Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nun 26. birleşimi yoklama ile açıldı. Birleşimi TBMM Başkanvekili Mehmet Akif Hamzaçebi yönetiyor. CHP'nin, gazetecilerin sorunlarının araştırılması için verdiği grup önerisi hakkında konuşan İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, basın özgürlüğünün, halkın bilgi edinme ve gerçekleri öğrenme hakkı olduğuna dikkat çekti.

Bugünün Türkiye'sinde basın özgürlüğünden söz edebilmenin mümkün olmadığını vurgulayan Yarkadaş, basının, yüzde 49 oy aldığı için her şeyi yapabileceğine inanan bir iktidar tarafından 4 kollu saldırıyla karşı karşıya kaldığını ifade etti. "Gazeteciler Saray'ın ve Hükûmetin baskısı yüzünden nefes dahi alamamaktadır." diyen Yarkadaş, "İktidar, kendisini eleştiren gazete ve televizyonlara el koymakta, gazetecileri hapse attırmaktadır. İş güvencesi olmayan, sendikasızlaştırılan gazeteciler ayakta kalma mücadelesi vermektedir. Öyle ki gazetecilerin içinde bulunduğu durumu anlatmak için şöyle kısaca bir tabloya bakmak gerekmektedir; şu an 33 gazeteci yazdıkları ve söylediklerinden dolayı cezaevindedir. 7 bin gazeteci işsizdir. Bu, sektörün yüzde 30'unun işsiz olduğu anlamına gelir. Medya kuruluşlarında toplu sözleşme, sendika ve editoryal bağımsızlık yoktur. Medya, iktidarın baskısı yüzünden, sansür ve otosansüre teslim olmuştur. Türkiye'de, bugüne dek, 100 binden fazla siteye erişim engellenmiştir." diye konuştu.

"Çocuklar ölmesin." diyen Ayşe öğretmen ile Beyaz'ın terör örgütü propagandası yaptıkları için soruşturmaya uğradığını belirten Yarkadaş, "Analar ağlamasın." diyen Yalçın Akdoğan'ın ise barış havarisi olduğuna dikkat çekti. "Sevsinler böyle demokrasiyi!" diyen Yarkadaş, şöyle devam etti: "Tabii ki sizin için de söylemiş Ayşe Hanım, "Ölen çocuklara sevinen zavallılar var." demiş televizyonda. sevinebilirsiniz. Siz baskı, yasak ve sansürle ayakta durabileceğinizi sanıyor, bu yüzden Sultanahmet'teki saldırıya bile hemen yayın yasağı koyuyorsunuz. Çiftliğiniz hâle getirdiğiniz TRT'de ise Cumhuriyet'in değerlerine saldırıyorsunuz. Şunu unutmayın ki bugünler de gelip geçecek. Yüzde 49 da alsanız bir gün bu koltukları ve iktidarı terk etmek zorunda kalacaksınız ve hiçbir zaman bu ülkede Ayşe öğretmenlerin hepimizin vicdanlarına seslenen çığlığını bastırmaya gücünüz yetmeyecek."

Eleştirilerle ilgili söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Naci Bostancı ise "'Çocukların ölümüne sevinen zavallılar." bu sözü reddetmekten bile utanırım. Çünkü bu millet zaten böyle konuşan birisini ciddiye almaz, bunun akıl sağlığına ilişkin de ciddi kuşkuya düşer. Eleştiriyi anlarız, eleştirinin de bir adabı var. "Kanında boğulacaksınız, bilmem Vietnam devrimcileri, diktatörlüğe son" böyle bir konuşmadan grubumuzun ne tür bir mantık çıkarmasını bekliyorsunuz? Baştan sona kadar mübalağanın, gerçekliğe uymayan anlatımın ötesinde hiçbir kıymeti harbiyesi olmayan bir konuşma. Burada bu insanların, çocukların, kadınların ölümünden sevinen zavallılar olduğunu söyleyebilmek için insanın gerçekten vicdanına ilişkin problem olması lazım." diye konuştu.

Tekrar söz alan Yarkadaş da "Hocam Meclis'i okul zannediyor, herkesi de öğrencisi. Biz kimsenin öğrencisi değiliz. Buraya milletin oylarıyla gelmiş, milletin temsilcileriyiz. Eğer bir şeyi ciddiye almıyorsanız onun üzerine konuşmazsınız. Belli ki canınız çok acımış, o yüzden gelip savunma yapma ihtiyacı hissediyorsunuz. Çocukların ölümüne eğer siz üzülüyorsanız, çocukların ölümüne üzüldüğünüzü gösterir; bu ülkenin sokaklarında günlerdir yatan kadın ve çocuk cesetlerini oradan kaldırtınız. Bu ülkede, günlerdir, kadınların ve çocukların cesetleri Cizre'nin, Sur'un, Şırnak'ın sokaklarında bekliyor. Bu sizin ayıbınızdır, benim değil. Ben bu ülkenin bir milletvekili olarak o sokaklarda o kadınların sahipsizce, vahşi Batı'nın filmlerindeki gibi, cesetlerinin yerde kalmasından utanıyorum, kahroluyorum ve üzülüyorum -milletin bir vekili olarak- ama siz bundan hiç rahatsız olmuyorsunuz ki o cesetler günlerdir orada duruyor. Bu yüzden ölen çocuklara üzülmüyor, seviniyorsunuz. Bir kez daha söylüyorum." şeklinde konuştu.