Yargıtay 7. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Hicri Tuna, Yargıtay’da bireysel iş hukuku ile ilgilenen 3 dairenin yıllık yaklaşık 95 bin civarında dosyaya baktığını belirterek, “Bu iş yükü ile bunun çözülme şansı yok.” dedi.

Bursa İş Mahkemelerinde görülen tüm davaların temyiz inceleme yeri olan Yargıtay 7. Hukuk Dairesi üyeleri, tetkik hakimleri ile çeşitli üniversitelerden akademisyenler, Bursa Barosu ev sahipliğinde Akademik Odalar Birliği salonunda İş Hukuku Sempozyumuna katıldı. Toplantı öncesi gazetecilerin sorularını cevaplayan Yargıtay 7. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Hicri Tuna, Türkiye’de çalışma hayatının çeşitlenmesi, işçi-işveren ilişkilerinin çoğalmasının beraberinde iş uyuşmazlıklarını da getirdiğini söyledi.

“SENEDE YAKLAŞIK 95 BİN DOSYA GELİYOR”

Yargıtay’da bireysel iş hukuku ile ilgilenen şuanda 3 tane daire bulunduğunu hatırlatan Tuna, iş yükü ile ilgili şu bilgileri verdi: “Bu üç tane daireye senede gelen dosya sayısı yaklaşık 95 bin civarında. Bu üç dairenin kadrosu, üyesi, personeli büyük bir özveri ile bu davaları bir an önce bitirme gayreti içinde ama yeterli olabildiğimizi söylemek kolay değil. Ama bu ülkemizin sosyal ve ekonomik sorunlarından kaynaklanan iş artışıdır. Tabi bazı şeyler zaman içinde daha iyi oturacak, öyle umuyoruz. Mümkün olduğu kadar biz hızlı ve etkin bir şekilde çalışıp işlerimizi hak edenin lehine sonuçlandırma çabası içindeyiz.”

“7. DAİREYE BU HAFTA İTİBARİYLE GELEN DOSYA SAYISI 38 BİN”

Dosyaları bir an önce sonuçlandırmaya çalıştıklarının altını çizen Tuna, şöyle devam etti: “Bekleyen dosya sayımız çok. Gelen dosyayı karşılama imkanımız çok kısıtlı. Şuan benim hasbel kader başkanlığını yürüttüğüm daireye gelen dosya sayısı bu hafta itibariye 38 bin, bu yıl içinde. Şimdi bunu karşılamak için arkadaşlarımız gerçekten üstün çaba içinde çalışıyorlar. Hiç kimse bunu dışarıdan bunu fark etme şansına sahip değil, gelip izlemeleri lazım. Bunu bir mazeret ya da işlerin aksamasına gerekçe olarak söylemek istemiyorum. Ama bu iş yükü ile bunun çözülme şansı yok. O yüzden sosyal tarafların yani işçi ve işverenin uyuşmazlık çıkmadan anlaşma yoluna gitmeleri lazım. Ama bu da yine toplumun en büyük y aralarından biri, biz uzlaşmayı bilen bir toplum değiliz. Herkes kendine göre haklı ve haklı olduğunu düşündükçe davalar bitmez.”

Şu aşamada Yargıtay’ın fiziki yapısının yeni daireler açılmasına elverişli olmadığını ifade eden Tuna, “Ancak kanun koyucu veya meclis, hükümet, siyaset, otorite buna gerek görürse tabi ki açılabilir, buna çözüm bulunur. Ama yakın bir gelecekte pek sanmıyorum.” diye konuştu.

“ARABULUCULUK SİSTEMİ EMEKLEME AŞAMASINDA”

Arabuluculuk Sisteminin iş mahkemelerinin yükünü azaltmaktan uzak olduğunu, henüz emekleme aşamasında bulunduğunu vurgulayan Tuna, şunları kaydetti: “Ben her türlü alternatifi çözüm yolunun küçük de olsa bir katkı vermesini yarar olarak görürüm. Umarım bu daha da gelişir. Batı’da olduğu gibi iş mahkemeye kalmadan çözülür. Bu çok keyifli bir olay. Bizlere de gerek kalmaz o zaman. Bu hepimizin arzu ettiği bir çözüm yolu ama daha emekleme aşamasında.”

“AYNI YERDE ÇALIŞAN İŞÇİLERİN ÜCRET FARLILIKLARI İŞ BARIŞINI BOZUYOR”

Ardından sempozyumda konuşan Ömer Hicri Tuna, İş Hukuku’nda en büyük kanayan yaranın alt işverenlik uygulaması olduğunu dile getirdi. Tuna, şunları ifade etti: “Uygulayıcı olarak bizim gördüğümüz şu, Türkiye’de hizmet alımı ile işçilik temini arasındaki farkı bir türlü ortaya koyamadık. Bunun birçok sosyal problemlere yol açtığını bireysel olarak izliyorum. Aynı işi yapan aynı yerde çalışan işçiler arasındaki ücret ya da sosyal haklardaki farklılıklar iş barışını ve çalışma düzenini çok bozuyor. Bütün bunların düzeltilmesi tek başına yargı mensuplarının yapabileceği bir iş değil. Tabi ki bunun ekonomik, sosyal ve siyasi nedenleri var. Ama bizim yargı mensupları olarak yapabileceğimiz, haklı olanın hakkını teslim etmeye çalışmak.”

Bursa Baro Başkanı Ekrem Demiröz ise Bursa’da görülen iş davalarının gittiği 7. Hukuk Dairesinin karar verici hakimleri ile Bursa’daki karar vericilerin bir araya gelmesinin çok önemli olduğuna dikkat çekti. CİHAN