YEREL SEÇİMLER SONRASI YENİ SÜREÇ! (1)

Yerel seçim sonuçlarına baktığımızda genel anlamda siyasetin yeni bir dönemece girdiğini söyleyebiliriz.

Her seçimde olduğu gibi, sandıklar açılır açılmaz, daha YSK’dan bir açıklama yapılmadan, Anadolu Ajansı(AA) İstanbul’da yüzde 70 ile başlayan oy oranlarıyla algı oluşturmaya çalıştı. Ama bu kez tutmadı.

CHP adayı Ekrem İmamoğlu'nun veri toplama sistemini sağlıklı bir şekilde kontrol etmesi, AA’nın manipülatif  veri paylaşımın sıkıntıya soktu. AA bu nedenle sandıklardan gelen verileri  saatlerce  paylaşmadı.

Bunun üzerine İmamoğlu,  sabaha kadar  sürekli bir şekilde, AA’ya ve YSK’ya, dürüst, ahlaklı bir şekilde veri paylaşımı yapması uyarısında bulundu.

Seçim bitip, sandıklara atılan oylar sayılmaya başlayınca gördük ki, bir devlet kurumu olan Anadolu Ajansı artık tamamen iktidarın emrind. AA devlet krumu olmaktan çıkıp, AK Parti’nin yayın organı haline gelmiş.

Anadolu Ajansı’nın seçim haberlerinde tekelleşmesi, halkın haber alma ve haber verme özgürlüğünün önünde set oldu. Bu demokrasilerde kabul edilebilecek bir durum değildir.

Ekrem İmamoğlu’nun seçim kampanyası boyunca sergilediği tavırlar, söylemler, siyaset dilinin nasıl olması gerektiğini ortaya koydu.

Bir ilçe belediye başkanı olarak, tanırlılırık oranı çok düşük olan İmamoğlu, doğru stratejisi ile geleceğin parti lideri, Cumhurbaşkanı olarak konuşuluyor.

İmamaoğlu, siyasette yeni lider profilinin nasıl olması gerektiğini de, seçmene ve 81 milyon yurttaşa göstermiş oldu.

24 Haziran seçimlerinde,  sandık sonuçların tam olarak açıklanmadan, "Adam kazandı" diyerek, havlu atan Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’ye seçim krizinin nasıl yönetileceğini göstermiş oldu.

Bursa hariç, Büyükşehir Belediye Başkanlıklarının büyük çoğunluğunu Millet ittifakının CHP’li adayları kazandı.

İstanbul Ekrem İmamoğlu, İzmir Tunç Soyer, Ankara Mansur Yavaş, Adana Zeydan Karalar, Mersin Vahap Seçer, Muğla Osman Gürün, Aydın Özlem Çerçioğlu, Hatay Lütfü Savaş, Edirne Recep Gürkan, Eskişehir Yılmaz Büyükerşen.

Mersin, Adana,  MHP’deydi.  MHP daha önce kazandığı belediyeleri  kaybetmiş oldu.

Bu illerde aday çıkarmayan HDP’nin oyları, Millet İttifakının kazanmasının yolunu açmış oldu.

Türkiye'nin üretim ekonomisi olan metropol kentlerin muhalefete geçmesi, genel siyasetin yeniden dizaynını gündeme getiriyor.

Cumhurbaşkanı AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan parti genel merkezinde seçim sonuçlarına ilişkin yaptığı balkon konuşmasında, çok açık şekilde ifade etmese de, AK Parti yönetim kadrosunda değişimin olacağı mesajını verdi.

Erdoğan, her ne kadar seçimin birinci partisi olduklarını söylese de, ortada reel olarak, AK Partinin oylarında büyük oranda düşüş söz konusu!

Daha ilginç olanı ise, "Seçimi kazansalar da, nasıl yönetecekler" sözü. Bu sözle, muhalefet belediye başkanlarına, aba altında sopa mı gösteriliyor?

Yaşadığımız şehir olan Bursa’ya ilişkin seçim sonuçlarına baktığımızda ise, ortada çok büyük bir sürpriz olmadığı görülüyor.

Bursa'nın  sağ ve muhafazakâr bir seçmene sahip olduğunu biliyoruz.

Çok partili dönemde 1980 öncesi CHP rahmetli Mimar Mustafa Eroğlu, 1999’da ise DSP’den Erdoğan Bilenser belediye başkanı seçildiler.

Onun dışında sol partiler bugüne kadar Bursa’daki yerel seçimleri kaybetti.

Bu seçimlerde tekrar Mustafa Bozbey ile büyük oranda bu fırsatı yakalayacağı düşüncesi genelde hakimdi.

Bursa’da kaybeden Mustafa Bozbey mi, yoksa CHP’nin il ve ilçe yönetimleri mi?

Lafı eveleyip gevelemeden söyleyeyim, her türlü karalamalara, algı yönetimlerine rağmen, Bozbey başarılı bir seçim süreci yürüttü.

 Genel olarak yapılan tahminler, aşağı yukarı kafa kafaya olduğu yönündeydi.

Bir veya iki puanla seçimi Alinur Aktaş, ya da Mustafa Bozbey’in kazanacağı yazılıp çizildi.

CHP parti örgütleri varlık gösteremezken, Mustafa Bozbey başarılı bir seçim çalışması yürüttüğünü sandıktan çıkan sonuçla ortaya koydu.

Seçimin kaybeden tarafı, CHP il yönetimi ve ilçe örgütleridir.

Hiç zaman geçirilmeden CHP Bursa örgütleri ivedilikle değiştirilmeli, parti yönetimleri, niteliksiz, lümpen, kendi bireysel çıkarımlarını düşünen kişilerden arındırılmalıdır.

Yerel seçim sonuçları, Türkiye siyasetinde yeni bir dönem başlayacağının sinyallerini veriyor.

İktidar ve muhalefet partileri de, yeni sürece ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, parti politikalarında değişime gitmek zorundalar!