MECLİS BAŞKANI'NDAN SURİYE AÇIKLAMASI
Kurtulmuş: "Türkiye ile Suriye arasındaki sorunların süratle çözülmesi lazım"

27 Eylül 2024 Cuma 18:42
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "İsrail'in en büyük gücü, İslam ülkelerinin dağılmışlığı, parçalanmışlığı ve çaresizliğidir. Siyonizm'in paranoyak bir dini argümanla beslediği, Nil'den Fırat'a kadar bu bölgeyi hakimiyet altına alma siyaseti son aşamasına geldi. Türkiye de bu siyasetin nihai hedeflerinden biridir. Bu tehlikeye karşı uyanık olmamız gerekiyor. Türkiye ile Suriye arasındaki sorunların süratle çözülmesi ve normalleşmenin ötesinde çok yakın diyalogların ortaya konulması lazım" dedi.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Rusya dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını cevapladı. Kurtulmuş ziyaretine ilişkin yaptığı değerlendirmede, "Görüşmelerimizin geneline baktığımızda hem toplantıların çeşitliliği hem de içerikleri itibarıyla bizim planladığımızdan çok daha verimli toplantılar oldu. Böyle bir konjonktürde, Türkiye ile Rusya arasında bölgesel ve küresel meseleler de dahil olmak üzere tüm konuların detaylı bir şekilde ele alınması çok faydalı oldu. Açıkçası çok anlamlı bir ziyaret olduğunu söyleyebilirim. İnşallah sonuçları da iyi olur. Bundan sonra ele aldığımız bu başlıkları takip edip hedefine ulaşmasını, sonuçlanmasını temin etmeye çalışacağız" dedi.
"Sorunları çözme iradesiyle davranılması, Türkiye'ye olağanüstü yüksek bir güvenilirlik kazandırdı"
Kurtulmuş, ziyaretine üst düzey bir ev sahipliği yapıldığını, Rusya'nın Türkiye'ye ilgisinin gerekçelerinin sorulması üzerine, "Tabii ki Türkiye'nin özellikle dış politikada izlediği ilkeli, çok taraflı ve barışçıl politikanın bunda çok büyük etkisi var. Muhataplarımızın tamamı biliyor ki Rusya-Ukrayna krizinin çözülmesinde Türkiye çok yoğun bir gayret sarf etti. Belli bir noktaya da gelinmişti zaten. Sayın Putin ile görüşmemizde ben Dolmabahçe Mutabakatı'nı dile getirdim. Ama Dolmabahçe görüşmelerinde maalesef Ukrayna'yı masadan kaldırdılar. Rusya da bu gelişme neticesinde 'Biz zaten anlaşmayı kabul etmiştik, dolayısıyla anlaşmayı biz bozmadık. Karşı taraf bozdu' demişti. İlkeli, çok taraflı bir tutum izlenmiş olması, sorunlara takılmak yerine onları çözme iradesiyle davranılması, Türkiye'ye olağanüstü yüksek bir güvenilirlik kazandırdı. 'Türkiye bir şey söylerse bunu yapar.' Sayın Cumhurbaşkanımızın şahsında da böyle çok yüksek bir güven duygusu oluşmuş. Rusya'da beklediğimizin üstünde bir teveccühün olmasının temel nedenlerinden birisi de Türkiye'nin izlediği bu ilkeli ve etkili tutumdur. Rusya Federal Meclisi Federasyon Konseyi Genel Kurulu'na hitap etme imkanı vermeleri de fevkalade önemli. Türkiye'den bir siyasetçi ilk kez Genel Kurul'da konuşuyor. Bu çok anlamlıydı. Konuşmayı başından itibaren dikkatle izlediler. İnşallah faydalı olur" şeklinde konuştu.
"Türkiye NATO üyesi ama aynı zamanda Rusya'yla da iş birliği içerisinde"
Kurtulmuş, Rusya Dışişleri Bakanlığı Diplomasi Akademisi'nde BRICS ve NATO'yla ilgili de sorular gelmesini değerlendirerek, "BRICS ağırlıklı olarak ekonomik iş birliği teşkilatı, NATO bir savunma iş birliği teşkilatı. Türkiye NATO üyesi ama aynı zamanda Rusya'yla da iş birliği içerisinde. Türkiye hiçbir zaman bu ilişkileri birbirinin alternatifi olarak görmedi. Böyle düşünmediğimizi, kategorik olarak böyle bir anlayışa karşı olduğumuzu başından itibaren söyledik. Bu Türkiye'nin dış politikada elini rahatlatacak bir yaklaşımdır. Açıkçası BRICS'in güçlenmesinin ve bir denge oluşturmasının dünya barışının korunmasında etkili olacağı kanaatindeyim" dedi.
Birleşmiş Milletler yapısının değişmesine yönelik girişimlerden ne zaman sonuç alınacağı sorulan Kurutulmuş, şu şekilde konuştu:
"Dünya maalesef sanki bir felakete doğru koşar adım gidiyor. 'Kavgada yumruk sayılmaz' denir ya, kimin kime ne zarar vereceğinin önceden tespit edilemeyeceği bir döneme girebiliriz. Özellikle İsrail'in saldırganlıkları dünyayı böyle bir noktaya getirdi. Dünya halkları bağlamında yani çeşitli ülkelerde ve coğrafyalardaki özellikle barış, adalet duyguları yüksek geniş kitleler için söylüyorum, bu türbülansın içerisinden çıkmanın en pratik yolu yeni bir küresel sistemin kurulmasıdır. Çok kolay bir şey olmadığının farkındayım. Hiç kimse sahip olduğu ayrıcalıkları ya da avantajlı olduğu konumları değiştirmek istemez. Tabii dünya sisteminde bu tür köklü değişiklikleri talep eden fikirlerin bir olgunlaşma sürecinin olacağı da aşikardır. Türkiye olarak bunları Sayın Cumhurbaşkanımızın BM'de ilk kez dile getirmesinden önce de söylüyorduk. O zamanlar belki insanlar ne demek istediğimizi tam olarak anlamıyordu. Şimdi bu sıkıntıları bizzat pratikte yaşıyorlar. Artık bu tezin destekleyicisinin çok daha fazla olacağı bir döneme giriyoruz. Yeni sistem iki temel eksen üzerinde kurulmalıdır. İnsanların yaratılışta eşitliği ve devletlerin egemenlikte eşitliği. Ülkeler, 'Biz veto hakkına sahibiz' diyerek böylesine çarpık bir düzenin devam etmesini umarım savunmazlar. Çünkü krizin ve çatışmanın gittikçe yükseleceği bir döneme doğru hızla ilerliyoruz. Büyük bir uluslararası kriz patladığında veto hakkı kimseye bir avantaj sağlamayacak. Bu nedenle yeni sisteme bir hazırlık süreci, olgunlaşma süreci gerektiğini düşünüyorum"
"Elimizdeki en önemli şey, halkların baskısıdır"
Kurtulmuş, "İsrail'in saldırganlığı nasıl durdurulacak?" sorusunu ise, "İsrail, kural temelli uluslararası sistemi yıkmıştır. Amerika ve Batı da bu sistemin yıkılmasına seyirci kalmıştır. Hatta bazı ülkeler neredeyse alkışladılar bu süreci. Ama her politik gelişme ve olayda olduğu gibi bunun da bir bedeli var siyasetçiler için. Batı dünyasında, benim insanlık cephesi adını verdiğim ve başlangıçta kimsenin hesap edemediği muazzam bir sivil direniş ortaya çıktı. Amerika'da, Fransa'da, Almanya'da, İspanya'da, İrlanda'da, dünyanın birçok başkentinde ve hatta İsrail'in içinde de makul, vicdan sahibi, akıl sahibi insanlar sokaklara indi. Bu protestoların varlığı, ikiyüzlü davranan siyasetçileri, hükümetleri her koşul ve şartta İsrail'i desteklemekten vazgeçirecektir. 7 Ekim'den bu yana birçok uluslararası toplantıya katıldım. Şunu çok açık söyleyebilirim. En başta, Batılı devletlerin temsilcileriyle Filistin-Gazze meselesini konuşamıyorduk bile. Bir uluslararası toplantıda, Gazze'deki El-Ehli Baptist Hastanesinin bombalanmasından birkaç gün sonra heyetler arası görüşme yaparken, önemli bir Batı ülkesinin meclis başkanına bu konuyu açtım. 'Bu kadar sivil öldürülüyor, insan öldürülüyor, hastanedeki bebekler öldürülüyor, buna dur dememiz lazım, hep beraber gayret sarf etmemiz lazım' diyorum. Bana verilen cevap şu, 'Nereden biliyoruz İsrail'in yaptığını, belki Hamas orayı bombalamıştır.' Bu kadar delicesine bir İsrail tarafgirliğinin bu politikacıları kurtarmayacağı artık bellidir. Elimizdeki en önemli şey, halkların baskısıdır. Çok büyük bir insanlık cephesi oluştu, hükümetlerin de halkların bu baskıları karşısında artık eskisi kadar rahat olamadığını katıldığım uluslararası toplantılarda görüyorum" şeklinde cevapladı.
"İsrail'in en büyük gücü, İslam ülkelerinin dağılmışlığı, parçalanmışlığı ve çaresizliğidir"
İsrail, karşısında bir güç oluşturulamadığı için mi bu kadar acımasız ve kural tanımaz davranabildiğinin sorulması üzerine Kurtulmuş, "İsrail'in en büyük gücü ne Amerika'dır ne askeri teknolojisidir ne uluslararası medyadaki hakimiyetidir ne uluslararası finans çevrelerindeki ne de uluslararası akademideki hakimiyetidir. Bunlar İsrail'e bir güç veriyor ama İsrail'in en büyük gücü, bölge ülkelerinin, İslam ülkelerinin dağılmışlığı, parçalanmışlığı ve çaresizliğidir. Dünya halkları tepkilerini gösterirken, Türkiye olarak bizlerin de bölge ülkelerini, Orta Doğu ülkelerini aralarındaki siyasi farklılıkları bir tarafa bırakıp birlikte hareket edebilecekleri bir noktaya getirmemiz şart. Çok acıdır, Suriye'deki iç savaş başladığında insanlar Lübnan'a kaçtılar, şimdi ise Lübnan'dan Suriye'ye kaçıyorlar.
Şunu artık görmek lazım. Siyonizm'in paranoyak bir dini argümanla beslediği, Nil'den Fırat'a kadar bu bölgeyi hakimiyet altına alma siyaseti son aşamasına geldi. Türkiye'de bu siyasetin nihai hedeflerinden biridir. Bu tehlikeye karşı uyanık olmamız gerekiyor. Türkiye ile Suriye arasındaki sorunların süratle çözülmesi ve normalleşmenin ötesinde çok yakın diyalogların ortaya konulması lazım. Netanyahu ve çetesi şöyle görüyor, ‘Biz ve bize köle olmak zorunda olan Orta Doğu halkları.' Orta Doğu halkları eğer köleleştirilmeye rıza göstermiyorlarsa birleşmeye, bütünleşmeye doğru yönelmelidir" ifadelerini kullandı.
"Biz hiçbir ülkenin toprağında kalıcı olmak istemeyiz"
Suriye ile ilgili soru üzerine Kurtulmuş, "Türkiye, Suriye'deki iç savaşın çıktığı ilk andan itibaren, Suriye'nin toprak bütünlüğünü savunan bir ülkedir. Çünkü Suriye'nin dağılması, parçalanması Orta Doğu'nun istikrarsızlığını arttıracak bir faktördür. Dolayısıyla asıl olan, Suriye'de istikrar ve toprak bütünlüğünü sağlayacak adımların atılmasıdır. Bunun için Suriye'nin açık bir şekilde Türkiye'ye ihtiyacı vardır. Biz hiçbir ülkenin toprağında kalıcı olmak istemeyiz. Hiçbir zaman böyle bir emperyal düşüncemiz olmadı. Ama aksini iddia edenler önce şu soruya bir cevap versinler, PYD'yi, YPG'yi, PKK'yı kimler, niçin destekliyor, istikrarsızlık merkezi olarak bunları bölgenin ortasında kimler kolluyor? Bu örgütlere kimler lojistik, silah, istihbarat desteği veriyor? Suriye'yle ilgili problemin ne olduğunu, bu soruya cevap verdiklerinde ancak anlayabilirler" dedi.
"Karşımızda terör metotlarını meşru gören, hatta zaman zaman kutsayan akıl dışı bir yönetim var"
Kurtulmuş, İran'ın İsrail ve bölgeyle ilişkisine yönelik, "Hiçbir ülkenin, bölge ülkeleri arasındaki ihtilafı birinci sıraya koyarak İsrail meselesini anlaması mümkün değildir. Yani Lübnan'da patlatılan bombayla, İsmail Haniye'nin şehit edilmesi için kullanılan bombanın hiçbir farkı yoktur. Bombaları patlatan diyor ki, 'Sizi dünyanın neresinde olursanız olun vururum, istediğim sonucu elde ederim.' Buna verilecek cevap, Netanyahu ve çetesini karşımızda makul bir devlet varmış gibi telakki ederek çözüm üretmek değildir. Karşımızda terör örgütü gibi, terör metotlarını meşru gören, hatta zaman zaman kutsayan akıl dışı bir yönetim var. Bu bölgedeki gelişmelerin herkes (İran dahil) farkında. Ama artık 'Filistinlileri verin kurtulun' politikasının kendilerini ayakta tutmayacağına kani olduklarını zannediyorum" şeklinde konuştu.
"Anayasa süreci iç politikadaki tartışmalara heba edilmesin"
"Türkiye'de yeni anayasanın yapılma şansı" sorulan Kurtulmuş, "Var tabii. Şansımız da var, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin böyle bir sorumluluğu da var. Aslında başından itibaren fevkalade açık, şeffaf bir süreci yürütmeye gayret ettik. Bütün partilerle görüştük. Son görüşmelerimizde hiçbir parti kategorik olarak kapıyı kapatmadı, 'biz müzakereye kapalıyız' demedi. Tabii anayasa yapım sürecinin sağlıklı işleyebilmesi için siyasetteki diyalog zemininin de sağlıklı işlemesi lazım. Anayasa ya da diğer temel meselelerimiz neyse bunlarla ilgili çözüm üretmenin siyasete katkıda bulunacağını, anayasa yapım sürecindeki müzakerelerin açık, şeffaf ve hiçbir ön kabul olmadan yürütülmesinin siyaseti normalleştirileceğini, çift taraflı bir fonksiyonu olduğunu düşünüyorum. Bunu yurt dışı ziyaretlerimizde de görüyoruz. Şu anda kafilemizde TBMM'deki partilerden vekillerimiz var. Toplantılarda bu görüntüyü verdiğimiz zaman derdimizi daha net anlatabiliyoruz. 'Evet, ülke içerisinde farklı siyasi kanaatlerimiz, farklı görüşlerimiz var ama Türkiye'nin mili meselelerinde ittifak halinde hareket ediyoruz' mesajı çok önemli. Meclis Başkanı olarak şunu söylemek isterim. Anayasa süreci iç politikadaki tartışmalara heba edilmesin. İç politika, partilerin tutumları farklı olabilir ama sonuçta anayasa ortak bir sorun, ulusal bir sorunumuz. Bazı siyasetçilerimiz maalesef yanlış cümleler kuruyorlar, yanlış şeyler söylüyorlar, 'Meclis Başkanı'nın elinde hazır bir anayasa var, dolaşıyor, partileri ikna etmeye çalışıyor' diye. Külliyen yanlış. Eğer kasıt varsa külliyen yalandır. Bir madde dahi hazır bir şey yok. Aksine diyoruz ki bütün partiler, kendi politik kimlikleri çerçevesinde görüşlerini dile getirsin. Ekim ayından başlayan bir yıllık bir takvim oluşturduk. Hukuk camiasıyla, üniversite camiasıyla, sivil toplum kuruluşlarıyla, meslek odalarıyla, kooperatiflerle, KOBİ ve esnaf örgütleriyle, sanayicilerle, öğrencilerle, emeklilerle, toplumdaki tüm gruplarla, görüşlerle, örgütlerle, kısacası tüm halkımızla belli aralıklarla bir araya geleceğiz. Özellikle üniversitelerimizin bu konuya ilişkin fikirleri olgunlaştırmasını bekliyoruz. Önyargısız bir süreci sürdürmeye gayret edeceğiz. Samimiyetle söylüyorum, üzerime düşen, bu süreci yürütmeye çalışmaktır. Herhangi bir kimseye, bir partiye görüş empoze edecek noktada değilim. Böyle bir şey de asla yapmam. Ama daha önce çok net ifade ettim ve hala ediyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisi anayasa yapma yetkisine de gücüne de sahiptir. 'Bu meclis anayasa yapamaz' diyenler demokrasiyi özümsememiş olanlardır. Eğer meclisteki partiler ortak bir metinde buluşabilirse anayasayı yaparlar. Israrla söylediğimiz şey, kimse bu süreci zehirlemesin" ifadelerini kullandı.
"İlk dört madde konusu gündeme gelmeyecektir"
Kurtulmuş, "İlk tur görüşmelerinizde anayasanın ilk dört maddesiyle ilgili bir talep oldu mu?" sorusunu, "Hayır, gündeme gelmedi. İlk dört madde tartışması, lüzumsuz yere vakit kaybetmektir. Mecliste temsil edilen partilerin çoğunluğu hatta tamamına yakını ilk dört maddeyle ilgili en ufak bir problemleri olmadığını ısrarla söylüyor. Dolayısıyla ilk dört madde konusu gündeme gelmeyecektir. Nihayetinde anayasa yapmak bir aritmetik meselesi. Meclisin kahir ekseriyeti ilk dört maddeyi tartışmayı uygun görmüyorsa bu ısrarla gündeme getirmek lüzumsuz bir zaman kaybıdır. Sanki böyle bir tartışma varmış gibi ilgili ilgisiz herkes topa giriyor ve bunun üzerinden vatan bekçiliğine soyunuyor. 1920'den beri bu vatanın bekçisi, egemenliğin kayıtsız, şartsız sahibi olan Türk Milleti ve onun yetkilendirdiği TBMM'dir" şeklinde cevapladı.
Ekim ayından itibaren toplumun geniş kesimleriyle ilgili yapılması beklenen görüşmelere yönelik Kurtulmuş, "Bunlar istişari süreçlerdir. Anayasayla ilgili fikirler netleştikten sonra bir süreç içinde nasıl yasalaşacağı bellidir. Mecliste konuya ilişkin gerekli tartışmalar yapılır. Bugüne kadar içerik tartışmalarından ziyade usulle ilgili konuların gündeme getirilmesini uygun bulduğumu ifade ettim. Nasıl bir komisyon oluşacak, nasıl çalışacak, usul nasıl işletilecek bunlar partiler arası diyaloğun bir sonucu olarak ortaya çıkar" dedi.
"CHP'nin en azından kapıyı kapatmadığını söyleyebilirim"
Bir görüşme zinciri daha olacağı sorulan Kurtulmuş, "Hiç şüphesiz. Birkaç tur daha olacak. Partiler kendi tekliflerini yapacaklar. Önemli bir nokta, yeni anayasaya ilişkin tartışmaların, toplumda yeni bir kamplaşma, kutuplaşmaya vesilesi olarak kullanılmamasıdır. Partilerin anayasası olmaz, halkın, milletin anayasası olur. Nihayetinde anayasalar bir toplumsal sözleşmedir" diye konuştu. Kurtulmuş, CHP'nin anayasa sürecine nasıl baktığının sorulması üzerine, "İlk temaslarımızda anayasa yapım süreciyle ilgili Cumhuriyet Halk Partisi'nin müspet yaklaştığını, en azından kapıyı kapatmadığını söyleyebilirim" dedi.
"Türkiye'nin darbe anayasasından kurtulmasının zamanı geldi"
"Bir kere şunu görmemiz lazım. Bazıları 'çok maddesini değiştirdiniz, daha ne istiyorsunuz' diyor, ama 12 Eylül Anayasası'nın ruhu anayasa metinlerinin içerisindedir. Hala özgürlükçü bir ruha kavuşamamıştır" diyen Kurtulmuş, "Geçmiş dönemlerde vesayet mekanizması işlevi gören kurumların bundan sonraki görev ve yetkilerinin ne olacağı, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçildikten sonra yetki, denetim mekanizmalarının neler olacağı, güçler ayrımının nasıl sağlanacağı gibi çok temel konularda bir ihtiyaç var. Anayasa bundan dolayı gündeme geliyor. Türkiye'nin darbe anayasasından kurtulmasının zamanı geldi. Hayır, bırakalım başka bir zamana kalsın demek böylesine bir ihtiyacı ötelemektir. Biz de siyaseti gayet yakından izliyoruz. Kamuoyu yoklamalarında 'yeni bir anayasa yapılsın mı?' diye sorduğunuz zaman anayasa meselesinin ilk sırada olmadığı aşikardır. Meclisteki en çok oy almış iki parti başta olmak üzere diğer partiler de birlikte ortak bir noktaya gelinirse, yeni anayasa zaten partiler üzerinden kitleselleştirilmeye başlamış demektir. Partilerin müzakere ettiği ve üzerinde uzlaştığı bir metin, halkın da benimseyeceği bir metindir" ifadelerini kullandı.
"Topyekun suçlamalar, yumruklaşmalar, kavgalar, bunlar bize yakışmıyor"
Yeni yasama döneminde milletvekillerinden beklentisi sorulan Kurtulmuş, "Meclis kapanmadan evvel gerçekleşen görüntüler maalesef herkesi üzdü. Meclis temiz bir dil kullanarak, karşısındakine saygı göstererek, meramını kimseye hakaret etmeden anlatarak siyaset yapılan, yapacağımız bir yer. Hepimiz halkın temsilcileriyiz, bu vakarla, bu bilinçle davranmamız gerekir. Mecliste muhataplarına birtakım fiili müdahalelerde bulunmak ne vekillerimize ne de Meclisimize yakışır. Meclis başladığında önce Meclis Başkanlık Divanı'yla, arkasından da partilerin grup başkanvekilleriyle bu konuları görüşmeyi planlıyorum. Burada her birimize sorumluluk düşüyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi, saatlerce, günlerce çalışmış, o kadar çok müzakereler yapılmış, yeri gelmiş iktidar partisi konuşmalarından feragat etmiş, yeri gelmiş muhalefet partileri önergelerini geri çekmiş, bu kadar nezih bir çalışma ortamı gerçekleşmiş ama maksadını aşan sözler, hakaretler ve karşısındakine zarar verecek birtakım eylemler neticesinde, neredeyse meclisin bir yıllık çalışması heba olacaktı. Türkiye Büyük Millet Meclisi bunu hak etmiyor. Bütün ülkeleri dolaşıyoruz. Dünyada en fazla mesai harcayan meclislerden birisi de Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir. Hem komisyonlar hem de genel kurul olağanüstü çalışmalar ortaya koymuştur. Bu kadar müzakerenin, bu kadar sözün, bu kadar işin, bu kadar politik çabanın içerisinde hakaretler, topyekun suçlamalar, yumruklaşmalar, kavgalar, bunlar bize yakışmıyor, doğru şeyler değil. Hem iyi bir dil hem de karşısındakine saygı temelinde arkadaşlarımızın kendisine çekidüzen vermesi lazım" şeklinde konuştu.
Bu konularda iç tüzükte ceza olup olmadığı sorulan Kurtulmuş, "Var tabii. Ama cezaların etkin bir şekilde uygulanması gerekir. Gerekirse iç tüzük değişikliğiyle bu cezaların arttırılması da mümkündür" dedi. İç tüzük değişikliği sorulması üzerine Kurtulmuş, "Meclis başkanı seçildiğimde ilk konuşmamda söylemiştim. İç tüzük değişikliğine de ihtiyaç var. Mesela komisyonların isimlerinin değiştirilmesinden, meclisin haftalık müzakere süreçlerinin yeniden dizayn edilmesine kadar bir sürü alanda değişiklikler yapılabilir. Bu konuyu da hemen Meclis başlar başlamaz parti gruplarıyla müzakere edip onların gündemine taşıyacağım" ifadelerini kullandı.
Kurtulmuş, "Muhtemel anayasa değişikliğinde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde değişiklik olacak mı? Muhalefetten bu yönde bir talep var mı?" sorusunu ise şu şekilde cevapladı:
"Bu bir süreç meselesi. Şu anda herhangi bir partinin 'şöyle bir taleple geldim' dediği bir durumda değiliz. Ama ihtiyaçların neler olduğu belli. Zaman zaman Sayın Cumhurbaşkanımız da 'Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde bazı revizyonlara gidilebilir' diye açıklamalarda bulundu. Öncelikle temel prensipleri koyarak denge denetim işlevlerinin sağlanması, güçler ayrımının çok hassas bir şekilde korunması, hatta yargı üst yönetiminin yeniden düzenlemesi gibi birçok konuda teklifler gelebilir. Bu teklifler gündeme geldikçe müzakere edilir. Eğer partiler ortak bir noktada buluşursa değişiklik yapılır."
Kurtulmuş, "Sizden yana da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde bir revizyon hissedebilir miyiz?" sorusuna ise, "Bu zaten söylendi. Birtakım revizyon ihtiyaçlarının olduğu aşikardır" şeklinde cevapladı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mudanya sahilinde seyyar satıcı temizliğiZabıta, sahilde seyyar satıcılara geçit vermiyor28 Mayıs 2025 Çarşamba 10:06GÜNDEM
65 ilde zirai don felaketi!TZOB Başkanı Bayraktar: "65 vilayetimizde büyük bir zirai don felaketi ile karşı karşıya kaldık"28 Mayıs 2025 Çarşamba 09:41GÜNDEM
Bakan Yerlikaya açıkladı: 89'u tutuklandı9 ilde 'bilişim suçları' operasyonlarında 144 şüpheli yakalandı, 89'u tutuklandı28 Mayıs 2025 Çarşamba 09:38GÜNDEM
Güngören’de iş yerinde patlamaOlay yerine çok sayıda polis ekibi sevk edildi.28 Mayıs 2025 Çarşamba 09:31GÜNDEM
Borsa İstanbul operasyonu! Çok sayıda gözaltı...Borsa İstanbul piyasasında manipülatif hareketler yaptıkları tespit edilen 17 şüpheli hakkında gözaltı kararı28 Mayıs 2025 Çarşamba 09:27GÜNDEM
Takvim belli oldu...Kritik görüşme bugün!AKP ve DEM Parti görüşmesi bugün27 Mayıs 2025 Salı 12:15GÜNDEM
DEM Parti’den MHP görüşmesi sonrası açıklamaBahçeli, Bakırhan ve Hatimoğulları’nı yine kapıya çıkarak uğurladı27 Mayıs 2025 Salı 12:13GÜNDEM
İBB Başkan vekili Nuri Aslan'a soruşturmaİstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı27 Mayıs 2025 Salı 11:24GÜNDEM
'Maydanoz Döner'e yeni operasyon: 23 gözaltı'Maydanoz Döner'e FETÖ operasyonu: 23 gözaltı27 Mayıs 2025 Salı 11:13GÜNDEM
İBB soruşturmasında 25 şüpheli tutuklandıİBB’ye yönelik yolsuzluk soruşturmasında 25 şüpheli tutuklandı27 Mayıs 2025 Salı 09:33GÜNDEM
Erdoğan: Kimsenin gözünün yaşına bakmamCumhurbaşkanı Erdoğan: "Yetkisini kötüye kullananın gözünün yaşına bakmadık, bakmayız"26 Mayıs 2025 Pazartesi 16:32GÜNDEM
DEM Parti: Bir yol temizliğine ihtiyaç varDEM Parti Grup Başkanvekili Koçyiğit: "TMK, TCK, CMK ve infaz hukukunun baştan sona ayıklanması gerekiyor ve bütün bu ayıklamalardan sonra da kapsamlı demokratikleşme paketleri hızlı bir şekilde Meclis'e getirilmesi gerekiyor"26 Mayıs 2025 Pazartesi 16:25GÜNDEM
Operasyon künefe zincirine uzandıİzmir’deki FETÖ operasyonunda ‘Antiochia Künefe’ detayı26 Mayıs 2025 Pazartesi 12:55GÜNDEM
Apartta gizli kamera skandalıEvini aparta çevirip, prizlere gizli kamera yerleştirdi26 Mayıs 2025 Pazartesi 12:00GÜNDEM
CHP kurultayını iptal davasında yeni gelişme!CHP kurultayına iptal davasının 30 Haziran'a ertelendiği bildirildi.26 Mayıs 2025 Pazartesi 11:12GÜNDEM
İBB'de 4'üncü dalga... 45 şüpheli adliyeye sevk edildiİBB'ye 4'üncü dalga yolsuzluk operasyonunda gözaltına alınan 45 şüpheli adliyeye sevk edildi26 Mayıs 2025 Pazartesi 10:19GÜNDEM
3 bin kişilik kadroya, 1.6 milyon başvuru!İşsizlik sorununu gözler önüne serdi.24 Mayıs 2025 Cumartesi 11:13GÜNDEM
Kırmızı bültenle aranan 3 şahıs yakalandıİçişleri Bakanı Yerlikaya: "Kırmızı bültenle aranan 3 şahıs yakalandı ve ülkemize iadeleri sağlandı"24 Mayıs 2025 Cumartesi 10:30GÜNDEM
Yazıcı'dan Anayasa çalıştayı açıklamasıYeni anayasa için 4'üncü çalıştay düzenleniyor23 Mayıs 2025 Cuma 11:14GÜNDEM
O ilde kene kabusu! Ölü sayısı 4'e çıktıKene yapışan kişi öldü, ölü sayısı 4'e yükseldi23 Mayıs 2025 Cuma 10:47GÜNDEM
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2015 Bursa Bakış