28 Mart 2024
  • Bursa18°C
  • İstanbul19°C
  • Ankara22°C

FARKINDA OL, NİLÜFER OLURSUN!

Nilüfer Menekli Buzcular

03 Ekim 2015 Cumartesi 14:44

"...Niçin nilüfer? Çünkü nilüferin sembolik bir önemi vardır: O, çamurun içinde yetişir. O bir dönüşüm sembolüdür… Çamur pistir, belki kokuyordur; nilüfer hoş kokular yayar ve o kokuşmuş çamurun içinden çıkar. Tam olarak aynı şekilde hayat da kokuşmuş çamurdur ama bir nilüfer olma olasılığı orada gizlidir." OSHO

 

“Nilüferlerimi anlamam biraz zaman aldı. Onları zevk için dikmiş, resimlerini yapmayı düşünmeden yetiştirmiştim. Bir manzara bir anda zihninize yerleşmiyor. Sonra birden, göletimin büyüsünün farkına varıp paletimi elime aldım. O zamandan beri neredeyse başka konum olmadı.” Claude Monet''

"Ressam olmayı büyük olasılıkla çiçeklere borçluyum" Monet

 

Yunanlı yakışıklı bir genç, bir gün ormanda ava çıkmış. Ormanda gezinen su perisi Eko onu tesadüfen görmüş ve ona aşık olmuş. Ve bu gence kendisini göstermeye karar vermiş. Eko tüm güzelliğiyle gencin karşısına çıkmış. Ama genç avlanmaya duyduğu heyecan ile Eko’nun yanından ona bir kez bile bakmadan geçivermiş. Çok üzülen Eko kendini bir mağaraya kapatmış ve ağlamaya başlamış. Eko’nun bu haline çok üzülen Tanrılar sormuşlar: “Senin acını nasıl dindirebiliriz Eko?” Bu soruya Eko: “Suyun içine hapis olmak bundan sonraki yaşamımı suda geçirmek istiyorum” diye cevap vermiş. Tanrılar bu isteğini çaresiz yerine getirmişlerdir. Ve böyle güzel alçakgönüllü bir su perisinin hatırasını yaşatmak için onun sesini doğada bırakmışlardır. Zeus Eko’nun yaşadıklarına sebep olan bu gencin cezalandırılmasına karar vermiş sonra. Cezaya göre genç avdan dönerken gördüğü ilk kişiye aşık olacaktır. Cezadan habersiz olan genç avdan dönerken susamış ve gölün kenarına gitmiş. Tam su içecekken suda yansıyan yakışıklı yüzünü görmüş ve yüzüne aşık olmuştur. Bu yüze bu güzel yüzün sahibine ulaşmak isteyen genç göle atlamış. Ve boğularak ölmüştür. Tanrılar gencin yakışıklılığını ölümsüzleştirmek için gölün üzerine eşsiz güzellikteki nilüfer çiçeklerini yerleştirmiştir. Hala nilüfer çiçekleri kökleriyle gölün dibine ulaşmaya çalışır, gencin bulamadığı aşkını bulabilmek için. Ama tanrıların oyunudur ki en acısı da budur nilüferin kökleri sadece su yüzeyinin biraz altlarına ulaşabilir.

 

 

Budizm'de nilüfer çiçeğinin saflığı, sadakatı ve ruhsal uyanışı temsil eder. Sembolik olarak manevi aydınlanmaya ulaşmanın anahtarı olarak kabul edilir. İnsanın ışığa doğru yükselmesine benzer bir şekilde çamurlu su üstünde yukarı doğru  büyür.

 

Hinduizm'de nilüfer çiçeği kutsal kabul edilir ve dini anlamları vardır. Çakralar olarak bilinen vücudumuzun enerji merkezlerini, güzellik, refah, bilgi, doğurganlık ve her şeyden önce, sonsuzluk ve maneviyatı temsil eder.

 

Mısır kültüründe güneşi ve yeniden doğuşu temsil eder. Bu nilüfer çiçeğinin gün ışığıyla birlikte yapraklarını açmasından ileri gelmektedir.

 

Nilüfer çiçeği tasvirlerine Uygur sanatında yoğun bir şekilde rastladığımız gibi, İslamiyetten sonra Karahanlılar vasıtasıyla Türk- İslam sanatına aktarıldığı ve Selçuklularlada Anadolu'ya geldiği bilinmektedir. Nilüfer çiçeğine Altaylar bölgesindeki kazılarda rastlanmıştır. Altay Türkleri'nin kendi felsefelerini hala nilüfer çiçeğine bağlamış olması, ne kadar öenmli değil mi ?

(Alıntıdır)

 

Gününüz Monetin bahçeleri kadar aydınlık olsun :)

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarın Diğer Yazıları