GÜLÜMSEYİN!

Ülkemizin siyasi tarihinin dönüm noktalarından biri olan 12 Eylül 1980 sonrası ortaya çıkan ideoloji yoksunu tablo, hız kesmeden 'zübük' karakterler yaratmaya devam ediyor.

Yaşanan kırılma öylesine derin ki, geride kalan 30 yılda ilke, ideoloji, onur kavramlarının içi hızla boşalırken 'madde hırsı' her şeyin üstüne çıkabilmeyi başardı.

Maalesef yaşanan bu dejenarasyon siyasal kanatların sadece bir tarafını etkilemedi. Günümüz siyasetinin ne denli bir bataklığa bulaştığını anlamak için bugünkü tabloya bakmak yeterli olacaktır sanıyorum.

İnkar edilemez bir gerçek var ki , günümüzdeki kırılma 80 döneminden çok daha şiddetli ve keskindir. Ülkemiz akıl eksenli politikaya yönelmediği müddetçe de önümüzdeki 30 yılın Türkiye'si siyasi anlamda çok daha sancılı bir dönemden geçecektir.

Bu süreçte siyaset meydanında bugüne kadar gördüğümüz şarlatanları arar hale bile gelebiliriz!

Çünkü güç ve madde karşısında benlik duygusunu bile yitiren tiplemeler artık bir şey ifade etmeyecek, yeni siyasi sahnede yer almak için daha fazla  'fedakarlık' etmeleri gerekecektir.

Çünkü amaç koltuk-para-itibar sevdasıdır ve bu uğurda her yol mubahtır!

İşte bu gerekçe, 20 yıl 'sosyal demokrat' belediye başkanlığı yapmış kişiye 2700 yıllık antik kent üzerinde kurulan AVM kurdelesi kestirebilir!

İşte bu gerekçe, hükumet aleyhine facebook paylaşımı yapan parti üyesi gözaltına alınırken,  eski bakanla siyasi hesaplar yapmak için masaya oturulmasını sağlayabilir!

İşte bu gerekçe, yüzlerin kızarmamasını, gözlerimizin içine bakarak koltuk-makam-para neredeyse ben oradayım gülümsemesini yaşatır!

 
Unutulmaması gereken siyasetle beraber toplumda da yaşanan yozlaşmanın faturasını yine halkın ödeyecek olmasıdır.
30 yıldır anlayamadığımız da budur.
Bu yüzden sırtımızdaki  yük azalmayacak aksine artarak devam edecektir!

Gözümüzün içine baka baka, hatta yüzlerimize gülümsenerek kandırılmamızın elbet bir bedeli olacaktır!