Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Mustafa Kamalak, Şırnak'ta bölücü terör örgütü ile girilen çatışmada yaralanan uzman çavuş Sercan Sezer'i baba ocağında ziyaret etti. Kamalak, seçim süreciyle ilgili olarak endişelerini paylaştıklarını ve sürecin büyük çatışmaların yaşanacağı endişeleri taşıdıklarını söyledi.

Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, beraberinde partinin genel başkan yardımcısı Tacettin Çetinkaya, İl başkanı Sadık Kar ve İlçe Başkanı Gökhan Göktaş ile birlikte gazinin Erdemir Caddesi Jet yol ayrımındaki evine geldi. Baba Hasan Sezer ile tokalaşan Kamalak, elini öpen gazi Uzman Çavuş Sercan Sezer'e de geçmiş olsun dileklerini iletti. SP Genel Başkanı, "Gazimizi ziyaret için geldik buraya. Allah acil şifalar versin. Allah şehitlerimize de rahmet eylesin. Şehitlerimizin yakınlarına sabır ihsan eylesin. Rabbim, gazimizi ocağına bağışlamıştır. Allah hayırlısıyla uzun ömürler ihsan eylesin. Kendilerine şükran borçluyuz. Gerekli tedbirlerin alınması ve geciktirilmeden gerekli mükafatın sunulması gerekir." dedi.

“BU GİDİŞİN SONU HAYRA ALAMET DEĞİL”

Çözüm süreci ile ilgili olarak istihbaratları olmamasına rağmen sıkıntılı günlerin dönemin başbakanı ve şimdiki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a anlattıklarını kaydeden Kamalak, "Ülkemiz çok kritik bir süreçten geçiyor. Rabbim aziz milletimizin yardımcısı olsun. Biz bu sıkıntılı günlerin geleceğini Cumhurbaşkanımıza, başbakanlığı döneminde bizzat söylemiştik. Elimizde istihbaratımız yoktu, ama bir takım kavramlar vardır. Basiret, feraset, hidayet ve vizyon. Onları bir arada değerlendirdiğimizde söylemeye dilimiz varmıyor ama bu gidişin sonu hayra alamet değildir. Netice de çözüm süreci ya bizi bölünmeye götürecek ya da daha büyük çatışmalara sebep olacak diye endişeler taşıyorduk. Bunu Sayın Cumhurbaşkanımızla başbakanlığı döneminde paylaşmıştık. Keşke biz yanılmış olsaydık." diye konuştu.

Kamalak, Cizre’de 8 gündür devam eden sokağa çıkma yasağından dolayı insanların cuma namazına dahi gidememesi ve bölgedeki durumu nasıl değerlendiriyorsunuz ? sorusuna da "Sanırım bu gün sokağa çıkma yasağının sekizinci günü, sıkıntılı bir durum. Niye bu duruma düştük? Asıl sorgulanması gereken durum budur. 1915 yılında Çanakkale’de Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla Çerkeziyle bir bütün olarak dedelerimiz vücutlarını birbirlerine siper etmişlerdir. Şu an o dedelerin torunları yazık ki acımasızca birbirlerine kurşun sıkıyor. Tuzak kuruyor. Asıl sorgulanması gereken budur. Neden bu duruma düştük. Bu da tabii ki sadece bugüne mahsus olmayan yanlış politikaların sonucudur." diye konuştu.

“EN BÜYÜK SORUN EĞİTİMDE”

Türkiye'de en büyük yanlışlığın eğitim politikasında yapıldığını dile getiren SP Genel Başkanı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Çeşitli ortamlarda hem Milli Eğitim Bakanı’na, hem Başbakan’a hem de Cumhurbaşkanı’na seslendim. Bu eğitim düzeni ancak milli piyango kadar millidir. Milli Piyango özü itibariyla bir kurum müessesedir. O dönemin bilim adamları şiddetle karşı çıkmıştır. Bir kumar müessesesinin başına bu sıfat getirilemez diye. Şimdi bir şeyin başına milli sıfatı getirmekle o milli olmuyor. Bu bozuk eğitim düzeninin mutlaka değiştirilmesi, düzeltilmesi lazım. Bu terörist diye isimlendirdiğimiz bu gençlerin, belki dışarıdan gelenler de vardır ama tamamına yakını bu ülkenin çocuğu. Mesela en basitinden Apo. Dışarıdan ithal edilmedi. Gökten de inmedi. Aziz milletimizin kıt imanlarıyla yaptırdığı okullarda okudu. Maaşını milletimizin vergisinden ödenen öğretmenlerimiz tarafından okutuldu. Okuduğu kitaplar aynı paralarla basıldı. Burada bir yanlışlık var. Bunları düzeltmemiz lazım. Cuma namazı önemli tabii, ama asıl bu hazin tablo önemli"

SEÇİMLERDE İTTİFAK OLACAK MI ?

Kamalak, bir gazetecinin "7 Haziran seçimlerine BBP ile ittifak yaparak girdiniz. 1 Kasım' seçimlerinde bu ittifak sürecek mi ?" sorusuna şöyle cevap verdi. “Şu an için hiçbir ittifak yok. Görüşmeler, teklifler bunlar var ama ortada ciddi bir ittifak yok. Yarınların ne getireceğini ancak Cenab-ı Allah bilir. Biz şunu diyoruz, ‘başkasının himmetine bağlıysa zaferden ümidi kes’. Bugünlerin yarını vardır. Büyük davalar büyük çabayı gerektirir. Siyaset uzun soluklu bir maratondur. Nefesi yeten hedefe uzlaşabilir.