22 Kasım 2024
  • Bursa13°C
  • İstanbul11°C
  • Ankara9°C

"İDLİB HAREKATI AN MESELESİ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Suriye çıkışı...

"İdlib harekatı an meselesi”

19 Şubat 2020 Çarşamba 15:12

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “İdlib’de rejimin saldırganlığını sona erdirip Soçi muhtırası sınırlarına çekilmesi için son günlere giriyoruz. Artık son ikazlarımızı yapıyoruz. Gerek ülkemizde, gerek Rusya’da, gerekse sahada yapılan görüşmelerde şuana kadar arzu ettiğimiz neticeye ulaşamadık. Türkiye, İdlib konusunda kendi harekat planlarını uygulamak üzere her türlü hazırlığını yapmıştır. Her operasyonda olduğu gibi bu konuda da bir gece ansızın gelebiliriz diyoruz. Daha açık bir ifade ile İdlib harekatı bir an meselesidir” dedi.   

Son dakika haberleri...

TBMM’de AK Parti grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ ile mücadele, Gezi olayları, Suriye, Libya ve ekonomi konularına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Yargının FETÖ’nün tasallutundan kurtarılması için verilen mücadeleyi değersiz hale getirmeye ve tersi göstermeye çalışan herkesin FETÖ’cü olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

“İlk kuruluş yıllarından itibaren bu yapıyı organize eden akıl, öyle bir sistem kurmuş ki, en kritik isim üzerinden dahi en fazla birkaç kademe geriye gidebiliyorsunuz. Bunun ucu Türkiye’de değil, dışarıda. Böylesine karmaşık bir yapının kendi kendine doğup gelişmediği açıktır. Bizi en çok da ülkemizin her köşesine ve dünyanın dört bir yanına sosyal ve ekonomik bir örümcek ağı gibi yayılan bu örgütün CHP içinde böylesine güçlü olması şaşırttı. Devlet FETÖ’yü her yerde elbette izlemiştir ama CHP Genel Merkezi'ne yeteri kadar bakılmadığı anlaşılıyor. Son dönemde tedavüle sürülen en sinsi oyunlardan birisi de FETÖ’nün istismar ettiği, kendi amaçları için kullandığı bir takım düzenlemeler bahane edilerek doğrudan milli iradenin, milletvekillerinin ve Meclisin hedef alınmasıdır. Bu büyük bir tehlike. Kılıçdaroğlu ve CHP ekibiyle kimi eski askerlerin koçbaşlığını yaptığı bu oyun, geçmişte darbecilerin ve cuntacıların milli iradeyi ipotek altına alma yöntemlerinin bir başka versiyonudur. TBMM’nden çıkan her kanun, her karar beğensen de beğenmesen de tüm Meclisin, tüm milletvekillerinin namusudur, buna saygı duyacaksın. Kılıçdaroğlu ve avenesi milli iradeye saldırarak kendi namuslarını ayaklar altına almaktadır. Yargının FETÖ’nün tasallutundan kurtarılması için verilen mücadeleyi değersiz hale getirmeye ve tam tersi göstermeye çalışan herkes hükmen FETÖ’cüdür. Şayet 17-25 Aralık darbe girişiminin ardından yargıda verilen mücadele olmasıydı, 15 Temmuz dahil diğer saldırıları hukuk devleti sınırları içinde göğüsleyemezdik. FETÖ’cülerin kendi çıkarları ve hedefleri için her kılığa, hatta CHP’li kılığına bile girdiklerini düşündüğümüzde siyasette ve bürokraside bu örgüt mensuplarının teşhisi ve tasfiyesinin zorluğu daha iyi anlaşılacaktır. Şayet 10 yıldan beri CHP’ye rağmen yürüttüğümüz mücadele olmasaydı bugün FETÖ ülkemizi tümüyle işgal edecek güce çoktan ulaşmıştı. Biz FETÖ ile mücadeleyi başlattıktan sonra bırakınız geri adım atmayı, her geçen gün çıtayı daha da yükselttik. FETÖ’nün 40 yıllık birikimini riske atarak başlattığı 15 Temmuz darbe girişiminin sebebi bizim kararlığımız değil midir? Tespit ettiğimiz her yerde ve her durumda örgütün tepesine bine bine muvazenelerini bozduk. Mücadelenin nispeten yavaş yürümesinin sebebi her işimizi hukuka uygun yapmamızdan kaynaklanıyor. Bunların bir kısmı Amerika’da, Almanya’da, Fransa’da, her yere serpilmişler. Kendi ifadesi ile ‘dünyanın 160 ülkesinde varız’ diyor. Bunu FETÖ kendisi söylüyor. Böyle bir çalışma, böyle bir adım ve böyle bir serpilme olayı. Biz de bu 160 ülkede bunları kovalıyoruz. Ulaştığımız bütün liderlere ‘bunları bize verin’ diyoruz. Birçoğunu da aldık, alıyoruz. İşte en son Pakistan’dakileri de aldık, orayı da temizledik. Eğer 15 Temmuz yapılmasaydı, hukuki alt yapısını oluşturduğumuz tedbirlerle bir süre sonra FETÖ’nün tasfiyesini hızlandırmış olacaktık. OHAL uygulaması sadece hukuki zemini oluşturulan bu çalışmaların daha pratik şekilde yürütülmesini sağlamıştır. Hala ’15 Temmuz neydi, ne değildi’ tartışması yapan, hala anlayamamış gibi davranan zihniyet bizzat bu işin parçasıdır. ByLock listelerinin, HTS kayıtlarının, darbe gecesi görüntüleri ve görüşmelerinin yargının elinde olduğunu bildikleri halde sırf kafa karıştırmak için bunları dile getirenler de bizzat işin parçasıdır. Biz kimin ne dediğine bakmadan bu kervanı yürütecek, FETÖ ile mücadeleye sonuna kadar devam edeceğiz. FETÖ’nün eline tutuşturduğu malzemelerle bizim karşımıza çıkanların ömürleri çakmak taşının çıngısının ışığı kadar olur.”

İDLİB GERİLİMİ

Son günlerde kasıtlı bir kampanyanın yürütüldüğünü, Türkiye’nin ve Türk milletinin aleyhine olan her iş gibi bu kampanyanın da öncülüğünü CHP’nin yaptığını söyleyen Erdoğan, “Bizim gündemimizde bölgemizdeki gelişmelerden ekonomiye kadar nice hayati mesele var. Sadece sınır güvenliğimiz değil, aynı zamanda 83 milyon vatandaşımızın her birinin evinde huzurla uyuyabilmesi bakımından kritik öneme sahip Suriye’de destansı bir mücadele yürütüyoruz. Harekat bölgemize yönelik tacizlere en sert şekilde cevap veriyoruz. Şayet bu bölgelerde muhatap ülkeler Türkiye’nin güvenlik kaygılarını karşılayamazsa kendi başımızın çaresine bakmak zorunda kalacağımızı her fırsatta açıkça kendilerine söyledik. İdlib’de rejimin saldırganlığını sona erdirip Soçi Muhtırası sınırlarına çekilmesi için son günlere giriyoruz. Artık son ikazlarımızı yapıyoruz. Gerek ülkemizde gerek Rusya’da gerekse sahada yapılan görüşmelerde şuana kadar arzu ettiğimiz netice ulaşamadık. Her ne kadar görüşmeler devam edecek olsa da masada bizim istediğimiz yerin çok uzağında olduğu bir gerçektir. Türkiye İdlib konusunda kendi harekat planlarını uygulamak üzere her türlüğü hazırlığını yapmıştır. Her operasyonda olduğu gibi bu konuda da bir gece ansızın gelebiliriz diyoruz. Daha açık bir ifade ile İdlib harekatı bir an meselesidir. Ülkemizin bu konudaki kararlılığını hala anlamamış olan rejimi ve onu cesaretlendirenlere özellikle İdlib’i bırakmayacağız. Cumartesi günü Sayın Trump ile bu konuyu görüştük, onunla bu tespitlerimizi paylaştık. Bu bölgedeki gelişmelerin ülkemizin üzerine getireceği yükü göz göre göre omuzlamaya asla niyetimiz yoktur. Ne pahasına olursa olsun İdlib’i hem Türkiye hem de bölge halkı açısından güvenli bir yer haline dönüştürmekte kararlıyız” dedi. 
 
 LİBYA DEĞERLENDİRMESİ

Türkiye’nin Libya’da Trablus yönetiminin yanında yer almayı sürdürdüğünü belirten Erdoğan, “Ülkemizin Libya’ya ayak basması ile birlikte darbeci Hafter’in ilerleyişi zaten durmuştu. Şayet uluslararası toplumun da dahil olduğu görüşmelerden adil bir anlaşma çıkmazsa ki, şuanda Trablus’un meşru yönetimi masadan çekilmiştir ki, olumlu, haklı, isabetli bir karardır. Çünkü tezgah farklı dolaşıyor. Farklı yöne doğru gidiyor. Meşru Trablus yönetimini ülkenin tamamında hakimiyet kurması için destekleyeceğiz. Akdeniz’de Libya ile yaptığımız anlaşmanın ardından ülkemiz lehine değişen dengeleri giderek güçlendiriyoruz. AB’nin Libya ile ilgili olarak herhangi bir karar alma yetkisi yoktur. AB durumdan vazife çıkarmanın gayreti içinde. Neye göre, bu yetkiyi nereden alıyorsun, böyle bir yetkin yok. Türkiye’nin konumu farklı, bu konuda sergilediğimiz kararlı duruş sayesinde Akdeniz’de ilan ettiğimiz statü Yunanistan başta olmak üzere konuya müdahil ülkeler tarafından yavaş yavaş kabullenilmeye başlamıştır. ABD Başkanı Trump ile 100 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşma hedefimizi, ülkelerimiz arasındaki diğer sorunlardan ayrı tutma kararına vardık. Türkiye’nin ileri teknoloji başta olmak üzere geleceğin ekonomisinin alt yapısını kurma çabalarına Amerika ile tesis edeceğimiz ticari işbirliğinin büyük katkısı olacaktır” diye konuştu. 

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gündem