"ATEŞKESİ DAVUTOĞLU İSTEMİYOR"

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Suriye'de dün gece ilan edilen ateşkesi tanımayacağını ilan eden bir kişinin Başbakan Ahmet Davutoğlu, diğerinin ise El Nusra örgütü olduğunu iddia etti.

Demirtaş, partisinin Mersin merkez Akdeniz İlçe Başkanlığı önünde gerçekleştirdiği "Çözüme ses ver" mitinginde yaptığı konuşmada Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun yazdığı kalın kitapların içinin boş olduğunun şimdi daha iyi ortaya çıktığını söyledi. Kitap yazmakla bu işin olmadığını, kitap yazmanın başka tarih yazmanın başka şeyler olduğunu ifade eden Demirtaş, "Tarih sokakta yazılır. Meydanda, alanlarda yazılır. Bunu görmeden, bunu anlamadan bu halk gerçeğinin nasıl geldiğini anlamadan kitap yazmakla ülke yönetemezsiniz." diye konuştu.

"İki ayda Suriye'ye Şam'a gireriz demiştiniz. Çok yakındı. Suriye'de iç savaş başladığı zaman 2 ay sonra biz Şam'dayız artık demiştiniz" diyen Demirtaş, şöyle konuştu: "Şam'ı kendilerine bağlayacaklardı. Mısır'ı zaten kendilerine bağlamışlardı. Bütün Kuzey Afrika AKP'nin yoluna gelecekti. Kendisi de bütün bu devletlerin lideri olacaktı. Saray yaptı kendine. Saray ne için yapıldı? Hazırlık bunun içindi. Bir insan dünya lideri olmak için uğraşabilir. Bir insan bütün Kuzey Afrika, bütün İslam toplumu, İslam devletlerinin lideri olmak için uğraşabilir. Meşru hakkıdır. Son derece ciddi bir iddiadır. Peki bu iddiayı ortaya koyan birinin her şeyden önce adil olması gerekmez mi? Sen İslam toplumunun lideri olacaksan önce senin Müslümanlığa inanman lazım. Önce senin İslamiyet'in şartlarını yerine getirmen lazım. Müslümanlıkta yol Hazreti Muhammed'in yolu ise kusura bakma o hırsız değildi. Rüşvet yemiyordu. Bir hırkası vardı. Sizden beklentimiz bu. Hırsızdan halife olmaz."

'SURİYE'DE ATEŞKESİ TANIMAYAN İKİ KİŞİ OLDU'

Suriye'de dün gece 24.00 itibariyle ateşkes ilan edildiğini hatırlatan Demirtaş, herkesin ateşkese uymasını temenni etti. Bütün temennilerinin Suriye halklarının yaşadığı zulmün son bulması olduğunu vurgulayan Demirtaş şöyle devam etti: "Bizler Suriye'deki ateşkesi parti olarak destekledik. Herkesi de bu ateşkese uymaya davet ettik. Silahlar sussun istiyoruz. Peki bütün dünyada ateşkesi tanımayacağız Suriye'deki ateşkesi tanımayacağız diyen kim oldu biliyor musunuz? İki kişi. Biri Davutoğlu biri de El Nusra. İnsanlar duyduklarına gerçekten inanamıyor. Bak savaş Suriye'de ölenler, evi yakılıp yıkılanlar memleketine ülkesini terk etmek zorunda kalmış Suriyeli, Suriye'nin tamamı Sur ve Cizre'deki gibi harabe olmuş. Halep, Şam, dünyanın en güzel şehirleri harabe olmuş. Şimdi bir ateşkes umudu çıkmış. Silahlar susacak. Herkesten önce Davutoğlu bağırıyor. Ateşkes olmaz diyor. İnsan gerçekten bazen duyduğuna inanamıyor. Ya sen Suriye'de savaşan taraf değilsin. Suriye'de senin ordun yok. Senin askerin yok. Kimse sana ateşkes çağrısı da yapmamış. Ama ateşkes istemiyor. Çünkü onun besleme çeteleri orda savaşıyor. IŞİD tecavüzcüleri orada savaşıyor. O yüzden ateşkesi kabul etmiyor."

Suriye'nin her yerinde dün gece silahlar sustuğunu sadece Telabyad'ta Nusra güçlerinin Kürtlere PYD güçlerine saldırmaya başladığını öne süren Demirtaş şunları söyledi: "Ateşkese herkes uydu Davutoğlu'nun beslediği çeteler ateşkese uymuyor. Çünkü talimatı Ankara'dan aldılar. "Ateşkesi kabul etmiyoruz" diyerek Davutoğlu'ndan talimat aldıklarını açık bir şekilde ortaya koydular. Şimdi Suriye'de barış istemiyorsun, ülkede barış istemiyorsun, elinden gelse bütün dünyayı savaşa sürükleyip 3. Dünya savaşını çıkaracaksın. Ama sonra da suçlu biz olacağız. Böyle bir iki yüzlülük olur mu? Asla bu suçlamaları kabul etmiyoruz. Dünyanın en zor kararı barış kararıdır. İnanın savaş kavga daha kolaydır. Ama barış işi gerçekten cesaret ister. İnsanların toplumların barışabilmesi daha zordur. Biz zor olanı tercih ediyoruz. Bize iki seçenek sunuyorlar ya kanatlarımızın altına gireceksiniz yada cenazelerini panzerlerin arkasına takıp sürükleyeceğiz. Biz ikisini de kabul etmiyoruz. Biz her yerde silaha, savaşa karşı çıktık. Türk'ün anası ana değil mi? Kürdün anası ana değil mi? Hepsinin evladı evlattır. Kimse evladını ağaç kovuğundan toplamadı. Herkesi doğuran bir ana var. Hepsinin seveni hepsinin sevileni var. Hepsi candır ve hepsinin bir acısı var. Herkesin canı kutsaldır diyoruz. Bunların yaptığını bak. Ey Davutoğlu vallahi sen gün yüzü görmeyeceksin. Bu yaptığın zulümlerin altında kalacaksın. Zulüm saraylarınız yıkılacak. Hazır olun. Bu savaş bitecek karanlığın üzerine güneş pırıl pırıl doğacak. Ülkemize barış gelecek o gün."