜLTÜRÜMÜZLE BİZ OLMAK...
Bir toplumun varlığını sürdürebilmesi için kültürünü koruması gerektiği her zaman dile getirilir.
Özellikle çoğunluk içinde azınlık olan bir toplumun, hem kendi içinde hem de çoğunlukla birlikte sağlıklı bir diyalog kurabilmesi ve aynı zamanda gelişmeye açık olabilmesi, içinden geldiği toplumun ana karakterine sahip çıkmasıyla doğrudan ilgilidir.
Kendi kültürünü iyi anlayamamış bir toplumun hele de azınlık olarak çoğunlukla sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevreyi paylaşması riskleri de beraberinde getirecektir. Bu da, git-geller arasında ciddi huzursuzluğa sebep olacaktır.
Burada en önemli mesele, çoğunlukla azınlık arasında kurulacak iletişim ve diyalogun kalitesiyle, birbirlerinin toplumsal değerlerine gösterdikleri saygıdır.
Bu saygı temelli birliktelik kurulmaya çalışılırken, kendi değerleri ve zenginlikleriyle barışık ve kendine güvenen bir toplumun, farklı kültür, sosyal ortam ve zenginliklerle iletişime geçmesinde problem yaşanmayacaktır. Hatta bu yapılmalıdır.
Bu bağlamda özellikle Batı Trakya Türk Azınlığı ve genel olarak da Avrupada yaşayan müslümanların çoğunluk insanıyla -karşı taraftan önce- mesafeli duruşunu ne kadar değiştirdiğini gözden geçirmesi gerekiyor. Bu sadece toplumsal, ekonomik, bireysel ilişki-lerde değil, aynı zamanda politik sahada da çok daha cesaretli ve katılımcı olmak istendiğini göstermekle mümkün olabilir. En azından uzun dönemde karşı tarafa verilecek güvenle daha hızlı ve paylaşımcı bir sürece girilebilir. Kültür, dil ve milli değerlerimize sıkı sıkıya bağlı olduktan sonra, hangi ülke ve milletten insanla diyaloga girersek girelim, sosyal paylaşımlarda bulunmaktan endişe etmeye gerek olmadığını düşünüyoruz.
Bu sayımızda yer alan diğer çalışmalar da okunmayı hakedi-yorlar. Çocukların eğitim-öğretim hayatlarında başarılı olabilmelerinin iyi bir motivasyona bağlı olduğuna vurgu yapan Öğrenci motivasyonu başlıklı yazı, Rumelinde uzun bir süre kalan Osmanlıların, her dinden ve milletten insanla kurdukları sevgi temelli bir coğrafyanın dinamiklerini anlamaya yardımcı olan Balkanlarda Osmanlı Fütuhatı başlıklı çalışma, zamanın akışı içinde farkına bile varamadığımız değişimlerin son şeklini almadan önce, farkına varmaya çağıran Saniye kolu, yelkovan ve akrep başlıklı deneme bunlardan sadece birkaçı.
Yeni sayıda buluşabilmek dileğiyle, sevgiyle kalınız. İyi okumalar.
***
Yunanistanda yapılan 7 Mart 2004 milletvekili seçimlerinin, hem ülkemize hem de Batı Trakya Türk Azınlığına hayırlı olmasını dileriz.
***
Dergimizin Halkla İlişkiler ve Reklam sorumlusu Mehmet Sarın 25 Şubat 2004 tarihinde bir erkek çocukları dünyaya gelmiştir. Mehmet beyi ve eşi Sabiha hanımı tebrik eder, bebeğe sağlıklı, başarılı ve güzel bir ömür dileriz.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2015 Bursa Bakış
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.