14 Mayıs 2024
  • Bursa6°C
  • İstanbul9°C
  • Ankara3°C

ERDOĞAN'DAN MACRON'A TEPKİ

"Sayın Macron, önce sen kendi beyin ölümünü bir kontrol ettir."

Erdoğan'dan Macron'a tepki

29 Kasım 2019 Cuma 15:42

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un 'NATO'nun beyin ölümü gerçekleşti' açıklamasına sert tepki gösterdi: "Sayın Macron bak Türkiye'den sesleniyorum, NATO'da da söyleyeceğim, önce sen kendi beyin ölümünü bir kontrol ettir."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Maltepe'de Marmara Üniversitesi Recep Tayyip Erdoğan Külliyesi temel atma töreninde konuştu.

Türkiye'de üniversite üniversite sayısını 76'dan 207'ye çıkarırken sadece skor amaçlı hareket etmediklerini söyleyen Erdoğan, "En köklüsünden en yenisine kadar, tüm üniversitelerimizin yüksek öğrenimden beklediğimiz işlevleri yerine getirebilecek anlayışa, donanıma, altyapıya sahip olması için de çalıştık" dedi.

Erdoğan, "Üniversitelerimizin başarıları ülkemizin en büyük gururu, övünç kaynağı olmalıdır. Cumhurbaşkanı olarak bu konuda üzerimize düşen her türlü görevi yerine getireceğiz. İlk 500, ilk 100 listelerinde ülkemizden bir elin parmağı kadar değil göğsümüzü kabartacak düzeyde üniversitelerin yer almasını bekliyoruz" diye konuştu.

'Türkiye'yi NATO'dan çıkarmak-çıkarmamak... Bu senin haddine mi?'

Economist dergisine verdiği röportajda 'NATO'nun beyin ölümü yaşadığını' söyleyen Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'a sert sözlerle yüklenen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Fransa Cumhurbaşkanı Sayın Macron bak Türkiye'den sesleniyorum, NATO'da da söyleyeceğim, önce sen kendi beyin ölümünü bir kontrol ettir. Türkiye'yi NATO'dan çıkarmak-çıkarmamak... Bu senin haddine mi? Böyle bir şeyin kararını senin verme yetkin var mı?"

Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Bu coğrafya, inancıyla ilgili hassasiyetlerine dokunulmaması şartıyla her imkanı, her değeri, her birikimi kucaklama kültürüne sahiptir. İslam dünyasının sıkıntılarının sebebi nasıl İslam değilse, ülkemizin geçmişte yaşadığı krizleri de milletimize ve kültürümüze mal edemeyiz.

Kendimiz olmayı, kendimiz üretmeyi, kendimiz düşünmeyi bırakıp başkalarına benzemeyi hayatımızın merkezine yerleştirdiğimiz gün, kaybetmeye başlarız.

Başımıza gelenlerin nedeni son birkaç asırdır medeniyet ufkunu yitirmiş, öz güvenini kaybetmiş, Batı karşısında ezik, kendi kültürüne karşı nobran, kendisi üretmek yerine kopyalamayı bilim diye yutturmuş bir zihniyetin üzerimize karabasan gibi çökmüş olmasıdır.

Türkiye, son 17 yılda yaşadığı büyük dönüşümün ardından sadece bilim alanında değil her konuda çok farklı bir kulvara girmiştir. Artık kendisine inanan, gücüne inanan, hedeflerine kilitlenen, tuzakları bozan bir Türkiye var.

Üniversitelerimizden beklentimiz, medeniyet davamızı her türlü ön yargıdan arınmış olarak, insanlığın tüm birikimini kullanarak güçlendirmeyi yükseltmeleri ve yüceltmeleridir.

Arnavutluk'a inşallah, en uygun yerde ekiplerimiz çalışmalarını yapacak ve 500 konutu Türk kardeşleri olarak orada inşa etmiş olacağız.

Başka yerlerde üretilen bilginin ezbercisi, kopyacısı, tekrarcısı değil bizatihi bilginin membaı haline gelen üniversitelere sahip olmanın hayaliyle yaşıyoruz.

Türkiye ile ilgili hazım sorunu yaşayanların giderek arttığını görüyoruz. Son örneği NATO tartışmalarıdır. Hiç risk almayan hep kazanmaya alışmış kimi ülkeler, Türkiye'nin kendi hakkını, hukukunu, egemenliğini koruma çabalarına tahammül edemiyor. Fransa Cumhurbaşkanı'nın son açıklamaları bu hastalıklı anlayışın örneklerinden biridir.

'NATO'nun beyin ölümü gerçekleşmiştir' diyor.

Fransa Cumhurbaşkanı Sayın Macron bak Türkiye'den sesleniyorum, NATO'da da söyleyeceğim, önce sen kendi beyin ölümünü bir kontrol ettir.

Türkiye'yi NATO'dan çıkarmak-çıkarmamak... Bu senin haddine mi? Böyle bir şeyin kararını senin verme yetkin var mı?

NATO için Fransa ne anlam ifade ediyoruz bilemeyiz ama Türkiye bu kurumun en önemli üyesidir. Türkiye olmasa, dünyanın dört bir yanındaki teröristlerin Avrupa'ya yığılacağından kimsenin şüphesi olmasın.

Ülkemizin haklı hassasiyetlerini hiçe sayıp en küçük bir ilgilerinin olmadığı Suriye'de tırnak tutturmaya çalışan Fransa'nın ta kendisidir.

(Fransa'nın Suriye'de bulunması) Senin orada bulunmaya hak ve selahiyetin yok. Seni rejim de davet etmiş değil.
Türkiye'nin istiklali ve istikbali söz konusu olduğunda, söylediği her şeyi yapacak gücü, kararlılığı, imkanı olduğu, herhalde artık iyice görülmüş, kabul edilmiştir.

Güvenli bölgeden ve ötesinden ülkemize yönelen tehditler makul bir sürede bertaraf edilemezse bu işi bizzat kendimiz yapmakta tereddüt göstermeyiz.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gündem