06 Kasım 2024
  • Bursa5°C
  • İstanbul10°C
  • Ankara0°C

EUROVİSİON' BU YIL YOKUZ

Bu yıl finallere katılınmadı.

EUROVİSİON' BU YIL YOKUZ

Bugün Eurovision günü. Biz yokuz, yarışmıyoruz ama hemen hemen herkes sahnede olacak. Bu seferkinin farklı bir özelliği de var, 60. yılı kutlanıyor. Dile kolay, 60 yıldır yapılan bir yarışma bu. Avrupa ülkelerini müzik yoluyla birleştirme, kaynaştırma niyetiyle başlamış bir yarışma. Son yıllarında müzikten epeyce uzaklaşmış ve işin eğlencesine (ve tabii parasına, puluna) daha çok yanaşmış olmasına rağmen, bu kadar zamandır süren bir etkinlik, nereden bakılırsa bakılsın mühimdir.

2012 yılında Can Bonomo ile yarıştığımız (‘Love Me Back’) ve 7. olduğumuz yıldan beri katılmıyoruz. O yıl TRT yönetimi, “Ülkeler birbirlerini kollayan puanlar verdikleri...” şeklinde özetlenebilecek gerekçeler ileri sürdü (halbuki gurbetçilerimizin oyları sayesinde, en fazla kollanan bizdik) katılmaktan vazgeçilmesi konusunda ama hikâyeydi hepsi. Herkes biliyordu ki ekrandan taşan gösteriler sırasında sergilenen çıplaklık ve cinsellik dozu giderek artmış, TRT’yi ve onlara akıl-fikir verenleri rahatsız etmişti. Aslında bilmediğimiz bir şey yoktu; birileri, bizim adımıza ahlakımızı korumak istemişti yine. Hani o ekrana bakar bakmaz, anında bozulacağı sanılan ahlakımızı.

Bu akşamki yarışma (geçen yıl Avusturya adına yarışan Conchita Wurst yarışmayı kazandığı için) Viyana’da yapılıyor. 40’a yakın ülke başvurdu ve bu hafta içinde yapılan iki yarı final sonucunda, yarışacak olan ülkelerin listesi netleşti.

Hiçbir ülke çok popüler bir isimle yarışmıyor. İtalya adına yarışan (ve Sanremo ile ününü cilalamış) Il Volo, yarışmacıların en popülerlerinden. Zaten iş sesi, şarkıyı çoktan aşıp geçtiğinden, hemen hemen her ülke, bir ilginçlik ya da bir numara ile ağızları saniyesinde iki karış açık bırakabilecek şarkıcı ya da grupların peşinde. Bir kısım ülke ise işi otomatiğe bağlamış durumda; yaptıkları popstar türü yarışmaların birincisini göndermekteler. Bir kısmında ise, Eurovisionseverlerin oluşturduğu OGAE adlı kurumun/derneğin seçimleriyle belirleniyor gönderilecek isim.

EVERY WAY THAT WE CAN


1975’te ilk katıldığımız yarışma ve sonrasında, bizi temsil edecek şarkı ve şarkıcıyı, her zaman bir eleme ile belirledi TRT. Çok sıhhatli bir yol olduğunu söylemeye gerek bile yok. Birilerinin atadığı tek kişi yerine onlarca (bazı yıllarda yüzlerce) şarkı yarışıyor, içlerinden biri kazanıyordu. Tam bir zenginlik vardı.

Gönderilen şarkı(cı)nın yanında, gönderilmeyenler de kazanç hanemize yazıldı her seferinde. ‘Boşver’ (Nilüfer, 1975) ‘Delisin’ (Cici Kızlar, 1975), ‘İmkânsız’ (Grup Karma, 1978), ‘Anılar’ (Nükhet Duru, 1978), ‘Olsam’ (Ajda Pekkan, 1980), ‘1945’ (Sezen Aksu, 1984), ‘Küçük Bir Aşk Masalı’ (Sezen Aksu ve Özdemir Erdoğan, 1985), ‘No Problem’ (MFÖ, 1987), ‘Ve Melankoli’ (Kayahan, 1989) gibi şarkılar böyle çıktı ortaya.

Ve daha sonra, 90’larla birlikte popu patlatacak kadroların (Aşkın Nur Yengi, Asya, Sertab Erener, Sibel Tüzün, Reyhan Karaca, İzel dahil) büyük kısmı, bu elemelerle sınandılar, tecrübe kazandılar.

Bu akşam biz yokuz. Gelecek yıl bizim de katılabileceğimiz konuşuluyor. 2009 yılında Hadise’nin bacakları yalnızca ekranları kaplamamış, Eurovision konusunda karar verenlerin uykularını da kaçırmıştı. O yıl sonrası hep erkekler (maNga, Yüksek Sadakat ve Can Bonomo) yarışabildi. Sonra bu da kalmadı. Umarız yeniden katılma kararımız, (yarışacak ismin, bir eleme sonrası tespit edilmesinin yanında) her türlü kontrol ve yasaktan muaf olur.

Ama el ele vermiş Avrupa ülkeleri ekranlarda bu akşam. Seyredelim, hatta elde defter/kalemler, biz de not verelim. Eğlenceye ihtiyacımız olmadığını düşünen var mı aramızda?

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Magazin