DEMİRTAŞ'TAN DİGİTÜRK YORUMU: YALANLARINI SAKLAMAYA ÇALIŞIYORLAR

İSTANBUL (CİHAN)- Halkların Demokratik Partisi Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Digitürk'ün yedi muhalif kanalı yayından kaldırmasına ilişkin “Bugün 7 kanalın bir yayın portalı tarafından hukuksuz bir şekilde çıkarılmış olması yayın bir gerçeği yani iktidarın yıpranmış olduğunu, yalanlarını toplumdan saklamanın bir yöntemi olarak kullanılıyor.” dedi.
Bugün TV'deki Özgür İfade programında gazeteciler Nazlı Ilıcak ve Hayko Bağdat'a konuk olan Demirtaş, basına yönelik baskıları eleştirdi. Digitürk'ün yedi muhalif kanalı yayından kaldırmasına değindi ve “Basın üzerindeki baskı iç açıcı değil. Bugün 7 kanalın bir yayın portalı tarafından hukuksuz bir şekilde çıkarılmış olması yayın bir gerçeği yani iktidarın yıpranmış olduğunu, yalanlarını toplumdan saklamanın bir yöntemi olarak kullanılıyor.” ifadelerini kullandı.
Diyarbakır ve Cizre'deki sivil kayıplara dikkat çeken Demirtaş, bu ölümlerin bölgenin dışından gelen özel bir ekip eli ile yapıldığını iddia etti. “Dışarıdan kim olduğunu bilmediğimiz kişiler geliyor. Genelde aynı marka, siyah camlı araçlar. Bunlar kimdir? Kime bağlıdır? Devletin bilgisi dışında gerçekleşmiyor. Ama valilerin, kaymakamların haberi yok. Geliyorlar, gidiyorlar. Bunların gittiği yerlere bakıyoruz ki siviller ölmüş.” ifadelerini kullandı.
Demirtaş'ın açıklamaları özetle şöyle:
İKTİDAR, KENDİSİNE ENGEL GÖRDÜĞÜ HERKESİ HEDEFİNE KOYDU
“Basın özgürlüğü ve diğer özgürlükler açısından çok ileri aşamaya gelmiş bir ülke değiliz. Basın özgürlüğü Türkiye'de her zaman tartışılan bir konu oldu. Çok daha ağır bedellerin ödendiği günlerde oldu. Gazeteci cinayetleri, gazete binalarının bombalanması, çok sayıda gazetecinin toplu tutuklanmaları. Bunların hepsi belli bir amaca hizmet için; iktidar, devlet ve hükümet? merkezli yönetilen baskı yöntemi oldu. Bu dönemde iktidar ulaşmak istedikleri amaçlar açısından engel olarak gördüğü herkesi, her kesimi, her kişiyi ve her kurumu hedefe koydu. Basın çok özgün bir alan. Doğrudan ifade özgürlüğü, kişilerin kendi düşüncelerini toplumla buluşturma aracı ve mekanizmasıdır. Dolayısıyla siz medyayı sınırlandırma veya kısıtlama getirdiğiniz zaman sadece o medya grubuna veya basın mensubuna bir kısıtlama veya bir saldırı gerçekleştirmiyorsunuz. Bütün toplum bu saldırının mağduru haline geliyor. Çünkü hak ve özgürlüklerin temel anası denilen ifade özgürlüğünü, ifadeyi yayma ve ulaştırma ağını engellemiş oluyorsunuz.
7 KANALIN ÇIKARILMASI, YALANLARI TOPLUMDAN SAKLAMA AMACI TAŞIYOR
Hiçbir zaman merkez medya tarafından toleranslı yaklaşılan bir parti olmadık. Her zaman belli bir marj ve ambargo ile karşı karşıya kaldık. 7 Haziran öncesi ben partinin eş başkanı olarak sadece 4 televizyon programına çıkabildim. 7 Haziran seçimleri öncesi partimiz 276
yerde fiili saldırıya uğradı. Mitinglerimiz bombalandı, parti binalarımız bombalandı ve biz bu tür baskı altında seçime girdik. Hiçbir medya grubu bizi allayıp pullayıp da özel bir tolerans göstermedi. Bütün toplum bir karartma ile karşı karşıya. Yandaş bir medya grubun var. İstediklerini çalıp istediklerini söyleyebiliyorlar. Hakaretler gırla, yalanlar ve iftiralar gırla gidiyor o kanallarda. Buna karşı cevap verme hakkınız bile kullandırılmıyor. Basın üzerindeki baskı iç açıcı değil. Bugün 7 kanalın bir yayın portalı tarafından hukuksuz bir şekilde çıkarılmış olması yaygın bir gerçeği, yani iktidarın yıpranmış olduğunu ve yalanlarını toplumdan saklamanın bir yöntemi olarak kullanılıyor. Özgüveni olan bir iktidar, hodri meydan der. Hatta kanalları engellemek, programları yasaklamak veya genel yayın yönetmenlerini medya patronlarını arayıp şunu bunu çıkarmayacaksın demek yerine hodri meydan demesi lazım. Kendine güvenen bir cumhurbaşkanı veya bir başbakan ‘Ben yanlış yapmadım kardeşim, buyurun bütün parti liderleri ile canlı yayına tartışalım.' diyebilmeli. Neyi kimden saklamaya çalışıyorsunuz? Neyi kimden korumaya çalışıyorsunuz? Hangi yalanı, hangi iftirayı atarak acaba bütün bu gerçekleri örtmeye çalışıyorsunuz?
DEVLETİN BİLGİSİ İLE BELİRSİZ KİŞİLER GELİP SİVİLLERİ ÖLDÜRÜYOR
Davutoğlu'nun sivil kayıp yok açıklamaları, doğruyu söylemiyorlar. Cizre'de bebekler defnedildi. Onlar da sivil değil miydi? Çocuklar var, 12 yaşındaki Cemile soğutucuda bekletildi. Böyle bir yalan olabilir mi? Dışarıdan kim olduğunu bilmediğimiz kişiler geliyor. Genelde aynı marka, siyah camlı araçlar. Bunlar kimdir? Kime bağlıdır? Devletin bilgisi dışında gerçekleşmiyor. Ama Valilerin, kaymakamların haberi yok. Geliyorlar, gidiyorlar. Bunların gittiği yerlere bakıyoruz ki siviller ölmüş.
Diyarbakır'da, akşamüstü karanlık çöktüğünde çöp toplayan bir çocuk, polis aracının geldiğini görünce kaçmaya çalışmış. Hareket eden herkese veya her şeye ateş ettikleri için 15 yaşındaki çocuğu vurup gitmişler. Bugün havuz medyasına bakıyorsunuz, "Demirtaş terörist cenazesine katıldı" diyorlar. Orada yaşayan milyonlarca insan gerçeği biliyor, batıda yaşayanlar bu dramı görmezse, bizim çıkıp Diyarbakır'da kardeşlikten söz etmemiz zorlaşır. Diyarbakır halkının da bir haysiyeti var. "Bunca duruşumuza rağmen ülkenin batısı bizi anlamıyorsa, bizim başka bir şey düşünmemiz lazım" der insanlar.
‘BEN ŞİDDET İSTİYORUM' DİYEN BİZE OY VERMESİN
Şiddetin panzehri demokrasidir. Biz demokrasiyi genişletelim. Şiddet şu ya da bu şekilde sona erecektir. Türkiye'de şiddet kullanan sadece PKK değil; şiddetin panzehri demokrasidir. Demokrasinin azaldığı yerde şiddet artıyor. Hükümetin tavrına bir bakın; PKK eylem yapıyor, HDP'yi lanetliyorlar. Hükümet olarak sizin yapmanız gereken şey HDP'nin 400 binasını yakmak değildir. Biz partimizi kapatıp gidelim, Türkiye sorunlarını nasıl çözecek? Kaç yüz bin evladımızı yitirmemiz lazım, demokrasiyle bu işi çözelim demek için. Bu noktaya gelmek için ne kadar kayıp gerekiyor. Ben şiddet istiyorum diyen bize oy vermesin, biz şiddet istemiyoruz, barış içerisinde çözüm istiyoruz diyenler bize oy versinler. 6 milyon oy alan bir partiye herkesin saygı duymasını beklerdik. Kendinizi savunun dedik insanlara, meşru müdafaa hakkınızı kullanın diyebildim bir tek; 400 iş yerimiz yakıldı, tek soruşturma var, benim hakkımda.
Önce bir ateşkes! 2,5 yıl ateşkes uygulanmadı mı? Bilemiyorum ben o dönemde silahlanıp silahlanmadıklarını, devlet öyle diyor. Tankla tüfekle üstlerine mi gideceksiniz, silahlara ihtiyaç olmayan bir zemin mi sunmak daha mantıklı. Panzerin arkasına bağladığınız her Kürt genci, başka Kürt gençlerinin silahlanmasına sebep oluyor.
SİLAHLARIN SUSMASINI İSTİYORUZ, PKK'YA DA SİLAH BIRAKIN DİYORUZ
PKK'ya da silahları bırakın diyoruz, çözüm masasına dönmelisiniz diyoruz. Mevzu sadece PKK mı? Biz çağrılar yaptığımızda MHP'nin CHP'nin AKP'nin çağrılarından çok daha etkilidir. Bizim çağrılarımız eminim ki ciddiye alınıyor ve biz buradan sonuç alacağımıza inanıyoruz. ‘PKK, HDP'yi zora sokmak için silah kullandı.' deniyor, sonra da ‘PKK HDP'ye oy toplamak için silah kullandı.'. Hangisi doğru? Bunu hükümet? aynı cümle içerisinde kullanıyor. Biz amasız, ancaksız, silahların susmasını istiyoruz.
Ben şehit cenazesine gittim efendim, provokasyonun olmayacağını bildiğim her yere gittim. Olmaması için dua ettim beraber. Başbakan'a sorun, ömrü hayatında bir kere PKK'linin ölümünden acı duyuyorum diyebilmiş mi? Bir Ermeni'nin acısını paylaşabilmiş mi! Cemevinde cenaze olmasın diye gitmiyorlar. Acılar arasına ayrım koyuyorlar.
YASİN BÖRÜ İÇİN ÜZÜLMEYEN İNSAN DEĞİLDİR
Hükümet bunu siyasi rant aracı olarak kullanıyor, kolektif bir vicdan oluşmasına engel oluyorlar. Yasin Börü üzerinden beni, partimi vurmaya çalışıyorlar. Biz bu acıyı paylaşmaya çalışıyoruz, izin vermiyorlar, provokasyonu büyütmeye çalışıyorlar. Hala 6-8 Ekim olaylarında etkili bir soruşturma yürütmüyorlar. 44 HDP'li, 6 Hüda-PAR'lı katledildi. Diyoruz ki, bunları soruşturun. Arkasında ben varsam hesap vereyim. Bunun devletten bağımsız olup bitmesi mümkün müdür? Niye sürekli beni suçlayıp duruyor hükümet? Ben verdiysem bu emri, hakkımda düzenlenmiş tek bir fezleke yok, soruşturma yok; olamaz da! Ben bu kadar alçaksam, kendi vicdanımla kendimi cezalandırırdım.
SURİYE'DE TARAF OLDUĞUN İÇİN ETKİSİZSİN
Bize sürekli parmak sallıyorsunuz dedim, yüz ifadesine bir bakın: Bizimle ilgili konuşurken inanılmaz bir kin, nefretle konuşuyor. Hiç mi konuşulamaz insanlarız biz. Velev ki seni başkan yaptırmadık, budur suçumuz herhalde. Putin'le cami açılışı yapıyorsun, geri dönüp bize parmak sallıyorsun. Rusya'ya kafa tutacak durumda değil, çünkü ilişkiler buna uygun değil. Sen kaynaklarını düzgün organize edemediğin için enerji açısından Rusya'ya bağımlısın. Suriye'de taraf tuttuğun, orayı karıştırdığın için orada etkisizsin. Türkiye en uzun kara sınırına sahip, her şey bizi ilgilendiriyor ama biz tarafız orada. Kimden tarafız, Selefilerden yana tarafız. En başından beri Türkiye, ÖSO, IŞİD; El Nusra'yı destekledi. İstihbarat desteği aldılar, yaralıları tedavi edildi. CİHAN
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ölmeden kazdığı mezarına geceleri girip yatıyorAmasya'nın Suluova ilçesinde 78 yaşındaki bir vatandaş, kimseye zahmet vermemek için ölmeden önce mezarını kazdı.08 Şubat 2025 Cumartesi 09:58GÜNCEL
Muhteşem üçlü yeniden Kuruçeşme'deParaf Kuruçeşme Açıkhava Sahnesi önceki akşam 90'lı yıllara damga vurmuş İzel, Çelik, Ercan'ı ağırladı...26 Eylül 2022 Pazartesi 15:19GÜNCEL
90'lık kardeşleri ölüm bile ayıramadıOflu 90, 92 ve 93 yaşındaki 3 kardeş 23 gün içerisinde arka arkaya vefat etti...23 Eylül 2022 Cuma 15:56GÜNCEL
Altın Karagöz başladıBin 200'e yakın yerli ve yabancı halk dansı ekipleri katılıyor...03 Temmuz 2022 Pazar 17:26GÜNCEL
Marsifed ailesi iftarda buluştuMarsifed Başkanı Kaya: firmaların güneş enerjisine olan ilgisi arttı...21 Nisan 2022 Perşembe 13:14GÜNCEL
Tuki'ye 102. yaş sürpriziDevasa kaplumbağaya en sevdiği yeşilliklerden doğum günü pastası yaptılar...16 Nisan 2022 Cumartesi 15:36GÜNCEL
Zekeriya Beyaz toprağa verildi84 yaşında hayatını kaybeden Zekeriya Beyaz son yolculuğuna uğurlandı...13 Nisan 2022 Çarşamba 16:06GÜNCEL
İyilik akımına ünlülerden destekİyilik,akımı projesine ünlülerden tam destek...12 Nisan 2022 Salı 15:55GÜNCEL
Başkan Canpolat sözlerini tutuyorBaşkan Mehmet Canpolat verdiği sözleri bir bir yerine getiriyor...12 Nisan 2022 Salı 14:48GÜNCEL
Kadınların kooperatifleşme bilinci artıyorKadın kooperatifleri finansal eğitimlerle e-ticarete atılıyor...08 Nisan 2022 Cuma 17:32GÜNCEL
2022 Proust YılıYazar Marcel Proust'un ölümünün 100. yılı olan 2022 Proust Yılı olarak anılacak...08 Nisan 2022 Cuma 17:09GÜNCEL
Dünyanın en uzun uyuyan ülkeleriDünya genelindeki insanlar rüyalarında en çok ‘köpek’ görüyor...18 Mart 2022 Cuma 10:37GÜNCEL
Kısa film yarışması başlıyorBüyüt Hayallerini Yarışmasına son başvuru tarihi: 27 Mayıs 202204 Mart 2022 Cuma 12:58GÜNCEL
Müzik yarışması heyecanı başlıyorLiseler arası müzik yarışması rekora koşuyor,,,03 Mart 2022 Perşembe 12:51GÜNCEL
Özbekistan’a 50 bin fidanTürkiye’nin fidanları komşuları yeşillendiriyor...28 Şubat 2022 Pazartesi 13:18GÜNCEL
“İş Hayatında Beklentiler”17.648 kişinin katıldığı anket sonuçlarına göre çalışanların gündem sonuçları...28 Şubat 2022 Pazartesi 12:50GÜNCEL
Türk kafilesi Sınır Kapısı'na ulaştıUkrayna'dan tahliye edilen ilk Türk kafilesi Edirne'ye geldi...26 Şubat 2022 Cumartesi 13:18GÜNCEL
Araç kullanırken dikkatGüvenli araç kullanımı hakkında bilinmesi gereken tüm detaylar..10 Şubat 2022 Perşembe 14:29GÜNCEL
Cruıse sektöründe bir ilkTürkiye'de ilk kez bir Cruıse gemisi güvenli yolculuk belgesi aldı...04 Şubat 2022 Cuma 17:54GÜNCEL
Yağışlı havalarda önleminizi alınAraçların depoları dolu, lastikleri dayanıklı olmalı…28 Ocak 2022 Cuma 13:43GÜNCEL
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2015 Bursa Bakış