22 Kasım 2024
  • Bursa9°C
  • İstanbul7°C
  • Ankara12°C

PINARBAŞI'NDAN ACİL ÖNLEM ÇAĞRISI!

Eski güzellik kraliçesinden cezaevi açıklaması

Pınarbaşı'ndan acil önlem çağrısı!

09 Mayıs 2020 Cumartesi 20:52

Adnan Oktar'ın sahibi olduğu TV9 kanalı programcısı  ve eski güzellik kraliçesi Gülay Pınarbaşı koronavirüs nedeniyle cezaevlerinde acil önlem alınması gerektiğini söyledi. Pınarbaşı, yaptığı yazılı açıklamada, cezaevlerinde acilen alınması gereken bazı önlemler olduğunu belirtti.

Silivri cezaevinde koronavirüs vakalarının arttığına dikkat çeken Pınarbaşı açıklamasında şu ifadelere yer verdi.

"Silivri’de Korona virüs vakaları Artıyor. Cezaevi Şartları Acilen İyileştirilmeli, Tutukluluk Ev Hapsine Çevrilmeli
Bildiğiniz gibi İstanbul Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, Silivri Ceza İnfaz Kurumu’ndaki 44 tutuklu/hükümlüde Koronavirüs vakasının tespit edildiğini açıkladı.

Korona virüsüyle ilgili alınan önlemler çok yetersiz:


Bu zorlu şartlarda zincirleme ölümlerin yaşanmaması için cezaevlerinde acilen alınması gereken bazı önlemler var.


-Tam anlamıyla tedbir alınabilmesi çok zor ve çok geç kalındı, öncelikli tutukluların acil tahliye edilmeleri gerekir.

- Hasta olan kişiler tekrar aynı koğuşa gönderiliyor ama gerçek bir karantina alınmaları gerekiyor. Cezaevleri zaten hastalığın yayılması için çok müsait yerler o yüzden hasta kişilerin hemen çıkarılıp cezaevine hiç dönmeden hastanede tutulması, (ilk hasta olan kişi koğuşuna geri getirildi, 3 günlük tatilde hiçbir şey yapılmadı, şu anda bu nedenle 40 kişide daha çıktı) Cezaevlerine dönmemeleri önemli çünkü karantina koğuşları yetmiyor ve memurlar mecburen muhatap oluyorlar ve yayıyorlar.


- Testlerin cezaevinde hasta çıktığında o koğuşlara ve memurlara hemen yapılması gerekiyordu, 7 No'luda bunun için geç kalındı. Şu anda 10 tane de memur da çıkmış, tüm memurlara yapılması çok önemli


- Açık cezaevlerinin tahliyesi sonrası yemek yapan tecrübeli kişi kalmadı, yeni gelen memurlar yemek yapıyor, bu çok sorunlara yol açtı. Yemek yetersiz miktarda geliyor, tutuklular aç kalıyor, 3 çeşit yemek 2 çeşide döndü, et, protein verilmiyor, yumurta verilmiyor ve kantinde de satılmıyor, börek, çorba, makarna gibi besin değeri düşük gıdalar veriliyor.


- Korona’daki en önemli önlem hijyen ama temizlik malzemesi verilmiyor, kantinlerin kapasitesi yetersiz, aylarca sabun alınamadığı oluyor. Revirler kapalı, düzenli kullanılan ilaçları dahi almak mümkün olmuyor. Takviye olarak kullanılabilecek vitaminler vs. temin edilemiyor, dış kantin yasaklandı.


- Yemeklerin ortak yapıldığı düşünülürse acilen koğuşlarına hijyenin sağlanması için elektrikli ocak ve tencere gibi malzemelerin verilmesi ve yemek olmadığında mahkumların yemek yapabilecekleri gibi imkan sağlanması gerekiyor.


- Kantinlerden alışveriş imkânı neredeyse tamamen kalkmış durumda. Peynir, yoğurt gibi en temel ihtiyaçlar bile karşılanamıyor, yeterli miktarda gelmiyor, gelenler küflü olabiliyor. Acilen kavurma ve ayrıca protein içeren hazır yemek çeşitlerinin ve yumurtanın bol miktarda satılması gerekiyor.


- Bazı koğuşlara 2 hafta içme suyu verilmedi. Koğuşlara dışardan temiz kıyafet sokulmasına izin verilmiyor. Sabun deterjan alınamadığı için ellerindeki kıyafetleri sık yıkama imkanları olmuyor.


- Silivri 7 No.lu cezaevine Korona virüsü nasıl bulaştı, bizzat bakanlık tarafından bunun incelemesinin yapılması gerekiyor.


Bu salgının kısa sürede son bulması diye bir şey de söz konusu değildir. Yıllarca devam edecek ciddi bir tehlike ve tehditle karşı karşıya olunduğu açıkça görülmektedir. Tutuklu yargılanan insanların ne zaman biteceği belli olmayan, gün geçtikçe şiddeti artan, nasıl sonuçlanacağı tahmin dahi edilemeyen bu süreçte, can tehlikesinin en üst seviyede olduğu cezaevlerinde tutulmaya devam edilmeleri akla, vicdana ve hukuka uygun değildir.

Virüsün sürekli mutasyona uğradığı ortadadır. Koronavirüs salgınının en az 2022’ye kadar devam edeceği bilimsel olarak görülen bir durumdur. Geçici, günü birlik tedbirlerle insanların hayati risklerinin ortadan kaldırılması ise mümkün değildir. Yapılması gereken en adil, en akılcı, en vicdani ve en hukuki uygulama tutukluların bir an önce gerekirse ev hapsi gibi adli tedbirler de uygulanarak tahliye edilmeleri ve cezaevlerinin bu dehşet salgından korunmasıdır.


Devletin vatandaşını pozitif koruma yükümlülüğü bu dönemde fiilen uygulamaya geçirilmek durumdadır. Zira, böyle bir salgın döneminde asıl söz konusu olan yaşam hakkıdır, vatandaşın yaşam hakkını korumak onun yargılanmasından çok daha önündedir. Bir kişiyi her zaman yargılayabilir, adalet önüne çıkarabilir, cezasını infaz edebilirsiniz ama Allah vermesin devletin korumasında olduğu bir ortamda, cezaevinde, hayatını kaybederse bunun telafisi olmaz. En az 2-3 yıl daha süreceği açıkça görülen bu salgın koşullarında tek çözümün ise gerekirse ev hapsi gibi adli tedbirler uygulanarak acilen tutukluların tahliye edilmesi olduğu görülmektedir. Kişilerin yaşam hakkını ortadan kaldıran, vicdanları yaralayan bu şartların acil olarak düzeltilmesi için gereken desteği vermenizi saygılarımla istirham ediyorum."
 

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Magazin