'GÖÇMEN AKINI, TÜRKİYE-AB İLİŞKİLERİNİN ÖNEMİNİ ORTAYA KOYMUŞTUR'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beşşar Esed’in, IŞİD’in elindeki petrolleri aldığını, YPG ve PYD’yi desteklediğini söyledi. Erdoğan, Avrupa’ya yönelik mülteci akınına da değinerek, ''Suriye ve Irak başta olmak üzere, sorunlu bölgelerden Avrupa'ya yönelen göçmen akını, Türkiye-Avrupa Birliği (AB) ilişkilerinin önemini bir kez daha ortaya koymuştur.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 7. Atlantik Konseyi Enerji ve Ekonomi Zirvesi Açılış Töreni’ne katıldı. Burada katılımcılara seslenen Erdoğan, Suriye krizi ve Türkiye’nin güneyindeki gelişmelerden bahsetti. Yaşanan sıkıntıların baş sorumlusu olarak Esed’i işaret eden Erdoğan, Esed’i IŞİD, YPG ve PYD ile işbirliği yapmakla suçladı. Erdoğan, bu konuda şu ifadeleri kullandı: “Bugün bölgedeki tüm terör örgütleri doğrudan veya dolaylı olarak Esed rejimine hizmet etmektedir. DAİŞ, Esed tarafından desteklenmektedir. Esed, şu anda DAİŞ’in petrolünü almakta ve paraya çevirmektedir. Bunu görememek için kör olmak lazımdır. Bu açıkça ortada. Bu bakımda DAİŞ’le PYD’nin, YPG’nin hiçbir farkı yoktur. PYD’yi Esed desteklemektedir. Ama Esed, daha düne kadar oradaki Kürtlere düşmandı.

Bizim de görüşmelerimizin iyi olduğu zamanlarda, Suriye’de yaşayan Kürtlere kimlik kartını vermiyordu, nüfus kağıdını vermiyordu. Biz diyorduk ki ‘ne yapıyorsun bunlar senin vatandaşın’, vermiyordu. Pasaport vermiyordu. Biz ise tam bunun aksine baskı yapıyorduk; ‘ver bunlar senin halkın vatandaşın’. Ama şimdi kuzu sarması oldular. Bu hale geldiler. DAİŞ ile mücadele adı altında PYD’ye destek veren bu iki örgütle de aynı nazarla bakmayan herkes bir şekilde terörizme müsamaha gösteriyor demektir. Hele DAİŞ üzerinden İslam’ı ve Müslümanları tahkir edenler kesinlikle büyük bir yanlışın içindedir. Esasen El-Kaide, Boko Haram gibi İslam’ı istismar eden tüm terör örgütleri ekseriyetle Müslümanları katletmekte, Müslümanlara zarar vermektedir. Bu örgütlerin hiçbirinin İslam’la en küçük bir ilişkisi yoktur, olamaz. Bu örgütlerin katlettiği her bir masumun kanı onların gerisindeki güçlerinde eline bulaşmaktadır. G20 zirvesinde nüfusu Müslümanlardan oluşan ülkeler olarak üzerinde mutabık kaldığımız tutumu tüm İslam dünyasına yayarak, bu tür fitne kaynaklarını kurutma yolunda önemli bir adım attığımıza inanıyorum.”

Irak ve Suriye’den Avrupa’ya göçmen akışına da değinen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Suriye ve Irak başta olmak üzere sorunlu bölgelerden Avrupa'ya yönelen göçmen akını Türkiye-Avrupa Birliği (AB) ilişkilerinin önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Şu gerçeği artık herkesin görmesi gerekiyor: Türkiye ile AB arasındaki etkin işbirliğinin Avrasya ve Ortadoğu’yu ilgilendiren çeşitli alanlarda derin tesirleri olacaktır. Türkiye ile olumlu ilişki kuran herkes gibi, AB'de bundan kazançlı çıkacaktır. Bu bakımdan ülkemizle AB arasında ilişkilerin güçlendirilmeye ihtiyacı vardır. Türkiye'nin gerek bölgesinde gerek küresel düzeyde bir aktör bir ortak olarak değeri ortadadır. Avrupa'nın bugün en çok ihtiyaç duyduğu ekonomik ve sosyal dinamizmi iyi olması halinde birliğe kazandırabilecek tek ülke Türkiyedir. Biz yakın coğrafyamızda yaşanan tüm sorunlara rağmen güçlü demokrasimiz ve istikrarlı ekonomimizle geleceğe umutla bakıyoruz”

Konuşmasında enerji konusuna da ele alan Erdoğan, yenilenebilir enerjiye önem verilmesi gerektiğini belirtti. Türkiye’de bu alanda önemli atılımlar olduğunu kaydede Erdoğan, “Tercümeyi arkadaşlar iyi yaparsa bir söz söyleyeceğim. Bizim aslında suyumuz çok fazla değil, buna rağmen sular akardı denizle buluşurdu. O zaman bizde bir söz üretilmişti: ‘Su akar, Türk bakar!’ şimdi bunu değiştirdik, ‘Su akar, Türk yapar!’ dedik. Buna dönüştürdük. Yoğun bir şekilde hemen hidroelektrik santrallere girdik. Bunlarla birlikte yatırımı yüklü, işletmesi ucuz bir anlayış, bunu değerlendirdik. Aynı şekilde RES’lere, yani rüzgar enerji santrallerine yüklendik. Şimdi güneş enerji santrallerine yükleniyoruz. Doğalgaz filan güzel de bunu kendiniz üretmiyorsanız maliyeti yüksek. Bunlar yenilenebilir enerji olması hasebiyle de önem arz ediyor. Bütün bu alanlarda bunu çoğaltmak sureti ile çok daha farklı bir konuma gelmiş bulunuyoruz.” ifadelerini kullandı.