Karabaşotu; ağrı kesici ve mikrop öldürücü özellikleriyle biliniyor. Şifa deposu olan karabaşotu demlenerek çay şeklinde tüketilebiliyor. Lavantanın bir türü olan ve halk arasındaki adıyla karabaş otunun faydaları saymakla bitmiyor.

Özellikle kalp damarı açıcı olarak bilinen karabaş otu, genellikle çay şeklinde tüketiliyor. Uzmanlara göre ise faydaları bununla sınırlı değil. Karabaş otunun tıbben antiseptik ve antifungal özelliklere sahip olduğunu ifade eden Uludağ Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Hulusi Malyer, karabaş otunun kalp damar açıcı özelliğinin yanı sıra birçok rahatsızlığın tedavisinde kullanıldığını söyledi.

KARABAŞ OTUNUN FAYDALARI Malyer, “Türkiye'de yetişen iki lavanta türünden biri olan, 'lavandula pedunculata subsp. cariensis', ülkemiz için endemik bir türdür ve halk arasında karabaş otu olarak bilinir.

Bursa’da Karacabey, Yeniköy ve Kocaçay Deltası’nda yaygın olarak bulunan bu endemik türün bilinen tek kumul topluluğu da yine Kocaçay Deltası’nda yer alıyor.

Halk arasında en bilinen kullanım şekli çay halinde içilmesidir. Ama uçucu yağının, şeker üzerine iki üç damla damlatılarak kullanılması da mümkündür.

Bursa’daki aktarlar genellikle çay halinde kullanılmasını tavsiye ediyor. Daha çok kalp damar açıcı olarak tavsiye ediyorlar. Aslında spazm çözücü, ağrı kesici, mikrop öldürücü, safra artırıcı, idrar söktürücü, tansiyon düşürücü ve tonik, iştah açıcı özellikleri de var. Romatizma ağrılarında ve migren tedavisinde de farklı lokal kullanımları mevcut.

Zaten bundan dolayı kullanımı da oldukça yaygındır. Zararsızca kullanılabilecek bir bitki ve çay şeklinde demlenerek rahatlıkla tüketilebilir” dedi. Lavantanın faydalarının yanı sıra tarihinden de söz eden Malyer, kelimenin etimolojisinden de bahsetti. “Lavanta, tarihin eski dönemlerinden beri koku verici olarak kullanılıyor.

Çamaşır ve banyo sularına lavanta yaprağı karıştırıldığı bilinir. Kelimenin kökeni de yıkamak anlamına gelen ‘lavre’den gelmektedir. Lavanta bitkisi aromatik özelliğinin yanı sıra tıbbi olarak da önemli bir kullanıma sahip. Osmanlı zamanında özellikle ‘kolera’ hastalığına karşı kullanılmasıyla alakalı Sultan Abdülmecid’in bir fermanı dahi var” şeklinde konuştu.

l