ERDOĞAN'DAN YUNANİSTAN'A SERT TEPKİ
Erdoğan: Yunanistan’ın göçmenlere karşı sergilediği tavır vahşet boyutuna varmıştır...

23 Aralık 2022 Cuma 14:05
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Yunanistan’ın göçmenlere karşı sergilediği tavır artık vahşet boyutuna varmıştır. Mülteci botlarının denizin ortasında batırılmasından göçmenlerin işkence edilerek ve soyularak geri itilmesine varan zulümlere her gün yenisi ekleniyor. Suriyeli, Iraklı, Afrikalı göçmenlere kapı duvar olan kurumlar, sıra PKK'lı ve FETÖ'cü teröristlere gelince olabildiğince hoşgörülü davranıyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı’nda düzenlenen İslam Dünyası Anayasa Yargını Konferansı Açılış Kongresi’ne katıldı. Burada bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim devlet geleneğimiz esasını 'insanı yaşattı ki devlet yaşasın' düsturu oluşturur. Devletin görevi hepsi eşit haklara sahip insanlara güvenlikten temel ihtiyaçların karşılanmasına her alanda birinci sınıf hizmet vermektir. Kamu eliyle vatandaşa sunulan hizmetin kalitesine kıstas ise devletin yöneten kadrolarının bilgisi, becerisi, vizyonu, dirayetidir. Devlet dediğimiz mekanizmanın varoluş gayesini yerine getirebilmesi, vizyoner yöneticiler vasıtasıyla tüm organlarının sağlıklı işleyişine bağlıdır. Hiç şüphesiz devlet de kendi içinde bir güçler dengesine sahiptir. Bu denge ne kadar sağlıklı kurulur ve işletilirse devlet mekanizması ve onu oluşturan kurumlar da etkili çalışır. Demokratik sistemin omurgasını oluşturan erkler arasında çekişme, çatışma veya yıkıcı rekabet yaşanması halinde ise bunun zararını toplum görmektedir” dedi.
“Adalet sadece mülkün temeli değildir, devlet mimarisini bir arada tutan kilit taşıdır”
Yasama, yürütme ve yargı arasındaki denge kadar bunların her birinin kendi içindeki uyumunun da önemli olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yasama organının içindeki uyumsuzluk hem yürütmeyi hem yargıyı etkiler. Yürütmenin krize girmesi topyekün sistemi tıkar. Yargının içindeki aksaklıklar da sistemin tamamında sorunlara yol açar. Türkiye yakın tarihinde bu tür krizlerin acısını bizzat çekmiş, ekonomiden demokrasiye farklı alanlarda bedelini ödemiştir. Kimi zaman vesayet kimi zaman darbe olarak karşımıza çıkan sıkıntıları aşarken kaybettiğimiz vakit ve enerji bizi demokratik ve ekonomik hedeflerimizin uzağında bırakmıştır. Bu tablo içinde yargının ayrı bir önemi vardır. Üstelik Türkiye bu konuda asla hatırlamak istemediğimiz gerçekten çok kötü örnekler de yaşamıştır. Adalet sadece mülkün temeli değildir. Aynı zamanda devlet mimarisini bir arada tutan kilit taşıdır. Devlet ancak ve ancak adalet üzerinde yükselir, gelişir, büyür. Adalet dağıtamayan, vatandaşına adalet ile hükmedemeyen bir devlet, tıpkı temeli çürümüş, yıkılmaya mahkum bir bina gigi yıkılır gider. Hukukun üstünlüğü ilkesi hususunda oluşacak en küçük ihmal ya da ihlal yargı ile beraber yasama ve yürütmeye olan güveni de zedeleyecek, bu da devletin işleyişinde telafisi zor zararlara yol açacaktır” diye konuştu.
“Yargının bağımsızlığıyla birlikte tarafsızlığını da anayasal güvenceye aldık”
Türkiye olarak geçmişte yaşanılan tecrübeler ışığında son 20 yılda bilhassa adalet hizmetlerinin kalitesini artıracak pek çok adım attıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sivil yargı-askeri yargı ayrımını ortadan kaldırarak yargıda birliği temin ve tesis ettik. Ulusal yargı projesi UYAP’ı hayata geçirerek teknolojik ve bilimsen gelişmeleri yargının hizmetine sunduk. Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı gibi pek çok reformu hayata geçirdik. Yargının bağımsızlığıyla birlikte tarafsızlığını da anayasal güvenceye aldık. Adalet hizmetleri ve insan hakları başlıkları altında yapılanlar ne kadar büyük olursa olsun hiçbir zaman yeterli değildir. Hayatın sürekli değiştiği, değişimin beraberinde yeni sorunlar ürettiği bir iklimde hukuk sisteminin bunun dışında kalması düşünülemez. Devletin bu hususlarda kendini sürekli yenilemesi, şayet varsa eksiklerini gidermesi, var oluş gayesini ifa bakımından son derece mühimdir. Ülkeyi yönetme sorumluluğu taşıyan siyasetçiler olarak biz de meseleye böyle bakıyor, mevduatımızı sürekli geliştiriyoruz. Özgürlük, güvenlik, bu dengeler üzerinde hak ve özgürlükleri ilgilendiren her meselede tavrımızı insan öncelikli olarak belirliyoruz. Bu süreçte önümüzü açan, bizlere ufuk kazandıran, hizmet standardını yükselten her eleştiriye, her fikre de kulak veriyoruz. Milletimizin hayrına olduğuna kanaat getirdiğimiz hiçbir konuda komplekse kapılmadık, kapılmayız. Artık 20 yılı geride bırakan iktidar yıllarımızın en önemli alameti farikası hak ve özgürlük odaklı reform iradesini asla kaybetmemiş olmasıdır. Bunca yıldır bize rehberlik eden reformcu ruhu hep diri tutmakta, sürekli güçlendirmekte kararlıyız" ifadelerini kullandı.
"Kendi sömürgeci geçmişleriyle yüzleşme erdemini gösteremeyenler, ağızlarını her açtıklarında bize insan haklarından, hukukun üstünlüğünden bahsediyorlar"
İslam İşbirliği Teşkilatı'na üye ülkelerin de hukuk, adalet, demokrasi ve özgürlükler alanında samimi bir gayretin içerisinde olduğunu bildiğini kaydeden Erdoğan, "Ziyaret ettiğimiz pek çok ülkede hayata geçirilen reformlara bizzat şahitlik ediyoruz. Hatta birçok başlıkta İslam dünyasındaki dost ve kardeş ülkelerin Batılı devletlerden çok daha iyi konumda olduğunu görüyoruz. İslam alemine ve Müslümanlara yönelik oryantalist yaklaşımlar bu hasbi gayretleri, atılan kritik adımları çoğu zaman perdelemektedir. İslam dünyası bilhassa hukuk ve adalet konusunda çoğu haksız, temelsiz ve insaf sınırlarını aşan eleştirilere maruz kalıyoruz. Sömürgeci döneme ait bir hastalık olan oryantalizm sadece akademide değil, uluslararası siyaset ve hukuk camiasında da mevcudiyetini koruyor. Kendi sömürgeci geçmişleriyle yüzleşme erdemini gösteremeyenler, ağızlarını her açtıklarında bize insan haklarından, hukukun üstünlüğünden bahsediyorlar. Dünyanın birçok ülkesinde eli kanlı terör örgütlerini desteklemekte hiçbir beis görmeyenler, bizlere insan hayatının kutsallığına dair nutuk çekiyor. Söz konusu kendi güvenlikleri olunca taş üstünde taş, gerektiğinde baş üstünde baş bırakmayanlar bizim hukuk ve adalet sistemimize laf söylüyor. Oysa hukuk ve insan hakları meselesinin devletler arası rekabetin aracı haline getirilmesi, yanlış olduğu kadar tehlikeli de bir yaklaşımdır. Doğrudan insanı, insan onurunu, milletlerin geleceğini etkileyen konularda çifte standart uygulamak, insan hakları mücadelesine zarar vermektedir. Uluslararası kuruluşların ve kimi Batılı devletlerin söylemleri ile eylemleri arasındaki uçurumun ceremesini ise mazlumlar, temel hak ve özgürlükleri hunharca gasp edilenler çekmektedir. Neredeyse 12. yılını tamamlamak üzere olan Suriye krizi bunun en acı örneği olarak karşımızda duruyor. Şimdiye kadar 1 milyonu aşkın Suriyelinin hayatına mal olan bu kriz karşısında maalesef insanlık iyi bir imtihan veremedi. Suriyeli mazlumların arşa yükselen feryatları, Türkiye'nin arasında bulunduğu bir avuç ülke ve kuruluş dışında kimsenin umurunda olmadı. Ne masum bedeni sahile vuran Aylan bebeğin dramı ne de bombalar altında can veren çocukların acısı vicdanları harekete geçirmeye yetmedi" diye konuştu.
"Batı komşumuz Yunanistan'ın göçmenlere karşı sergilediği tavır artık vahşet boyutuna varmıştır"
Batılı ülke ve kurumların Suriye’deki insanlık trajedisine ancak mülteciler kapılarına dayandığı zaman tepki gösterdiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Bu tepki de sorunun kaynağı olan krize çözüm bulmak yerine göçmenleri dikenli tel örgülerin ardına kapatmak şeklinde tezahür etmiştir. Sınırlarının dışındaki mazlumları görmezden gelenlerin konu kendi güvenlik ve refahları olunca faşizmin en ilkel reflekslerini sergilemelerini ibretle takip ediyoruz. Müslümanlara yönelik arizi bakış açısının ürünü kin ve nefret dalgalarının olumsuz etkisi hemen yanı başımızda devam ediyor. Batı komşumuz Yunanistan'ın göçmenlere karşı sergilediği tavır artık vahşet boyutuna varmıştır. Mülteci botlarının denizin ortasında batırılmasından göçmenlerin işkence edilerek ve soyularak geri itilmesine varan zulümlere her gün bir yenisi ekleniyor. Üstelik Yunanistan'ın bu şımarıklığına ve zalimliğine Batı ülkeleri kayda değer bir tepki de göstermiyor. Sınır hattında ve Nazi kamplarını andıran mülteci barınaklarından yansıyan utanç verici görüntüler karşısında sürdürülen aymazlık hepimizi derinden üzüyor. Benzer bir tavra terörizmle mücadele konusunda da şahit oluyoruz. Suriyeli, Iraklı, Afrikalı göçmenlere kapı duvar olan kurumlar, sıra PKK'lı ve FETÖ'cü teröristlere gelince olabildiğince hoşgörülü davranıyor. 15 Temmuz gecesi 250 vatandaşımızı şehit eden darbeciler, bugün birçok Avrupa ülkesinde ellerini kollarını sallayarak özgürce gezebiliyor. Bölücü terör örgütü her yıl bu ülkelerde topladığı milyonlarca euroyla Suriye, Irak ve Türkiye'ye yönelik saldırılarını finanse ediyor. Hatta kendi bütçesine doğrudan terör örgütüne yardım faslı koyan ülkeler olduğunu da biliyoruz. Tanımı, sınırı, çerçevesi belli olmayan bir siyasi sığınmacı kavramının arkasına saklanılarak teröristler korunmakta, kollanmakta, darbe suçuna karışmış kişiler adaletten kaçırılmaktadır. Adları suç dosyaları, cürümleri ayyuka çıkan birçok darbeci firari ile ilgili ilettiğimiz tüm taleplere rağmen Batılı ülkeler hiçbir hukuki adım atmadılar. Verdiğimiz klasörler, bütün bu klasör dolusu belgeler ortada ama barındıkları ülkede FETÖ elebaşı malikanesinin kapısını çalan olmadı. Türkiye’nin 250 evladını şehit verdiği darbe sonrası hukuki adımları eleştirenlerin bugün darbe söylentileri karşısında aldığı sert tedbirleri hepimiz görüyoruz. Daha düne kadar darbe ile mücadelede bize hukukun sınırlarını zorlayanlar, mesele kendi demokrasileri olunca neredeyse hukuku rafa kaldırma aşamasına geldiler. Ülkemizi hedef alan terör ve darbe suçlarına karşı sergilenen bu tavrın arka planındaki zihin yapısının farkındayız. Biz kimin ne söylediğine bakmadan mücadelemizi hukuk içinde ve meşrutiyet temelinde kararlılıkla yürütüyoruz. Türkiye’yi güvenlikle birlikte özgürlükte ve adalette de dünyada ilk sıralara çıkarana kadar çabalarımıza devam edeceğiz. Ancak insan onuru yerine sadece kendi refah ve menfaat düzenlerini gözetenlerin bu çarpık sistemlerini ilanihaye sürdürme şansı yoktur. Er ya da geç bu adaletsiz sistem çatırdayacak, inşallah yerini tüm insanlığın saadetine hizmet eden kuşatıcı bir nizama bırakacaktır. Bizlere düşen görev insan ve kardeşlerimiz için halkımızın huzuru ve esenliği için tek yürek, tek bilek olarak omuz omuza çalışmayı sürdürmektir. İslam dünyası olarak yarınlarımızın çok daha aydınlık olacağına inanıyorum."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Türkiye nüfusunun yüzde 25'i çocukTürkiye nüfusunun yüzde 25,5'ini çocuk nüfus oluşturdu18 Nisan 2025 Cuma 11:26GÜNDEM
8 milyon TL değerinde sahte bebek maması ele geçirildiOperasyon sonucunda 1 şüpheli şahıs gözaltına alındı18 Nisan 2025 Cuma 11:22GÜNDEM
Hastaneden Sırrı Süreyya Önder'le ilgili açıklamaHastaneden Sırrı Süreyya Önder'in sağlık durumuyla ilgili açıklama18 Nisan 2025 Cuma 11:00GÜNDEM
Kemalpaşa Belediyesi'ne operasyonKemalpaşa Belediyesine yönelik "usulsüzlük operasyonu"... Şüpheliler adliyeye sevk edildi18 Nisan 2025 Cuma 09:14GÜNDEM
"Netice alana kadar aynı iradeyi muhafaza edeceğiz"Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Netice alana kadar aynı iradeyi muhafaza edeceğiz"17 Nisan 2025 Perşembe 18:48GÜNDEM
Rasim Ozan Kütahyalı adli kontrol şartıyla serbestRasim Ozan Kütahyalı, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı17 Nisan 2025 Perşembe 16:02GÜNDEM
AFAD duyurdu... Malatya'da depremMalatya'da 13:53'te 3.6 büyüklüğünde deprem meydana geldi.17 Nisan 2025 Perşembe 13:54GÜNDEM
Adalet Bakanı Tunç ile İmralı Heyeti görüşmesi ertelendiAdalet Bakanı Tunç ile İmralı Heyeti’nin yapacağı görüşme ertelendi17 Nisan 2025 Perşembe 11:03GÜNDEM
Musilaj kabusu sürüyor...Uzmanlar takipte...Prof. Dr. Yeşim Büyükateş: Müsilajın yaz döneminde biraz daha kontrol altında olacağını düşünüyoruz17 Nisan 2025 Perşembe 10:06GÜNDEM
İnsan sağlığıyla oynamak bu kadar ucuz mu?Böcekli tatlıcıya 105 bin lira ceza...17 Nisan 2025 Perşembe 09:53GÜNDEM
25 bin öğretmen atanacak! Takvim belli oldu21 Nisan-5 Mayıs tarihlerinde, KPSS'ye giren adayların başvuru alınacak. 7 Mayıs tarihinde ise, mülakata girmeye hak kazananlar ilan edilecek.16 Nisan 2025 Çarşamba 18:14GÜNDEM
Zafer Partisi Adalet Bakanlığı önünde eylem yaptıAdalet Bakanlığı önünde basın açıklaması: Ümit Özdağ'a Özgürlük!16 Nisan 2025 Çarşamba 14:16GÜNDEM
30 yıldan fazla burnunda küpe ile yaşadıProf. Dr. Fadlullah Aksoy: "Bu Durum En az 20-30 Yıl Öncesine Ait"16 Nisan 2025 Çarşamba 10:20GÜNDEM
Sırrı Süreyya Önder'in hayati tehlikesi sürüyorSon Dakika: Sırrı Süreyya Önder'in sağlık durumuyla ilgili hastaneden açıklama.16 Nisan 2025 Çarşamba 08:21GÜNDEM
"Aileler uyanık olmalı!""13-15 yaşındaki çocuklar bu ürünleri kullanıyor. İçinde ne olduğunu bilmeden bağımlılık yapıcı maddeleri soluyorlar"16 Nisan 2025 Çarşamba 07:59GÜNDEM
DEM Partili Sırrı Süreyya Önder kalp krizi geçirdiDEM Parti İmralı heyeti üyesi ve Meclis Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder, kalp krizi geçirdi.Önder’in İstanbul’daki evinde kalp krizi geçirdiği, Florence Nightingale Hastanesi’nde tedavi altına alındığı öğrenildi.16 Nisan 2025 Çarşamba 01:19GÜNDEM
Ümit Özdağ 142 gün sonra hakim karşısına çıkacak!Ümit Özdağ'ın ilk duruşması 11 Haziran'da15 Nisan 2025 Salı 12:06GÜNDEM
Bungalovdaki gizli kamera skandalı! Valilikten açıklamaBungalovdaki gizli kamera skandalına ilişkin Sakarya Valiliği’nden açıklama15 Nisan 2025 Salı 11:49GÜNDEM
İstanbul Özel Halk Otobüsleri kontak kapatacakİstanbul Özel Halk Otobüsleri Esnaf Odası: "İstanbul genelinde hizmetleri durduracağız"15 Nisan 2025 Salı 11:39GÜNDEM
Zirai don felaketi bal üretimini de vuracakZirai don ağzımızın tadını kaçıracak; bal üretimi düşecek15 Nisan 2025 Salı 09:55GÜNDEM
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2015 Bursa Bakış